Hikmet Çetin’in Söyleşisinde Türkiye Siyasetine Dair Çarpıcı Analizler

CHP’nin efsanevi isimlerinden, eski Genel Başkanı, Dışişleri Bakanı ve TBMM Başkanı Hikmet Çetin, Halk TV’de İsmail Saymaz’a verdiği çarpıcı söyleşide hem Türkiye’nin içine sürüklendiği otoriter tabloyu hem de CHP içindeki dönüşümün tarihsel önemini vurguladı. Söyleşi sadece geçmişi değil, bugünü ve yarını tartışmaya açıyor: Türkiye nereye gidiyor, CHP ne yapmalı ve kimler bu dönüşümün önünü tıkıyor?

“Darbenin Yapamadığını Bugünkü İktidar Yapıyor”

Hikmet Çetin, Türkiye’nin içinde bulunduğu rejimsel dönüşümü açık sözlülükle eleştiriyor: “Türkiye’de bir kişi her şeye karar veriyor. Bu, bugüne kadar yaşanmamış bir durum.” Sadece bir güç yoğunlaşmasından değil, sistematik bir demokratik erozyondan söz ediyor Çetin. Darbe dönemlerinde dahi yaşanmamış uygulamalar bugün yasal kılıflarla hayata geçiriliyor: Cumhurbaşkanı’nın doğrudan TSK kadrolarını belirlemesi, tüm yargı organlarının tek elde toplanması, yerel yönetimlerin kriminalize edilmesi.

Bu eleştiriler sadece hükümete değil, aynı zamanda bu süreci ‘normalleştiren’ muhalefet unsurlarına da örtük bir uyarı niteliğinde. Hikmet Çetin’e göre Türkiye artık açık biçimde bir hukuk devleti değil.

“Erdoğan İmamoğlu ve Özel’den Korkuyor”

Çetin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın asıl korkusunun adalet değil, siyasi rekabet olduğunu dile getiriyor. “İmamoğlu 3 kere Erdoğan’a karşı kazandı” diyen Çetin, bu zaferlerin Erdoğan’ın siyasi meşruiyetini sorgulatır hale geldiğini belirtiyor. Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ikilisi, sadece CHP içinde değil, toplumda yeni bir siyasi liderlik ve gençlik enerjisinin simgesi olarak yükseliyor.

Hikmet Çetin’in yorumuna göre Erdoğan, bu ikiliyle demokratik zeminde yarışamayacağını bildiği için siyasi ve yargısal operasyonlara başvuruyor. İmamoğlu’nun diplomatik yollarla siyaset dışına itilmek istenmesi, aslında halkın iradesine doğrudan müdahale anlamına geliyor. “Bu sürecin yargıyla yürütüldüğü açık. Ama bu yargı bağımsız değil.”

“Kılıçdaroğlu Geri Dönmez, Dönmemeli”

Söyleşinin önemli başlıklarından biri de CHP içindeki liderlik tartışmaları. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bazı çevrelerce yeniden göreve davet edilmesine ilişkin Çetin çok net: “Kılıçdaroğlu dönmez. Mahkeme kararıyla geri dönülmez.”

Hikmet Çetin burada sadece bir temenni dile getirmiyor, aynı zamanda bir siyasi aklın çağrısını yapıyor: CHP’de liderlik yarışı mahkemelerde değil, sandıkta ve halkın vicdanında kazanılır. Parti içi kavgalarla, geçmişin yükleriyle hareket edilirse, Erdoğan’ın kurduğu otoriter düzenin karşısında tutarlı bir alternatif inşa edilemez.