Ezidilerin Çarşema Sor Bayramı: Geriye matem kaldı

Diyarbakır’ın Yenişehir Fidanlığı’ndaki Ezidi kampında, 15 Nisan bayram günüydü. Ancak ellerindeki boyalı yumurtaları birbirine tokuşturan çocukların neşesi dışında kampta bayram sevinci yoktu hiç.

Lofel’in payına turuncu bir yumurta düşmüş. “Bu yıl bayram hiç güzel geçmedi. Köyde daha çok yumurtayla oynuyorduk. Bugün ise payıma sadece bir tane düştü” diyerek yumurtasının kabuğunu soyup yemeye başlıyor.

Miladi takvime göre Nisan ayının 13’ünden sonrasına denk gelen ilk Çarşamba, Ezidiler için kutsal bir gün olan Çarşema Sor (Kızıl Çarşamba) Bayramı.

Onlar bu günü evrenin oluşumun tamamlandığı son gün, yaşamın başladığı ilk gün olarak kabul eder.

Ezidilerin yeni yılı olan Çarşema Sor, dünyanın her yerindeki Ezidiler tarafından büyük bir coşku ve sevinçle kutlanır.

Ancak Irak Şam İslam Devleti’nden (IŞİD) kaçıp Türkiye’ye gelen Ezidiler için bu yıl bayramın da tadı yok.

‘Irak’ta bayram daha güzeldi’

IŞİD’in Şengal saldırıları sonucu on binlerce Ezidi, geride binlerce ölü ve kayıp bırakarak yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmıştı.

19 yaşındaki Felah “Bugün IŞİD’in elinde binlerce kadınımız, kızımız var. Ellerinde bir kişi dahi kalsa, Ezidiler bayram kutlamayacak” diyor.

Felah, bayram için Ezidilerin çadır kentini ziyarete gelen ve aralarında Demokratik Toplum Kongresi üyeleri ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak’ın da bulunduğu kalabalığı uzaktan izliyor:

“Şengal’deyken çok güzel geçerdi bayramlarımız. Adaklar adanır, kurban kesilir, o sevinç ve coşku her yere yansırdı ama şimdi her şey geride kaldı.”

Ölülerimiz aklıma geliyor, kutsal mekanlarımız… Geçen yıla kadar bayramlarımız çok güzel ve mutlu geçerdi.”

Fetha, Irak’tan Türkiye’ye kaçmak zorunda kalan Ezidilerden sadece birisi.
BBC

IŞİD’in saldırılarından önce Irak’ta yaşayan Ezidiler, her yıl Duhok yakınında, Laleş Vadisi’nde bulunan Ezidi inanışının en büyük temsilcisi Şeyh Adi’nin kutsal mekanına giderek bayramı orada kutluyordu.

Küçük Madlin 9 yaşında ve o da burada bulunan herkes gibi “Irak’taki bayram daha güzeldi” diyor.

Beyaz elbisesi ve başında geleneksel başlığıyla hüzünlü bir şekilde çadırının önünde oturan Fetha adındaki yaşlı kadınsa bugün çok kederli olduğunu söylüyor:

“Ölülerimiz aklıma geliyor, kutsal mekanlarımız… Geçen yıla kadar bayramlarımız çok güzel ve mutlu geçerdi. Günler öncesinden hazırlıklarımızı yapardık. Yemekler pişirir, ziyaret dediğimiz kutsal mekanlara gider dua ederdik. Ölülerimizin mezarlarına ziyarete giderdik. Bugün ise her şey o kadar uzak ki. Görüyorsun bak ne haldeyiz.”

Fetha sırf adet yerini bulsun, sevap olsun diye tavuk kesip yemek yaptıklarını söylüyor.

‘Sevdiğim her şey geride kaldı’

Kızıl Çarşamba, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi tarafından resmi bayram olarak kabul edilse de yaşanan acılardan sonra Ezidilerin çoğu Çarşema Sor kutlama etkinliklerini iptal ettiler.

Kampta bayramını kutladığımız hemen herkes, geçmiş mutlu, güzel günleri anarak büyük bir özlemle iç çekiyordu.

Menc adındaki genç kadın oldukça hüzünlü görünüyor. “Ben dünden beri ağlıyorum. Her yıl bayramda akrabalarımızı ziyarete giderdik” diyerek gözünde biriken yaşı siliyor:

“Üç yıl önce ağabeyim Rabia’da öldürüldü. Son üç yıldır her bayram onun mezarına gidiyordum. Bu yıl gidemedim diye çok üzülüyorum. Ailem de Zaho’da. Sevdiğim her şey ve herkes geride kaldı.”

Bayramın burukluğu kampın her yerine hakim. Maha ve Şaha adındaki kız kardeşler de kampa gelen ziyaretçileri uzaktan izliyor.

Şaha’nın elinde gül ve yumurta var. Ablası Maha “Burada bayramın tadı yok. Köyümüzde çok güzel geçiyordu. Dönmek istiyoruz ama IŞİD olduğu sürece dönemeyiz. Ama burada da mutlu değiliz” diyor.

Tıpkı Paskalya Bayramı’nda olduğu gibi, Ezidiler de Çarşema Sor Bayramında yumurta pişirip değişik renklerde boyuyorlar.

Bu inanışa göre yumurta evreni, yumurtaların boyanması da yaşamın renklenmesini temsil ediyor.

Tel örgülerin arasından gülümsemek

Kampta kalanlardan Gewre’nin altı çocuğu var. Eşi, Irak’ta kalan akrabalarını ziyarete gitmiş. “Her bayramda hepimiz yeni kıyafetler alıp giyerdik. Kadınlar ve kızlar bayramda en güzel takılarını takar, bayramlaşmaya giderdik” diye anlatıyor

“Biz de bugün tavuk kestik, şeker topladık ama burada bayram hiç güzel olmuyormuş. Evimize dönmek istiyoruz” diyor küçük Hemra.

Zozan çocukları Sandy, Silav ve Simurg ile tel örgülerin arkasından gülümseyip el sallayarak bugün sadece yumurta pişirebildiğini söylüyor.

“Bir de çocuklar sevinsin diye bakkaldan bisküvi aldık” diye ekliyor.

HDP Diyarbakır Milletvekili Adayı Feleknaz Uca da Diyarbakır’daki Ezidi kampını ziyaret edenler arasındaydı.

Batman Ezidilerinden olan Feleknaz Uca, burada basın açıklaması yapıyor:

“Bugün birlik ve beraberlik günü. Sadece bayramlarda değil, acılarda da ortaklaşma günü. Yaşanan bütün acılara rağmen bayramınız kutluyorum.”Kampta toplanan kadınlar Irak’ta IŞİD saldırıları sırasında yitirdikleri yakınları için ağıtlar yakıyor.

Kamp alanından ayrılmak üzereyken, onlarca kadının büyük bir alanda toplandığını gördüm. Ortada oturan bir kadın acıklı bir ağıt yakıyordu.

Şengal’de yaşanan felakete, IŞİD’in elindeki esir kadınlara, bir de mezarsız ölülerine yaktığı ağıdı söyledikçe, etrafta toplanan diğer kadınlar da gözyaşlarıyla eşlik ediyorlardı ona:

“Dokuz aydır göremedim babamın evini,

Ne ev kaldı, ne duvar, gidip sırtımızı dayayacağımız,

Ne baba kaldı ne kardeş, gidip derdimizi paylaşacağımız

Ne de mezar kaldı, gidip başında ağlayacağımız.”