Önce yoldaş, sonra yol

İnsanımızın insanlıktan çıktığı bu ülke gündeminde insana dair bir şeyler yazmaya çalışmak bazen çok zorluyor. Ama pes etmeden umudu kaybetmeden yazmaya devam.
Yazının başlığı bir metinde karşıma çıktı “Evvel Refik, Bade’l Tarik” ifadesinden geliyor. Aslında bir Arap atasözüymüş. Evvel Refik, Bade’l Tarik ifadesinin tam olarak Türkçe karşılığı “Önce yoldaş, sonra yol”.

Aklıma rehber ve refik kavramları takıldı. Rehber, yol gösteren. O da Farsça rah “yol” ve ber “götüren” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Rehber, kişiyi arzuladığı yere götüren ya da yol gösteren. Bu bazen bir bilgedir bazen de bir sevgili ya da dost…

Arapça atasözüne geri dönersek, en zor yolu bile sağlam ve iyi bir yoldaşın katlanılabilir, kolaylaştırabilir kılacağını anlatıyor.

Ah Refik… Benim en sevdiğim sözcük. Sözlük anlamına gönlümden, hayatımdan, tecrübelerimden bir şeyler ekleyerek anlatacağım benim için Refik’in ne demek olduğunu.

“Körün köre rehberlik ettiği bir yaşam sürmekte ısrar ediyorsunuz. Çünkü görebilenleri dinlemiyorsunuz.” demiş Kemal Tahir. Refik, görendir, gün ışığıdır; aydınlatır yolu, çekip kurtarır bizi derin karanlıklardan. Refik; çıkarsız sevilen, şüphe edilmeyendir. Kalbi kuşatandır o. Annenin sıcacık eli, babanın gözleridir. Dosttur. Sevgilidir. Eştir. Candır. Canandır. Sağlam, güvenilebilir ve gerçek bir dostla çıkılan en zorlu yolun bile kolaylıkla kat edilebilir hale geleceğini anlatan bildiğin ve teslim olduğundur.

Herhangi bir yola çıkarken yanımızda yer alan insanının önemini anlatır. Yanındaki ya yoldaşın olacaktır ve bu süreci kolaylaştıracaktır. Ya da tavır ve davranışları ile katlanılamaz hale sokacaktır ya da yoldan uzaklaştıracaktır veyahut eskilerin uyarısında olduğu gibi “Rehber sandığın rehzen (yol kesen) olacaktır.

Gittiğin yol önemlidir. Yolculuk yaşamındır. Ama en zor yolu bile güzelleştiren yoldaştır. Çünkü biliriz ki yalnızlık, ancak Allah’a mahsustur ve fıtratımız bir dost ister biri olsun ister yanında. Bundandır payımıza düşen yol, paylaşmaktan geçer. Çünkü yol, yoldaşla güzeldir. Ve anlarız ki şu iki kapılı handa, bir yoldaş gerekir her şeyi paylaşmak için. Sevgiyi, saygıyı, anları ve en önemlisi de iki yüreği. Tek başına nereye kadar gidebilirsin? Yetemezsin ki !

Yolculuk, dünden yarına mı? Hayalden gerçeğe mi yoksa gerçekten hayale mi… Belki de sadece gerçekten gerçeğe bir seyahat mi?

Refîk’imizi bulduktan sonra yolcu olmaya böyle bir yolculuğa sevdalanılmaz mı?

A. Semih İŞEVİ
Latest posts by A. Semih İŞEVİ (see all)