Marmaray’dan tabletlerin anası çıktı!

Marmaray kazısı sırasında ortaya çıkan eserler bütün dünyada ses getirdi…

Yenikapı’daki Marmaray kazısı sırasında ortaya çıkan eserler, İstanbul’un tarihi mirasını 8 bin 500 yıl öncesine götürdü.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) tarafından yürütülen projede, replikası yapılarak yüzdürülmesi düşünülen batık gemiden çıkan ahşap defter, günümüzde tablet bilgisayarın atası kabul ediliyor. Aynı zamanda Bizans İmparatorluğunun hayvan kültürüne ilişkin çok çarpıcı bilgilere ulaşan uzmanlar, at etinden yaban eşeğine kadar pek çok hayvanın etinin tüketildiği bilgisine de kazılar sonrası ulaştı.

Ä°.Ãœ tarafından yürütülen ve kazılar sonrası ortaya çıkan kalıntılar, Türkiye’deki uzmanlar kadar bütün dünyada ses getirdi. Kalıntıların organik ürünler olarak günümüze ulaÅŸması bilim camiasında büyük yankı uyandırdı.Ãœniversite tarafından AB fonu desteÄŸiyle hazırlanan proje, Yenikapı 12 isimli batığın yeniden yüzdürülmesini amaçlıyor. Batık, 2015 yılı ortalarında yeniden yüzer hale getirilecek. Replika için hazırlıklar sürerken, bölgedeki kazıları yapan ekipten Doç. Dr. Ufuk KocabaÅŸ kalıntılara iliÅŸkin çarpıcı bilgiler verdi.

MARMARAY’DAN TABLETLERÄ°N ANASI ÇIKTI1

Bizans’ta Teheodasius Limanı olarak bilinen ÅŸimdiki Yenikapı bölgesinde organik ürünlere ulaşıldığını, bunun kara kazılarına oranla nadir karşılaşılan bir durum olduÄŸunu söyledi. Bulunan bir batığın yüzde 60 oranında korunmuÅŸ olarak günümüze ulaÅŸtığını anlatan KocabaÅŸ, “Bu batık bizim için doktora tezi anlamında incelenen ilk eser oldu.

Artık yapının eksik olan bölümlerinin inÅŸası için gereken bilgilere sahip bulunuyoruz. Gemi yaÅŸ tespiti ve içinde bulundurduÄŸu anforalar dikkate alındığında rotası olarak Karadeniz bölgesini iÅŸaret ediyor. M.S 9. yüzyıla ait olduÄŸu düşünülen geminin Kırım’daki Kersonesos Kentinden ticaret yaptığı ve ürünleri buradan Ä°stanbul’a taşıdığı düşünülüyor. Gemi içinden özel bir bölüm dikkatimizi çekti. Bu bölümden kaptan ya da mürettebata ait olduÄŸu düşünülen çok ilginç eÅŸyalara ulaşıldı.” dedi.

TABLET BİLGİSAYARIN ATASI GEMİDEN ÇIKTI

KocabaÅŸ, “Ben buna ‘Yenikapı’nın mucizesi’ diyorum. Batıklardan birinde bizim dipdik dediÄŸimiz, yani not defteri gibi, bugünün belki notebooku gibi bir ÅŸey çıktı. AhÅŸaptan ve defter gibi açılabiliyor. Birkaç sayfası var ve bunlara balmumu sürülerek üzerine notlar almak mümkün. Tablet bilgisayar gibi düşünün. Ayrıca sürgülü olan bölümünü çektiÄŸiniz zaman da küçük ağırlıklar, kuyumcuların hassas terazi olarak kullandığı taÅŸlar var. Küçücük bir terazi var. Yenikapı batıkları her yönüyle bir fenomen.

Çıkan 37 batık gemisiyle ve bulunan organik malzemeleriyle. Çünkü organik malzemeleri diÄŸer kazılarda bulmanız pek mümkün olmaz. Bence Yenikapı kazılarının en önemli özelliÄŸi organik malzemelerdir.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

KocabaÅŸ, Marmaray Sirkeci Ä°stasyonu kazısı sırasında deniz seviyesinden 28 metre aÅŸağıda bile arkeolojik kalıntılara ulaşıldığını belirterek, “Bu inanılmaz bir ÅŸey. Orada bir kaymanın olduÄŸu anlamına geliyor. Rıhtımın normal su seviyesinden biraz da ha altta olduÄŸunu söylediler. Ä°htimal deprem sonucu denize doÄŸru kayma olduÄŸunu gösteriyor. Yine lastikli araçların geçiÅŸi için planlanan güzergahın Bukaleon Sarayı’nın önünden çıkması düşünülüyor. Oradan da önemli eserler çıkabilir.” ifadelerini kullandı.

EN BÃœYÃœK AT KOLEKSÄ°YONU TAMAMLANDI

Yenikapı’daki kazılarda hayvan kalıntılarını inceleyen ekibin başında bulunan Ä°.Ãœ’den Prof. Dr. Vedat Onar da, Bizans’a ait bugüne kadar ulaşılan en büyük at koleksiyonunun tamamladıklarını belirtti.

Bölgenin tüketimi yapılan hayvan kalıtlarının atıl bölgesi olarak kullanıldığını açıklayan Onar, “Atların tüketim amaçlı olarak kesildiÄŸini görüyoruz. Atların kesildiÄŸini ilk kez biz bu kazı çalışmasında gördük. Roma döneminde bu et türü çok tercih edilen bir tür deÄŸildi. Ama Bizans’ta bunu gördük. Atların kullanımının çok farklı olduÄŸunu, acıdamak gemi denilen yöntemlerle atların zarar gördüğünü gördük. 10 yaşın üzerinde ata rastlamak zor. Ömürleri kısalıyordu. 57 hayvan türünden kalıntılara ulaşıldı. Yunus ve kaplumbaÄŸa avcılığı bile vardı.” dedi.

‘SANKÄ° BÄ°ZANS’IN HAYVANAT BAHÇESÄ°NE GÄ°RDÄ°K’

Prof. Dr. Onar, hayvan zenginliÄŸinin kendilerini ÅŸaşırttığını belirterek, “Sanki Bizans’ın hayvanat bahçesine kazı yapılmış bu sonuçlar elde edilmiÅŸ gibi. Lykos Deresi boyunca alüvyonların taşıdığı bulgular da bu alana taşınmış.

Sanki Bizans’ın hayvanat bahçesine kazı yapılmış bu sonuçlar elde edilmiÅŸ gibi. Tespit edilen ilginç yöntemlerden biri beyin çıkarma olayıydı. Hayvanlardan tek parça halinde beyinleri çıkarılıp tüketiliyordu. Aynı zamanda da ekonomik deÄŸeri artıyordu. Beyin tüketiminin olduÄŸunu, sakatat tüketiminin yapıldığını gördük. Atların tüketildiÄŸi, yaban eÅŸeklerinin, yunusların, karettaların tüketildiÄŸini görüyoruz.” diye konuÅŸtu. Fil, kesilmiÅŸ ayı ve hatta son olarak bizon kalıntısına ulaşıldığını anlatan Onar, DNA testi ile bunun kanıtlanması durumunda bulgunun kendileri için önemli olacağının da altını çizdi.

.