Herşey Veresiye Defterine Bağlıydı Oysa

Sabahın köründe ciyak ciyak bağırıyor. Köşkün asıl sahibi döndü ama onu da yaklaştırmıyor. Tamam, mülkiyette ortaklığa sözüm yok da, bu edepsiz serçenin yaptığı, kırlangıcın emeğine beleş konmaktır. Gücüm kavgalarını etkilemeye yetmese de işgalci serçeye karşı emektar kırlangıcın tarafındayım yine de.

Denebilir ki, işgalci serçeler ve mağdur kırlangıçlardan başka mevzu yok mu, var elbet; Mesela doğanın ve canlıların barbarca yok edilmesi var. Talanlar, yalanlar, katliamlar, kıskançlıklar, nefretler, açgözlülükler, savaşlar, soykırımlar var. Muktedirlerin kibri ve zulmü, mazlumların ıstırabı ve çığlığı var. Mesela, nepotizmden, intihalcilikten beslenen cehalet var.

Buradan böyle görünen manzaranın bir de öte yanı var; Nepotizm, intihalcilik, açgözlü yalancılık ve talan başarı göstergesi, inkar, zulüm ve katliam varlık mücadelesi, karanlık ve çürüme ihya habercisi olarak görünür. İnanmazsan öte tarafa geç de oradan bak.

Tüm bunlar bizim hallerimiz. Bunların herhangi birinden söz etmek nihai çözüm olmuyorsa eğer, edilen söz o işten ekmek yemeğe girer. Döngü işi bu, ağıt yakmak, zılgıt çekmek işi değil. Döngü karanlıktan aydınlığa döner, yıkımlardan yeni hayatlar filizlenir.

İşgalcinin beni de kırlangıcı da tehdit eden yaygarasına aldırmadan, biraz yürümek için çıktım. Yürüyüş güzergahındaki bakkal açıktı. Aklıma ıvır zıvır birkaç eksik geldi. Bir saat yürümek batmıyor da, iki adım ötedeki bakkala tekrar gitmek zor geliyor nedense. Oysa kimliksiz ve parasız çıkmıştım. Kimliksiz olmak problem değil de parasız olmak felakettir. Mühim olan kimlik değil, para! Çünkü onun  satın alamayacağı hiçbir kimlik yoktur.

Bakkalı pek tanımama rağmen kapısına dayandım. Veresiye defterinde bana bir sayfa aç da mahallede şanım şöhretim yürüsün dedim. İstediğim ıvır zıvırı, çevre kirliliğine katkım olsun diye bir naylon poşete tıkıştırıp uzattı. Kimliğin arkalı önlü fotokopisini, muhtardan ikametgah ilmühaberini, savcılıktan temiz kağıdını, bankadan noter onaylı emekli maaş dökümünü istesin ki veresiye defterine adımı kaydetsin diye bekliyorum, ama o hiç oralı değil. Oysa poşetteki birkaç şey kapısına dayanmamdaki gaye olmaktan çıkmış, deftere adımı kaydettirmek asıl gayeye dönüşmüştü.

Adımı deftere yaz, yoksa hiç olurum, yakalamak için uzanan elin boşluğu avuçlar, sıfır olurum, senin için bir değeri kalmaz, değil Erkan Oğur, John Lennon’u mezarından çıkarıp getirsen de bir daha izime rastlayamazsın diye ısrar ediyorum, ama o, öyle ‘hiç oldum’ diye hiç olunmaz, seni bulur poşettekilerin parasını alırım, bulamazsam ramazan fitresine sayarım, dercesine müstehzi bir gülüş konduruyor yüzüne.

Böyle düşünmekte haklı aslında. Söyleye söyleye, göstere göstere, nümayişle hiç olunmaz ki. Hiçliğin bir dili, bir işareti yok ki, hiç olan hiçliğini bilsin ve bildirsin. Hiçlik terktir, dünyanın ve kendinin her şeyine, müsebbibi, tasdikçisi yahut sözcüsü olduğu kötülüklere de iyiliklere de, makama da kudrete de sırtını dönmektir. Buna ölmeden önce ölmek derler, her sıfatına, her fiiline, değer verdiği, nefret ettiği her şeye ölmek. Ölen, “öldüm” diyemeyeceği gibi, Hiç Olan “hiç oldum” diyemez değil mi?

Mevlana Jami; gururunun üstesinden gelmek için çırpınıp duranların ekseriyeti, bir zafer daha kazanma gururu peşindedir demiş. Hudperestliğini perdelemeye çalışmak hudperestliğin gıdasıdır. İnsanların dünyasında, kudret, servet ve şöhrette ‘zafer’ kazanmış olmanın gururu, tanrıların dünyasında da zafer kazanma sevdasına yol açar. Oysa erdem, sahip olmak değil terk etmektir. Erdem, erdemli olma arzusunun da terkidir.

Ama ben bakkalı, şan ve şöhret umudumu yitirmiş olarak öfke içinde terk ediyorum. Şöhreti ve kudreti olmayan birinin, hiç olmak fantezisini kim ne yapsın ki. Umut etmeseydim keşke diyorum, çünkü umudu olmayanın hayal kırıklığı da olmaz. Oysa zalim bakkal bana veresiye defterinde bir sayfa açsaydı, benim de bir şanım, şöhretim olacaktı ve ‘hiç olmak’ hevesimin de bir manası olacaktı. Olmadı. Öfkemi çıkaracağım işgalci serçe kaldı ama ona da gücüm yetmiyor.

M. Şirin ÖZTÜRK
Latest posts by M. Şirin ÖZTÜRK (see all)