Çerkezoğlu: “Kayyumlar ve Müdahaleler, Demokrasideki Kaygıları Arttırıyor”

TBMM’de Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, muhalefete ve seçilmiş belediye başkanlarına yönelik müdahalelerin hukuk ve demokrasiye dair kaygıları derinleştirdiğini söyledi.

“Demokrasi işçinin ekmeğidir”

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında toplanan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, işçi ve memur konfederasyonlarının temsilcilerini dinledi.

Komisyonda söz alan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, konuşmasına “Komisyon’un çalışmalarına katkı sunma fırsatını memnuniyetle karşılıyoruz” diyerek başladı. Çerkezoğlu, sürecin tarihsel önemine dikkat çekerek, “Üreten, çalışan, alın teriyle yaşayan bu halkın artık çatışmalardan ve kardeş kavgasından kurtulmasını istiyoruz” dedi.

DİSK’in her zaman barıştan, kardeşlikten ve eşitlikten yana tavır aldığını belirten Çerkezoğlu, “Demokrasi işçinin ekmeğidir. Emeğin mücadelesiyle demokrasi mücadelesi birbirinden ayrı değildir” ifadelerini kullandı.

“Demokrasinin asgari koşulu seçme ve seçilme hakkına saygıdır”

Çerkezoğlu, demokrasi ve barışın birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini vurgulayarak, “Demokrasinin en asgari koşulu, seçme ve seçilme hakkına saygıdır; sandıkla gelenin sandıkla gitmesidir. Bunun yanı sıra çoğulculuk, ifade özgürlüğü, örgütlü toplum ve bağımsız yargı da demokrasinin temel şartlarıdır” dedi.

Ana muhalefet partisine ve seçilmiş belediye başkanlarına yönelik müdahaleler ile kayyum atamalarına dikkat çeken DİSK Genel Başkanı, “Bu uygulamalar, hukuka, yargı sistemine ve demokrasiye dair kaygıları arttırmıştır” ifadelerini kullandı.

“Barış sosyal adaletle mümkündür”

Barışın yalnızca silahların susması değil, insanca yaşam koşullarının sağlanması olduğunu söyleyen Çerkezoğlu, ILO Anayasası’na atıfta bulundu: “Evrensel ve kalıcı bir barış ancak sosyal adalet temeline dayanır.”

İşçilerin örgütlenme özgürlüğü, sendikal haklar, toplu pazarlık süreçleri ve iş güvencesinin güvence altına alınmadığı koşullarda toplumsal barışın da kırılgan olacağını belirten Çerkezoğlu, “Eşitlik ve adalet yoksa barış da kalıcı olamaz” dedi.

“Demokrasi ve hukuk sistemindeki tahribat onarılmalı”

Türkiye’de emekçilerin yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve ağır çalışma koşulları altında ezildiğini hatırlatan Çerkezoğlu, vergide adalet, insanca yaşamaya yetecek ücret ve güvenli çalışma koşulları talebini dile getirdi.

“Bu noktada Anayasa Mahkemesi ve yerel mahkeme kararlarına uyulması hayati önemdedir” diyen Çerkezoğlu, Taksim Meydanı kararlarına ve TÜİK’in şeffaflık yükümlülüklerine işaret ederek, “Hukuk devletiyiz demek yetmez, hukuk kararlarına uymak gerekir” dedi.

“Barış ve kardeşlik tüm toplumun ortak yararıdır”

Çerkezoğlu, laik, demokratik ve sosyal bir cumhuriyetin eşit yurttaşlık temelinde inşa edilmesi gerektiğini vurguladı: “Etnik, inanç ya da sınıf farkı gözetmeksizin herkesin eşit haklara sahip olduğu bir düzen, hem Kürt sorununun hem de ülkenin yapısal sorunlarının çözüm anahtarıdır.”

Silah tüccarlarının ve emperyalistlerin kazançlarının bedelini işçi sınıfının ödediğini söyleyen Çerkezoğlu, işçi sınıfının çıkarlarının her zaman barıştan yana olduğunu kaydetti.

Kurtulmuş: “Önerilerinizi tabanınızla paylaşın”

Komisyon Başkanı Numan Kurtulmuş ise toplantının sonunda yaptığı konuşmada, konfederasyon başkanlarının önerilerini kendi tabanlarıyla paylaşmalarını istedi. Kurtulmuş, “Böylece sürecin daha iyi anlaşılması ve toplumsal rızanın güçlendirilmesine büyük katkı sağlanacaktır” dedi.