İBB Meclisi’nden Tarihi Karar: Cemevleri Resmen İbadethane Olarak Tanındı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi, uzun yıllardır süregelen bir tartışmayı çözümleyerek, Cemevlerinin resmen ibadethane statüsünde olduğunu kabul etti. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun defalarca dile getirdiği “Cemevleri ibadethanedir” görüşü, bu kararla yerel yönetim düzeyinde hayata geçirildi. Alevi vatandaşların uzun süredir dile getirdiği Cemevlerinin ibadethane olarak tanınma talebi, bu adımla İstanbul’da karşılık buldu. Ancak ulusal düzeyde bu talepler henüz karşılanabilmiş değil ve hukuki tartışmalar devam ediyor.

İBB Meclisi’nin Kararı ve Yeni Yönetmelik

İBB Meclisi, Dini Kurum ve Topluluklarla İlişkiler Şube Müdürlüğü’nün görev ve çalışma yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, Cemevlerini ibadethane olarak kabul etti. Bu düzenleme ile birlikte İBB, cami, kilise ve mescitlerin yanı sıra Cemevlerinin de bakım ve onarım hizmetlerini üstlenecek. Ayrıca, bu hizmetlerin tarafsızlık ve eşitlik ilkesi gözetilerek sağlanacağı vurgulandı. Bu adım, yerel yönetimlerin dini kurumlara eşit yaklaşımı açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

AİHM ve Anayasa Mahkemesi Kararları

Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması sadece yerel düzeyde değil, uluslararası ve ulusal hukukta da karşılık bulan bir konu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’nin Cemevlerini ibadethane olarak kabul etmemesini dini ayrımcılık olarak nitelendirmiş ve bu konuda Türkiye’yi defalarca haksız bulmuştu. Ayrıca Anayasa Mahkemesi de Cemevlerine yapılan ayrımcı muamelelerin hak ihlali oluşturduğunu belirten kararlar almıştı. Ancak bu kararlara rağmen, merkezi hükümetin Cemevlerini ibadethane olarak kabul etmeme politikası devam ediyor.

Hükümetin “Alevi Açılımı” ve Eleştiriler

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti, yıllardır süren Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi taleplerine yanıt vermekte yetersiz kaldı. Son dönemde hükümetin “Alevi açılımı” adı altında yaptığı girişimler, Alevi toplumu tarafından “devlet eliyle kendi Alevisini yaratma” çabası olarak eleştiriliyor. Bu girişimlerin, Alevi toplumunun gerçek taleplerine yanıt vermekten çok, devletin belirlediği sınırlar içinde bir Alevilik anlayışı yaratmaya yönelik olduğu düşünülüyor. Hükümetin Cemevlerine resmi statü vermemesi ve bu konudaki direnci, Alevi toplumu ile hükümet arasındaki gerilimi canlı tutuyor.

Ekrem İmamoğlu’nun Kararlı Duruşu

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, uzun süredir Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması gerektiğini savunuyordu. İmamoğlu, “Bu ayrımcılık bu milletin vicdanına sığmaz” diyerek merkezi hükümete yönelik eleştirilerde bulunmuştu. İBB Meclisi’nin aldığı bu karar, hem Alevi toplumunun taleplerine bir yanıt hem de merkezi hükümete yönelik güçlü bir mesaj olarak yorumlandı.

İBB’nin Cemevlerini ibadethane olarak tanıması, yerel düzeyde Alevi toplumunun taleplerinin karşılanması adına büyük bir adım olarak öne çıkıyor. Ancak AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen merkezi hükümetin bu konuda bir adım atmaması, Türkiye’deki Alevi toplumunun haklarıyla ilgili tartışmaları sürdürüyor. Bu karar, yerel yönetimlerin dini özgürlükler ve eşitlik açısından oynayabileceği rolün altını çizerken, merkezi hükümetin bu konudaki tutumunu yeniden tartışmaya açıyor.