Türkiye’de ekonomik krizin korkunç yansımaları: Bebek ticareti

Türkiye’deki ekonomik kriz, toplumun en savunmasız kesimlerini vuruyor. Organlarını satışa çıkaranlardan sonra, şimdi bebek ticareti iddialarıyla gündeme geliyor. Bu iddialar, ekonomik bir sorunun ötesinde, insan hakları ve etik değerler açısından ciddi endişelere yol açıyor.

Gelir kaybı, işsizlik ve artan yaşam maliyetleri gibi ekonomik zorluklarla boğuşan aileler, çoğu zaman çaresizlik içinde kalıyorlar. Bazı haber* kaynaklarına göre, bu çaresizlik içindeki aileler, doğmamış veya yeni doğmuş bebeklerini satışa sunuyorlar. Kırıkkale’de yaşanan bir olayda, 55 günlük bir kız bebek, annesi tarafından 100 bin TL karşılığında internet üzerinden satışa çıkarıldı. Bu ilanda, annenin borçları ve hamilelik ile doğum sırasında yaşadığı maddi zorluklar nedeniyle bu kararı aldığı belirtildi. Benzer şekilde Antalya’da da, doğumuna 30 gün kalan bir kız bebek, annesi tarafından 110 bin TL’ye satışa sunuldu ve ilanda bebeğin doktor kontrolleri ve ultrason fotoğrafları paylaşıldı.

Ancak, bebek ticareti gibi ciddi suçlamaların doğruluğunu ve yaygınlığını belirlemek için resmi makamların detaylı bir inceleme yapması gerekiyor. Bu durum, sadece ekonomik bir sorun olmanın ötesinde, insan hakları ve etik değerler açısından da ciddi bir sorundur. Ulusal ve uluslararası hukuk, bebek ticaretini yasaklayan açık hükümler içermektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesi, insan ticaretini düzenleyerek bu tür eylemleri ağır cezalarla yargı altına alır. Ayrıca, Türkiye, Birleşmiş Milletler’in Palermo Protokolü’nün de tarafıdır ve bu protokol insan ticaretini, yasa dışı göçü ve insan sömürüsünü önlemeyi amaçlamaktadır.

Bu bağlamda, yetkililerin ve sivil toplum örgütlerinin bu iddiaları ciddiye alarak gerekli incelemeleri yapması ve kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirmesi önemlidir. Bebek ticareti iddiaları, Türkiye’deki ekonomik krizin yarattığı sosyal ve etik sorunların sadece bir yansımasıdır. Bu tür suçların başlıca sorumluları, insanları çaresiz bırakan bu ekonomik durumu yaratanlardır.

Ekonomik krizin bebek ticareti gibi vahim sonuçları olabileceğinin altını çizerken, bu durumun sadece bir hukuk meselesi değil, aynı zamanda insanlık onuruna saygı ve toplumsal dayanışma gibi temel değerler açısından da büyük bir sınav olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.

NHY, Eda Kaya


 *Ege Haber, Cumhuriyet