Önlem Alınmıyor, Sorumlular Cezasız Kalıyor: Mayıs Ayında En Az 177 İşçi Hayatını Kaybetti

Türkiye’de işçilerin hayatı ucuz olmaya devam ediyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), Mayıs 2025’e ilişkin iş cinayetleri raporunu açıkladı. Rapora göre, ay boyunca en az 177 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Böylece 2025’in ilk beş ayında yaşamını yitiren işçi sayısı 796’ya ulaştı. Raporda, ölümlerin sektörel, coğrafi ve demografik dağılımına dair çarpıcı veriler yer aldı. Ayrıca iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı, sendikal örgütlenmenin engellendiği ve sorumluların yargılanmadığı bir sistemde ölümlerin istisna değil, kural hâline geldiği vurgulandı.

Sanayi, Tarım ve İnşaat İlk Sıralarda

İş cinayetlerinin sektörel dağılımına bakıldığında sanayi işkolunda 54 işçi, hizmet sektöründe 50 işçi, inşaatta 38 işçi, tarımda ise 35 işçi yaşamını yitirdi. En fazla ölüm inşaat, tarım, taşımacılık ve sanayi işkollarında gerçekleşti. Mevsimsel etkenlerle birlikte tarımda yoğunlaşan ölümler, taşımacılıktaki artan insan ve mal hareketliliğiyle birleştiğinde tablo ağırlaştı.

Trafik Kazaları ve Göçükler İlk Sırada

İşçilerin ölüm nedenlerinin başında trafik ve servis kazaları (37 ölüm) gelirken, onu ezilme ve göçükler (30 ölüm) izledi. Üçüncü sırada, güvencesiz ve yoğun çalışmanın sonucu olarak değerlendirilen kalp krizi ve beyin kanamaları (26 ölüm) yer aldı. Yüksekten düşmeler (25 ölüm) ise özellikle inşaat sektöründeki ihmallerin ölümcül sonuçlarını bir kez daha ortaya koydu.

Kadınlar, Çocuklar, Göçmenler: Görünmeyen Bedeller

Mayıs ayında hayatını kaybeden işçilerin 12’si kadın, 6’sı çocuk işçiydi. Kadın işçiler tarım, eğitim, sağlık ve genel işler gibi alanlarda çalışıyordu. Ölen çocuk işçilerin üçü tarımda, ikisi metal, biri ise tekstil işkolunda istihdam ediliyordu. Göçmen işçiler arasında ise 5’i Suriyeli, biri Azerbaycanlı, biri İranlı olmak üzere toplam 7 göçmen yaşamını yitirdi. Göçmen işçiler genellikle tarım, inşaat, taşımacılık ve tekstil gibi düşük ücretli ve güvencesiz sektörlerde çalışıyordu.

Sendikasızlık Ölüme Davetiye Çıkarıyor

Rapora göre ölen işçilerin sadece 8’i sendika üyesiyken, 169’u sendikasızdı. Bu oran, işçilerin örgütsüzlüğünün ne kadar hayati bir mesele olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Sendikalı işçilerin büyük bölümü belediye, taşımacılık, madencilik, sağlık ve güvenlik gibi kamuya yakın alanlarda istihdam ediliyordu.

Çarpıcı Vaka Örnekleri

İSİG’in raporunda yer verdiği bazı ölümler, yaşananların sadece bir “istatistikten” ibaret olmadığını gösteriyor:

  • Oğuzhan Aydemir ve Çiğdem Keskin, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı nedeniyle yaşamını yitiren iki besici olarak kayıtlara geçti.

  • Ahmet Toygar, 21 yıl önce yakalandığı silikozis hastalığı nedeniyle yaşamını yitirdi.

  • Erol Eğrek, 10 yıldır alamadığı ücretlerini talep etmek için Çalık Holding önünde eylem yaptıktan sonra dövüldü, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.

Coğrafi Dağılım: 54 Şehirde ve Yurt Dışında Ölümler

İstanbul, 24 iş cinayetiyle listenin başında yer alırken, onu Aydın, Muğla ve Sakarya takip etti. İş cinayetlerinin 54 şehirde ve yurt dışında çalışan Türk işçilerin bulunduğu bir ülkede gerçekleştiği tespit edildi. Bu durum, iş cinayetlerinin ülke genelinde sistematik bir sorun olduğunu gösteriyor.

Yaş Gruplarına Göre Dağılım

İş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin yaş aralığı da dikkat çekici:

  • 2’si 14 yaş ve altı,

  • 4’ü 15-17 yaş arası,

  • 25’i 18-29 yaş arası,

  • 84’ü 30-49 yaş arası,

  • 52’si 50-64 yaş arası,

  • 4’ü 65 yaş ve üzeri,

  • 6’sının ise yaşı tespit edilemedi.

Bu tablo, çocuk işçiliğin hâlâ bir realite olduğunu, yaşlılıkta çalışmanın ise zorunluluk hâline geldiğini gösteriyor.

Direnişteki İşçiler ve Dayanışma

Raporun sonunda, Türkiye’nin dört bir yanında haklarını arayan ve direnişte olan işçilere özel bir yer ayrıldı. Aralarında KRT TV, TPI, DYO, Queen Tarım, İzBB, Portakal Plastik, Beltur A.Ş., Beşiktaş ve Şişli Belediyeleri, Temel Conta, Henkel, Betek Boya, Özel Sektör Öğretmenleri, Emekliler, Moto Kuryeler gibi çok sayıda işyerinden işçiler bulunuyor. İSİG, bu direnişleri “geleceğimizi savunma” mücadelesi olarak nitelendirdi.

Bu Ölümler Durabilir

İş cinayetleri fıtrat değil, kader değil. Sendikasızlaştırma, taşeronlaştırma, güvencesizleştirme ve cezasızlık politikaları sürdükçe bu ölümler yaşanmaya devam edecek. Oysa alınabilecek çok sayıda önlem var: Etkin denetim mekanizmaları, cezai yaptırımlar, işçilerin sendikal haklarını güvence altına alan yasal düzenlemeler, bağımsız iş güvenliği kurulları… Bunlar yapılmadıkça, her ay yüzlerce işçi çalışma koşulları yüzünden hayatını kaybetmeye devam edecek.


Kaynak: İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi – Mayıs 2025 Raporu