Mardin’deki Uluköy Mağarası’nda Yaklaşık 350 Bin Yıllık Buluntulara Ulaşıldı

Mardin’in Kızıltepe ilçesindeki Uluköy Mağarası, arkeolojik keşiflerin yeni ve heyecan verici bir mekânı olarak öne çıkıyor. Yakın tarihli kazılarda, mağarada 350 bin yıllık buluntulara ulaşıldı. Bu buluntular, Paleolitik Dönem’e ait çakmak taşları, kesici ve delici aletler ile hayvan kemiklerini içeriyor ve Mezopotamya’nın zengin tarihine dair önemli ipuçları sunuyor.

Kazılar, Mardin Müze Müdürlüğü ve Mardin Artuklu Üniversitesi’nin işbirliğiyle yürütülüyor. Bu çalışmalar, bölgenin ve insanlık tarihinin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacak. Uluköy Mağarası’nda elde edilen bulgular, Alt Paleolitikten Orta Paleolitik Dönem’e geçişin izlerini taşıyor ve bu da bize insanlığın evrimi ve geçmişteki yaşam tarzları hakkında değerli bilgiler veriyor.

Mağarada yapılan kazılar sırasında, yaklaşık 4 metre kalınlığa sahip arkeolojik dolguya ulaşıldı. Bu dolgu, bölgenin uzun süreli yerleşim ve kullanımının kanıtlarını barındırıyor. Kazı ekibi, Paleolitik Dönem’den kalan silahlar, kazıyıcılar ve insanların avladıkları hayvanlara ait kemik kalıntılarını titizlikle inceliyor. Elde edilen bulgular, Mardin Müzesi bünyesindeki restorasyon, konservasyon ve analiz laboratuvarında uzmanlar tarafından temizlenerek analiz ediliyor.

Kazının bilimsel danışmanı Dr. Eşref Erbil, Gurs Vadisi’ndeki Uluköy Mağarası’nın 2 yıl önce keşfedildiğini ve o zamandan beri sistematik kazılar yapıldığını belirtiyor. Bu kazılar, mağaranın ve içindeki buluntuların korunması ve bilimsel araştırma için büyük önem taşıyor. Dr. Erbil, kazılar sırasında elde edilen sonuçların, Epipaleolitik, Üst Paleolitik, Orta Paleolitik ve Alt Paleolitikten Orta Paleolitik Dönem’e geçişi yansıtan bulgular olduğunu ifade ediyor.

Bu tür arkeolojik keşifler, tarihin derinliklerine ışık tutuyor ve insanlık tarihine dair bilgimizi genişletiyor. Uluköy Mağarası’ndaki buluntular, bölgenin ve insanlığın geçmişine dair yeni soruları da beraberinde getiriyor. Bu bulguların analizi ve yorumlanması, gelecekteki araştırmalara yön verecek ve tarih öncesi dönemlerin gizemlerini çözmek için önemli bir adım olacak.