Bekçiler yaşam tarzına karışacak

 

Geceleri İstanbul’un mahallelerinde ‘nöbet tutacak’ 386 bekçi, bugün göreve başlıyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, 8 Şubat’tan itibaren bekçiliğe müracaat eden 8 bin 320 kişiden 700’ünü seçti. Teorik ve uygulamalı eğitimlerden geçen bekçilere, özel hareket polislerinin katıldığı derslerde araç durdurma ve silah kullanma teknikleri öğretildi. Mahallelerde görev yapacak bekçiler, güneşin batışından doğuşuna kadar devriye görevini yerine getirecek. 8 saat çalışma ve haftada bir gün istirahat esasına göre çalışacak bekçiler, ilk etapta polis eşliğinde göreve çıkacak. Çarşı ve mahalle bekçileri, sonraları da her mahallede iki kişi olacak şekilde nöbet tutacak. Eğitimi süren 136 ve diğer işlemleri devam eden 178 kişi olmak üzere 314 bekçi de daha sonra göreve başlayacak.

‘Silahınızı kullanmakta tereddüt etmeyin’
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Gayrettepe’deki biriminde, 386 bekçinin göreve başlaması dolayısıyla düzenlenen törende konuşan İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, sistemin İstanbul’da oturtulmasıyla ülke genelinde de iyi yürüyeceğini, İstanbul’un lokomotif görevini üstlendiğini kaydetti. Çalışkan, “Silahınızı kullanmakta tereddüt etmeyin” talimatını verdiği bekçilere, şunları söyledi: “Kanuni hakkınız doğduğunda, yetkiniz ne ise kullanmakta hiç tereddüt etmeyin. Mevzuatı iyi bilin. Mevzuatı iyi bilirseniz, özgüveniniz daha yüksek olur. Şu anda herkes sizi seyredecek. Dikkatle bakacaklar. Yanlış iş yapmayın. Yanlış iş yapanın bizimle yürüme imkânı yok.” Yurttaşlar ise göreve başlayan bekçilerin, ‘ahlak polisliği’ yapmasından ve toplumun yaşam tarzına müdahalelerde bulunmasından oldukça endişeli. Konuya ilişkin CHP Ankara Milletvekili hukukçu Ali Haydar Hakverdi ve İstanbul Barosu’nun eski başkanlarından ünlü hukukçu Prof. Dr. Yücel Sayman ile konuştuk.

Mahalle baskısının bir göstergesi
CHP’li Hakverdi, bekçilik uygulamasının mahalle baskısına sebebiyet vereceğinin altını çizerek, “Eski dönemlerde mahalle bekçiliğinde belki sıkıntı yoktu. Ancak bugün, böyle bir dönemde buna ihtiyaç duyulması bizde kaygılara neden oluyor. Bugünkü bekçilik anlayışı, mahalleden haber alan, mahalleye karışan ve devletin en küçük birimiymiş gibi tasarlandı. Bu da ister istemez kaygı veriyor. AKP’nin de bu tarzda birçok uygulamasının olduğunu düşününce direkt bireysel yaşama müdahale olarak yorumlayabiliriz. Çünkü AKP’nin pratiği bize bunu gösteriyor. Yaptıklarında da hukuki bir kaygıları zaten yok” diye konuştu.

Bilgi depolayacaklar
Prof. Dr. Yücel Sayman, bekçilerin istihbarat toplama amacında olabileceğini ifade ederek, “Hukuken artık hiçbir şeyi tartışmanın mümkün olmadığı bir zamanda, bekçilere ilişkin insanların tedirgin olmasında toplumsal olarak bir haklılık payı var” dedi. Prof. Dr. Sayman şöyle devam etti: “Örnekleri gördüğümüz zaman yaşam tarzına etkisi açısından böyle bir olasılık var. Ama bence daha çok istihbarat ağı kurma peşinde olunacaktır. Bekçiler insanlar hakkında bilgi depolamaya yarayan araçlar haline gelecektir. Bekçi diye bir şeyin, şu dönemde ortaya çıkması garip.”

Sorunlara neden olacak
“Siyasi iktidar bir mahallede yapmak istediklerini, örgütlenme gücü olan otoriteler kullanarak yapabilir. Bekçi de bunlardan birisi” diyen Prof. Dr. Sayman, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bunlar sıkıntıya sebep olacaktır. Çünkü artık bekçiye gerek yok. Her yerde MOBESE kameraları var. Bu yüzden bekçiler farklı bir anlam taşıyor.”

***

Bekçiler yardımcı hizmete çekilmişti

1991 yılında bekçilerin tümü, sokaklardan çekilip yardımcı hizmetlerde görevlendirilmişti. 1996 yılında 772 Sayılı Kanun çıkartılmış; ancak en son bekçi alımı 1974 yılında olmuştu. 2007 yılının mayıs ayında AKP hükümeti, genel seçimler öncesi ani bir karar ile 8 bin 152 bekçiyi, ‘polis’ yapmıştı. Bekçilerin giydiği kahverengi üniformalar kullanılmaz olmuştu.