Kızılay vergi kaçakçılığı mı yaptı?

Elazığ depreminde para yardımı çağrısıyla tepki çeken Kızılay Başkanı Kerem Kınık, Kızılay’ın hükümete yakın Ensar Vakfı’na yapılan bağışa aracılık ettiğine ilişkin açıklamasıyla da eleştirilerin hedefi oldu. Özelleştirilen Başkent Gaz’dan gelen bağışın tamamen yasal yollarla Ensar Vakfı’na aktarıldığını bir televizyon programında anlatan Kınık, bağış işlemini “Vergi kaçırmak başkadır, vergiden kaçınmak başkadır” sözleriyle savundu.

Bu sözlerinin ardından Twitter’da Başkent Gaz’ın sahibi Torunlar Holding ile Ensar Vakfı’nın da hükümete yakınlığına işaret eden paylaşımlar yapıldı. Kızılay’ın 151 yıllık bir kurum olduğu ve bağışlarla ayakta durduğuna işaren edilen paylaşımlarda, bu bağışların hükümete yakın kurum ve derneklere aktarılamayacağı, aksi durumda “vergi kaçakçılığı”nın söz konusu olacağı eleştirilerine yer verildi.

“Kanuna göre vergi kaçakçılığı”

Peki ortada bir vergi kaçakçılığı var mı? Vergi uzmanlarına göre “kaçınmak”da son tahlilde bir vergi kaçakçılığı oluyor. Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre Kızılay ve Yeşilay’a nakit bağış yapılması durumunda, bağış tutarının tamamının kurum kazancından düşürülmekte.

Bir şirketin vergiye tabi kurum kazancı tutarında, Kızılay ya da Yeşilay’a bağış yapması halinde  tamamını kadar vergi indirimi yapılır, vergi ödenmez. Vergi muafiyeti tanınan bir vakfa bağış yaptığınızda indirebilecek bağış tutarı kurum kazancının yüzde beşini aşamaz…

Kızılay’ın Başkent Gaz’ın Ensar Vakfı’na bağışına aracılık etmesi işlemi ile  yüz vergi indiriminden yararlanmış oluyor.  Yani, vergiden kaçınma olayı değil, vergi kaçırmak söz konusu oluyor.

Bu durumda, yasal olarak vergi kaçırılması suç olduğundan acilen Başkent Gaz’ın bir vergi incelemesine alınması gerekiyor. Kızılay’ın da “vergi kaçakçılığına iştirak” suçu açısından değerlendirilmesi ve yöneticileri hakkında dava açılması gerekiyor.

Daha çok vergi kurumlarında örgütlenen Büro Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Serpil Akpınar da yaptığı açıklamada; “Kızılay açıkça vergi kaçırılmasına ortaklık ettiğini açıklamıştır. Bu vergiler çalışanların, halkın cebinden kaçırılıyor. Devletin olaya el koyması gerekmektedir” şeklinde konuşuyor.

“Çocuklardan sonra Kızılay’ı da istismar ettiler”

Kızılay yetkilileri “Bundan böyle tartışmaların içinde yer almak istemiyoruz” deseler de tartışmaların tam da ortasında olmaktan kurtulamıyorlar. AKP yetkilileri de “Kamuoyuna her zaman olduğu gibi bağışlar konusunda da şeffaf bilgi verilir” açıklamasını yapmakla yetiniyorlar.

Ancak muhalefet Kızılay tartışmasını gündemde tutmaya kararlı. CHP İstanbul milletvekili Ali Şeker, “Yandaşlar sürekli birbirine para aktarıyor. Vergileri ödememek için Kızılay’a ya da Yeşilay’a para aktarıyorlar. Ülkede vergi kaybı büyüdükçe büyüyor” iddiasında bulunuyor.

Hükümete yakın Ensar Vakfı’nın daha önce çocuk istismarlarıyla gündeme geldiğini belirten Şeker, “Ensar, çocuklardan sonra Kızılay’ı da istismar etmiş oldu. Devleti yönetenler buna göz yumuyor ama biz göz yummayacağız” diye sözlerini sürdürüyor.

“Kızılay paravan şirkete dönüştürülmüş”

HDP’li Garo Paylan da Kızılay’la ilgili son haberleri “skandal” olarak nitelendiriyor ve toplumun tüm kesiminin büyük üzüntü içinde olduğunu söylüyor. Paylan, “İlkokul öğrencisiyken bir zarfın içine 10 lira, 20 lira koyarak Kızılay’a yardım ettiğimizi hatırlatıyorum. Çocukluğumuzun Kızılay’ı paravan şirkete dönüştürülmüş durumda. Hem de o paravan şirkette vergi kaçırıyorlar. AKP’nin Kızılay’ı da, Kızılay üzerinden vergi kaçırabilirsiniz çağrısı yapıyor insanlara” eleştirisi getiriyor.

Paylan, toplumun Kızılay konusunda daha fazla bilgilenmesi için özel çalışma yapacaklarını da vurguluyor.

Elazığ’daki depremin ardından Kızılay Genel Müdürü Kerem Kınık, depremzedelere yardım için vatandaşlardan bağış isteyen Twitter mesajını “1999’dan beri toplanan deprem vergileri nerede, neden şimdi yardım istiyorsunuz?” tepkileri üzerine silmişti. Ancak onun Twitter mesajını silmesi deprem vergileri ve Kızılay’a bağış tartışmasını bitirmek yerine daha da büyüttü.