“Meslek liseleri, hayallerin gerçeğe dönüştüğü yerler olabilir, yeter ki doğru vizyonla yönetilebilsin.”
LGS sınav sonuçlarının ardından düşük puan alan öğrencilerin meslek liselerine yönlendirilmesi ve bu durumun beraberinde getirdiği sorunlar, Türkiye’de uzun yıllardır tartışılan bir konudur. Bu tartışmanın temelini oluşturan bazı önemli noktalar şunlardır:
Algı Problemi: Geçmişte, meslek liseleri akademik açıdan “başarısız” öğrencilerin gönderildiği kurumlar olarak algılanmıştır. Bu algı hem öğrencileri hem de velileri meslek liselerinden uzaklaştırmış ve bu okulları “ikinci sınıf” eğitim kurumları olarak konumlandırmıştır.
Eğitim Sisteminin Yetersizlikleri: Bazı meslek liselerinin yetersiz altyapı, güncel olmayan müfredat ve nitelikli öğretmen eksikliği gibi sorunlarla karşı karşıya olduğu da bir gerçektir. Bu durum, eğitim kalitesini düşürerek mezunların işgücü piyasasında ihtiyaç duyulan becerilere sahip olmalarını zorlaştırmaktadır.
İşgücü Piyasasıyla Uyumsuzluk: Bazı meslek liselerinin müfredatlarının ve sunduğu mesleklerin işgücü piyasasının güncel talepleriyle uyumlu olmaması da mezunların iş bulmalarını zorlaştırmaktadır.
Meslekî eğitim bireye iş hayatında belirli bir meslekle ilgili bilgi, beceri ve iş alışkanlıkları kazandıran iş dünyasına uyum ve kişiliğini geliştirmeyi mümkün kılan, toplumsal hayatın her alanında ihtiyaç duyulan mesleklerde kalifiye teknik elemanlar yetiştirilmesi için gerekli bilgi ve becerilerin verildiği eğitimdir.
Mesleki eğitimin amacı, toplumun hedefleri ve iş çevrelerinin talepleri doğrultusunda bireylere belirli bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve uygulama yeterliliklerinin kazandırılmasıdır.
Ülkelerin gelişmesinde ve kalkınmasında sanayileşmenin temel unsuru olan bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarına sahip yüksek verimi gerçekleştirecek kalifiye insan gücünün yetiştirilmesi zorunluluktur. Kalifiye elemanların bilgi ve becerisi, ekonomik başarının temelidir.
Mesleki kurslar özellikle iki amaca yöneliktir; genç insanlara başarılı bir meslek yolu hazırlamak ve ekonomiye vasıflı eleman yetiştirmek. Günümüzde, hızlı teknolojik değişme ve dünya düzeyindeki yapılaşma değişiminde Mesleki Teknik Eğitim öneminin çok büyük olduğu herkes tarafından bilinen ve söylenen gerçektir.
Gençlerin ilgi ve yeteneklerini geliştirecek, gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlanmasında ve ülkenin kalkınmasında en önemli unsur haline gelmesinde Mesleki Eğitimin önemi çok büyüktür.
Bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak hızla gelişen endüstrinin ihtiyaç duyduğu teknik insan gücünün yetiştirilmesi amacıyla Endüstriyel Teknik Öğretim Okulları eğitim ve öğretim vermektedir.
Bununla birlikte geçmişte ilgili teknik eğitim veren okullarda okuyamamış, aktif olarak çalışan işçilerin teorik ve pratik olarak tekrar tekrar bilgilendirilmesi iş verimliliğini yükseltmekte, oluşabilmesi muhtemel zaman, mal ve can kayıplarını en aza indirgemektedir.
Eğitim Bakanlığı tarafından meslek liselerine yönelik önemli reformlar yapılsa da ve bu okulların algısının tersine çevrilmesi için bu çalışmalar yeterli değildir.
Bu çalışmalar kapsamında yapılması gerekenler:
Meslek liselerinin müfredatları güncellenmeli ve işgücü piyasasının ihtiyaçlarına göre uyarlanmalıdır.
Meslek Liselerine alınan öğrenciler mülakatla alınmalıdır. Gerçekten o mesleği yapmak isteyen öğrenciler okula alınmalıdır.
Meslek Liselerinin atölye ve laboratuvar altyapısı iyileştirilmeli ve modernleştirilmelidir.
Mesleki eğitim veren okullara daha fazla öğretmen ve rehberlik danışmanı atanmalıdır.
Üniversitelere geçiş imkanları genişletilmelidir.
Burs ve teşvik programları ile meslek liselerine olan ilgi artırılmalıdır.
Özel Meslek Liselerinin teşvik oranları artırılmalıdır.
Bu reformların sonucunda, meslek liselerinin daha donanımlı ve cazip hale gelmesi ve mezunlarının iş bulma imkanlarının artması beklenmektedir.
Unutulmamalıdır ki: Meslek liseleri, ülkenin kalkınması ve gelişmesi için hayati önem taşıyan nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu okullara olan bakış açısının değişmesi ve toplumda hak ettiği değeri görmesi hem bireyler hem de ülke için büyük fayda sağlayacaktır.
- Anaokulundan Başlayarak Düşünsel Yolculuğa Çıkış - 4 Kasım 2024
- Türkiye’de Düşük Kitap Okuma Oranlarının Etkileri - 18 Ekim 2024
- Eğitimde Disiplin Sorunları - 4 Ekim 2024