Beştaş: “Kent Uzlaşısı Suç Değil, Halkların Ortak Aklıdır”

HDK Eş Sözcüsü ve DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, TBMM’de yaptığı basın toplantısında “kent uzlaşısı” iddiasıyla yürütülen operasyonlara sert tepki gösterdi. Beştaş, tutuklu belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin serbest bırakılmasını, kayyum uygulamasına ise son verilmesini talep etti.

Beştaş, İstanbul’da 18 Eylül’de görülecek duruşmayı hatırlatarak, “Biz tüm belediye meclis üyelerinin, Resul Emrah Şahan ve Ahmet Özer’in bir an önce serbest bırakılmalarını, Şişli ve Esenyurt belediyelerine atanan kayyumların geri çekilmesini meclisten bir kez daha talep ediyoruz” dedi.

“Halkın iradesi hedef alınıyor”

Beştaş, halen 9 belediye meclis üyesi ve başkan yardımcılarının cezaevinde olduğunu hatırlattı. Esenyurt ve Şişli belediyelerine kayyum atanmasını “halkın iradesine saldırı” olarak nitelendiren Beştaş, “Kent uzlaşısı halkların ortak karar alma iradesinin bir ifadesidir, bugünse suçmuş gibi gösteriliyor” ifadelerini kullandı.

Beştaş, Esenler Belediye Başkanı Ahmet Özer’in kent uzlaşısı gerekçesiyle tutuklandığını, ardından belediyeye kayyum atandığını; benzer şekilde Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın da aynı gerekçelerle tutuklandığını hatırlatarak, “Bu tutuklamalar demokrasiyi de barış ihtimalini de boğuyor” dedi.

“Seçme hakkı sızma olarak görülüyor”

Beştaş’ın aktardığına göre iddianamede, “kent uzlaşısı DEM Parti üstü örgütsel bir sistem” olarak tanımlanıyor ve metropol şehirlerde belediye meclislerine “sızma faaliyeti” yürütüldüğü iddia ediliyor. Beştaş bu ifadeleri sert sözlerle eleştirdi:

“İnsanların istedikleri partiden aday olması, farklı partilerden adaylara oy vermesi anayasal bir haktır. Ama bu iddianamede seçme ve seçilme hakkı ‘sızma’ olarak kodlanıyor. Bu, demokratik siyasetin tümüyle kriminalize edilmesidir.”

“İddianame ayrımcı bir zihniyetle yazıldı”

Beştaş, iddianamede Kürtlerin etnik kimlikleriyle hedef alınmasına da dikkat çekti: “Türkler bu ülkenin yurttaşlarıdır, Kürtler de bu ülkenin yurttaşlarıdır. Onları ayrıştıran, halkları karşı karşıya getiren, bu iddianameyi yazan zihniyettir. Kürtler sadece Diyarbakır’da değil, Türkiye’nin her yerinde oy verir.”

Beştaş, milyonlarca kişinin oy verdiği belediye başkanlarının ve meclis üyelerinin “suç işlemiş” gibi gösterilmesinin halkın iradesine açık bir müdahale olduğunu söyledi.

“Kayyum sistemi demokratikleşmeye darbedir”

DEM Partili Beştaş, kayyum sisteminin Türkiye’de demokratikleşme sürecine büyük bir darbe vurduğunu vurguladı: “Kayyum sistemi son bulmalı. Bu, halkların iradesine yapılan bir saldırıdır. Kent uzlaşısı operasyonları da bu stratejik yaklaşımın parçasıdır.”

Beştaş ayrıca, siyasi nedenlerle cezaevinde tutulanların serbest bırakılmasının toplumsal barış açısından zorunlu olduğunu ifade ederek, “Yargı, demokratikleşme ve barış sürecine darbe vurmaktan vazgeçmelidir” dedi.

“Somut adımlar atılmalı”

Beştaş, hükümete ve yargıya seslenerek sadece niyet beyanlarının değil, somut adımların atılması gerektiğini söyledi: “Hasta mahpuslar hâlâ cezaevinde, anadil yasaklı, kayyumlar belediyelerde. İktidar sadece açıklamalarla yetinemez. Halkın beklentisi, özgürlüklerin ve demokrasinin önünün açılmasıdır.”

Beştaş, son sözlerinde tutuklu belediye başkanlarının özgürlüğünün “bu ülkede var olan umudu büyüteceğini” vurguladı.