Filistin-İsrail Sorunu: Bir Tarihçe

Filistin-İsrail sorunun tarihçesi üzerine bir yazı yazmak, hem çok karmaşık hem de çok hassas bir konudur. Bu yazıda, bu sorunun kökenlerini, gelişimini ve günümüzdeki durumunu anlatmaya çalışacağım. Ancak, bu yazının herhangi bir tarafı desteklemediğini, sadece bilgilendirme amaçlı olduğunu belirtmek isterim.

Filistin-Ä°srail sorununun kökleri, 19. yüzyılın sonlarına kadar uzanır. O dönemde, Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nun egemenliÄŸi altında bulunan Filistin topraklarına, Avrupa’dan gelen Yahudi göçmenler yerleÅŸmeye baÅŸladı. Bu göçmenler, Siyonizm adı verilen bir hareketin üyeleriydi ve Yahudiler için tarihi ve dini bir öneme sahip olan bu topraklarda bir Yahudi devleti kurmayı hedefliyorlardı. Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu, bu göçe karşı çıkmadı, ancak yerel Filistinli halkın tepkisiyle karşılaÅŸtı.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu yıkıldı ve Filistin toprakları Ä°ngiltere’nin mandası altına girdi. Ä°ngiltere, hem Yahudileri hem de Arapları memnun etmeye çalıştı, ancak bu mümkün olmadı. 1917’de yayınlanan Balfour Deklarasyonu ile Ä°ngiltere, Filistin’de bir Yahudi yurdu kurulmasını desteklediÄŸini açıkladı. Ancak, aynı zamanda Filistinli Arapların haklarını da korumayı taahhüt etti. Bu çeliÅŸkili politika, hem Yahudi hem de Arap milliyetçiliÄŸini körükledi ve aralarında ÅŸiddetli çatışmalar yaÅŸandı.

Ä°kinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Nazi soykırımından kurtulan Yahudilerin sayısı arttı ve Filistin’e göç etmek istediler. Ancak, Ä°ngiltere göçü sınırladı ve BirleÅŸmiÅŸ Milletler’e devretti. BirleÅŸmiÅŸ Milletler, 1947’de Filistin’i Yahudi ve Arap devletleri olarak ikiye bölen bir bölünme planı önerdi. Plan, Yahudiler tarafından kabul edildi, ancak Araplar tarafından reddedildi.

1948’de Ä°ngiltere’nin mandası sona erdi ve Yahudiler bağımsızlıklarını ilan ederek Ä°srail devletini kurdu. Ancak, Arap ülkeleri bunu tanımadı ve Ä°srail’e saldırdı. Bu sırada, Filistinli Araplar da topraklarını savunmaya çalıştı. Ancak, hem Ä°srail hem de Arap ülkeleri tarafından göz ardı edildi ve büyük bir kısmı mülteci durumuna düştü.

1948-1949 savaşı sonucunda, BirleÅŸmiÅŸ Milletler’in önerdiÄŸi bölünme planından daha fazla toprak elde eden Ä°srail ile Mısır, Ãœrdün ve Suriye arasında ateÅŸkes imzalandı. Ancak, bu ateÅŸkes kalıcı bir barış anlaÅŸması deÄŸildi ve bölgedeki gerilim devam etti.

1956’da SüveyÅŸ Krizi’nde, 1967’de Altı Gün Savaşı’nda ve 1973’te Yom Kippur Savaşı’nda Ä°srail ile Arap ülkeleri arasında yeniden savaÅŸlar çıktı. Bu savaÅŸlarda Ä°srail üstün geldi ve daha fazla toprak iÅŸgal etti. Özellikle 1967’de iÅŸgal ettiÄŸi Batı Åžeria, Gazze Åžeridi, DoÄŸu Kudüs, Golan Tepeleri ve Sina Yarımadası, Filistin-Ä°srail sorununun merkezindeki topraklar oldu.

1970’lerden itibaren, Filistinli Araplar kendi kaderlerini tayin etmek için silahlı mücadeleye baÅŸladı. Bu mücadeleyi örgütleyen baÅŸlıca grup, Filistin KurtuluÅŸ Örgütü (FKÖ) oldu. FKÖ, hem Ä°srail hem de Arap ülkeleri tarafından terörist bir örgüt olarak görüldü ve birçok saldırı ve suikast giriÅŸimine maruz kaldı. Ancak, zamanla uluslararası alanda tanınmaya baÅŸladı ve Filistinli Arapların meÅŸru temsilcisi olarak kabul edildi.

1980’lerde, Ä°srail’in iÅŸgal altındaki topraklarda Yahudi yerleÅŸimcileri yerleÅŸtirmesi ve Filistinli Arapların haklarını ihlal etmesi, büyük bir tepkiye yol açtı. 1987’de baÅŸlayan ve 1993’e kadar süren Birinci Ä°ntifada adı verilen halk ayaklanması, Filistinli Arapların Ä°srail’e karşı direniÅŸini simgeledi. Bu ayaklanma sırasında binlerce kiÅŸi öldü veya yaralandı.

1990’ların başında, ABD’nin arabuluculuÄŸunda Ä°srail ile FKÖ arasında barış görüşmeleri baÅŸladı. 1993’te imzalanan Oslo AnlaÅŸması ile Ä°srail, Batı Åžeria ve Gazze Åžeridi’nin bir kısmını FKÖ’ye devretti ve Filistin Ulusal Yönetimi (FUY) kuruldu. Ancak, bu anlaÅŸma her iki tarafın da memnun olmadığı birçok konuyu çözmedi. ÖrneÄŸin, Kudüs’ün statüsü, mültecilerin dönüş hakkı, Yahudi yerleÅŸimleri ve sınırlar gibi konular ertelendi.

1990’ların sonunda, barış süreci tıkandı ve 2000’de baÅŸlayan ve 2005’e kadar süren Ä°kinci Ä°ntifada adı verilen ikinci bir halk ayaklanması patlak verdi. Bu ayaklanma daha ÅŸiddetli ve kanlı oldu ve hem Filistinli hem de Ä°srailli binlerce kiÅŸi hayatını kaybetti.

2000’li yıllarda, bölgedeki durum daha da karmaşıklaÅŸtı. Ä°srail, güvenlik gerekçesiyle Batı Åžeria’yı çevreleyen tartışmalı bir duvar inÅŸa etti. Ayrıca, Gazze Åžeridi’nden çekildi, ancak hava, deniz ve kara sınırlarını kontrol etmeye devam etti. Gazze Åžeridi’nde ise FKÖ ile rekabet eden Hamas adlı radikal bir Ä°slami örgüt iktidara geldi. Hamas, Ä°srail’i tanımadığını ve silahlı mücadeleye devam edeceÄŸini açıkladı. Bu nedenle, Ä°srail Gazze Åžeridi’ne abluka uyguladı ve 2008-2009, 2012 ve 2014 yıllarında üç kez savaÅŸtı.

Günümüzde, Filistin-İsrail sorunu hala çözümsüz durumda. Barış görüşmeleri durmuş veya sonuçsuz kalmış durumda. Hem Filistin hem de İsrail toplumları içinde bölünmeler yaşanıyor. Uluslararası toplum ise bu soruna etkili bir müdahalede bulunamıyor. Bu sorunun çözümü için hem siyasi hem de insani bir irade gerekiyor. Ancak, bu iradenin ne zaman ortaya çıkacağı belirsiz.