Arşivleme = Fişlemedir

12 Eylülün en önemli özelliği her kesi fişlemesiydi. Bu fişleme Adli Sicil kayıtları ile başlıyor, Polis ayrı yapıyordu. Jandarmanın fişlemesi ayrı, İstihbaratın fişlemesi ayrı olarak yapılıyordu. Yani bireyin özel durumu birden çok yerde kayıt altına alınıyordu. Zaman içinde bunların kayıttan düşmesi de oldukça ayrı bir uğraş gerekiyordu. Ben Öğretmenlik başvurusu için iki kez Ankara’ya giderek Adli Sicil Genel Müdürlüğünde sicil kaydını sildirmek zorunda kaldım. Çünkü Genel Merkezde kaydı düşen Sicil durumunuz, Savcılıklarda silinmeden kaldığı için, İlçe Savcılığında silinmemiş olan sicil kaydı, Adli Sicil Genel Müdürlüğüne fiilen giderek sildirmek zorunda kalmıştım. İşte bu tür Güvenlik Soruşturması ve Arşivleme işlemi, siyasal iktidarlara muhaliflerin haksız bir şekilde mağduriyetlerine neden olmaktadır. Bu tür kayıtlar OHAL şartlarında her zaman karşınıza çıkarılıp, iş edinme hakkınızın engeli yapılabilinmekteydi.

 Yargıdan kaynaklı adli sicil kaydı dışında, asıl olan izlenmeni ve hakkınızdaki asılsız ihbarlarla ve üzerinize başkaları tarafında işkence altında atılan suçlamalardan dolayı fişleme ile uğraşan her birim kayıt altına alarak, zamanı geldiğinde kullanmak için arşivliyorlardı. Bu arşivleme işleminde sadece kişiyi değil, onunla bağlantılı kan bağı ve diğer akrabalık bağlarını da içine alacak şekilde geniş tutularak, sadece o kişiyi değil, onunla ilişkili akraba ve dostların da fişlenmesi olarak arşive girecektir. Bu arşiv kayıtlarını silmek veya kaldırmak için de birçok kapıyı çalmak zorunda kalabiliyorsunuz. Bu iş için özel olarak her birime giderek sildirmek zorunda bırakılabiliniyorsunuz.

İşte bugün de yasayla getirilmek istenen arşivleme işlemi, 12 Eylülün yaptıklarını yapmak olarak algılamakta fayda vardır. Üstüne üstlük birde son dönemdeki isimsiz ihbarcıların asılsız ihbarlarının işleme konularak daha çok mağduriyetlerin yaratılması işi var. Kısaca Güvenlik Soruşturması ve Arşivleme geriye gitmektir. Yakın zamanda yasalardan çıkarılan bu işlemlerin tekrar yasayla getirilmesi, toplumu dizayn etme maksatlıdır. Özgürlükleri kısıtlamaktır.

Geçmişteki fişlemelerden dolayı tanık olduğum bir anımı anlatırsam daha iyi anlaşılır kanısındayım. Ben göreve başlamış, bir kamu çalışanı olarak görevdeyken, Abim bir sabah köyden kalkıp ilçeye gelende, ilçe girişindeki Jandarma kontrolünde, araçtan indirilerek benim hakkımda sorular sorularak, kısaca sorgulanıyor. Kış günü sabah soğuğunda orda bekletiliyor. O ise “kardeşim Öğretmendir, şimdi görevinin başındadır.” Deyip açık adresimi de veriyor.

Ben ara tatilde eşimin yanına geldiğimde abim bu durumu bana anlatınca, bende hemen ilçe Jandarma Karakoluna giderek, durumu öğrenmek istedim. Yetkililerden birine; “beni soruyormuşsunuz, buyurun ben geldim dedim.” Kendimi de takdim edince, yetkili bana cevaben; “yok öyle bir şey” deyip “bir dakika bekle” dedi. Ve bir kapıyı açarak içeri girdi. Bana da kapıda beklememi söyledi. Kapı açık kaldığı için içeri tarafımdan net olarak görülüyordu. Karşı duvarda raflarda işte o fişlerle doluydu. Fişler Yeşil, Turuncu ve Kırmızı olarak istiflenmişti. Hakkımda düzenlenen fişi Kırmızıların içinden bulup çıkardı, kontrol ettikten sonra yerine koyarak yanıma geldi. “Hayır seninle ilgili bir sorun yok, gidebilirsin” dedi. Yani ben Jandarmadaki fişimin rengini de orada öğrenmiş oldum.

Fişlerdeki bu renkler ise şöyle yorumlanıyor: Yeşil renkte olan fişin sahibi Devletten yana ve iyi bir kişidir. Kısaca zararsızdır. Turuncu olan renk ise, bu kişiye biraz dikkat etmek lazım, hem iyiye hem de kötüye yorumlanabilir. Görevli kişinin yaklaşımına bağlıdır. Kırmızı renkteki fiş sahibi ise; sakıncalı ve tehlikeli, olabilir. Bu kişiye çok dikkat etmek gerekir. Gerekirse takip edilmeli. İşe alınması da sakıncalıdır şeklinde yorumlanabiliniyor. FETÖ’cüler ise Kırmızı, Sarı ve Mavi kartlar şeklinde fişleme yapmışlardı. Bunun üzerine bu işlemlerden vazgeçildi. Ancak yine siyasal iktidar, iktidarını korumak için bu işlemelere geri dönme ihtiyacı duymuştur. Bu işlemler kişisel hak ve hürriyetlere aykırı, demokrasiye aykırı bir uygulama olarak tarihe tekrar geçmiş olacak.