Cumartesi İnsanı İkbal Eren: “Siz olsaydınız ne yapardınız?”

Cumartesi İnsanı İkbal Eren’in yargılandığı dava, Türkiye’de insan hakları ve adalet mücadelesi açısından önemli bir dönemeç olarak karşımıza çıkıyor. Eren’in duruşmada sorduğu, “Siz olsaydınız ne yapardınız?” sorusu, aslında toplumsal bir vicdan sorgulamasını tetikliyor. Bu soru, sadece bir bireyin adalet arayışını değil, geniş bir toplumsal hareketin talebini dile getiriyor.

Kayıp yakınlarının yıllardır devam eden mücadelesi, Türkiye’deki insan hakları ihlallerinin ve adaletsizliklerin sembolü haline gelmiştir. Hayrettin Eren gibi birçok kişi, devlet güçleri tarafından gözaltına alınıp kaybedilmiş ve akıbetleri belirsiz bırakılmıştır. Bu durum, devletin sorumluluklarını yerine getirmemesinin ve hukukun üstünlüğünü sağlayamamasının bir göstergesidir.

Cumartesi Anneleri’nin 950. hafta eylemi, sadece bir sembolik protesto değil, aynı zamanda adaletin ve insan haklarının savunulması anlamına gelmektedir. Bu eylem, kayıp yakınlarının seslerini duyurmak, kayıplarını aramak ve adaleti sağlamak için bir fırsattır. Ancak, bu mücadele sadece kayıp yakınlarının değil, tüm toplumun katılımını ve desteğini gerektirir.

İkbal Eren’in mahkemede sorduğu soru, aslında her bir bireyin vicdanını sorgulamak ve adalet duygusunu canlı tutmak için bir fırsattır. Eğer bir kişi veya kurum, yaşanan adaletsizliği görmezden gelirse, bu toplumun vicdanını sarsar ve adalet duygusunu zedeler. Dolayısıyla, bu soru sadece bir mahkeme salonunu değil, toplumun genelini etkileyen bir meseleyi de gündeme getiriyor.

NHY/ BiaNet, BBC Türkçe, T24, Evrensel: