Altılı Masa’nın ekonomi stratejisi…

6’lı masada yer alan muhalefet partilerinin temsilcilerinden oluşan Kurumsal Reformlar Komisyonu, iktidara gelinmesi halinde izlenecek ekonomi politikalarına ilişkin raporunu açıkladı. Raporda iktidara gelinmesi halindeki ilk hedeflerden birisi, ekonomik tablonun belirlenmesi amacıyla “Durum ve Hasar Tespit Komitesi” oluşturulması olarak ifade edildi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha önce kamuoyuna açıkladığı “Strateji ve Planlama Teşkilatı” kurulması hedefine de yer verilen raporda, “Ekonomik Sosyal Konsey’e işlerlik kazandırılması” ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığını sağlamak için yeniden yapılandırılması önerilerine de yer verildi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Çanakcı, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sabri Tekir ve Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Feridun Bilgin’den oluşan Kurumsal Reformlar Komisyonu, hazırladıkları raporu, ortak basın toplantısıyla açıkladı.

‘Durum ve Hasar Tespit Komitesi oluşturulacak’

Raporda, iktidara gelinmesi halinde, cumhurbaşkanına bağlı, deneyimli denetim personeli ve uzmanlardan oluşan bir “Durum ve Hasar Tespit Komitesi” kurulacağı vurgulandı:

“Komite, kurumlardan veri ve bilgi temini noktasında tam yetkiyle donatılacaktır. Durum ve hasar tespit komitesi, veri kalitesiyle ilgili sorunları, kamu zararlarını, riskleri ve açık-gizli tüm yükümlülükleri hızla Cumhurbaşkanı’na raporlayacaktır. Strateji ve Planlama Teşkilatı başta olmak üzere ilgili kurumlar bu doğru ve sağlıklı veriler ve tespitler çerçevesinde gerekli adımları atacaklardır. Komitenin araştırmaları sırasında belirlenen usulsüzlükler ve mevzuata aykırı durumlar yolsuzlukları araştırmak ve soruşturmakla görevlendirilecek Devlet Denetleme Kurulu’nun, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nun ve Sayıştay’ın çalışmalarına önemli girdi sağlayacaktır.”

‘ESK hemen toplanacak’

Ekonomi konusundaki kararlarda tüm kesimlerin temsil edilmesi hedefiyle kurulan Ekonomik ve Sosyal Konsey’in (ESK) 2009’dan bu yana hiç toplanmadığı vurgulanan raporda, 2010’da yapılan anayasa değişikliği ile Konsey’in sadece hükümete “istişari” nitelikte görüş sunan bir yapıya dönüştürüldüğü görüşüne yer verildi.

Başkanlık Sistemi’ne geçilmesinden sonra, ESK’nın yapısı, çalışma usullerine ilişkin cumhurbaşkanlığınca bir düzenleme yapılmadığı için, Kurul’un işlevsiz hale getirildiği savunuldu.

İktidara gelir gelmez, ESK’nın “hemen toplanacağı” tahhüdüne yer verilen raporda, yapılacak yasal değişiklikle, Kurul’un işlevsel hale getirileceği ve işçi, işveren, meslek örgütleri ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin Konsey’de temsil edileceği vaadine yer verildi.

‘Strateji ve Planlama Teşkilatı’ kurulacak

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesi sonrasında kamuda, “günübirlik, hesapsız, veri ve analize dayanmayan” ekonomi politikaları izlendiği savunulan raporda, “Strateji ve Planlama Teşkilatı” kurularak, kısa, orta, uzun vadeli ve kurumlar arası koordinasyona dayalı bir yönetim anlayışının yaşama geçirileceği vurgulandı.

Teşkilatın görevleri ise şöyle sıralandı:

  • Makroekonomik, sektörel ve bölgesel bağlamda ekonomik ve sosyal hedefleri belirleme ve uygulamada hükümete danışmanlık yapmak
  • Uzun vadeli strateji, plan ve programları hazırlamak, izlemek ve sonuçlarını değerlendirmek
  • Karar alma süreçlerinde tutarlılığı sağlayacak bir model altyapısını oluşturmak suretiyle karar alıcılar için sürdürülebilir hedefleri içeren seçenekleri geliştirmek
  • Orta ve uzun vadeli perspektifle kamu, özel kesim, sivil toplum kuruluşları ve akademi ile yakın iş birliği ve koordinasyon içinde kurumsal ve yapısal dönüşümü sağlayacak reform önerilerini geliştirmek
  • Kamu kurumlarının stratejik planlarının usul ve esaslarını belirleyerek, hedeflerin uygunluğunu kontrol edecek merkezi kamulaştırma fonksiyonunu yerine getirmek.
  • ‘Merkez Bankası’nın bağımsızlığı teminat altına alınacak’

Raporda, enflasyonun kalıcı olarak tek haneli değerlere indirilmesi için atılacak adımlara da yer verildi. Bunu gerçekleştirmek için Merkez Bankası’nın hükümetle birlikte belirlediği enflasyon hedefi ve kur rejimi çerçevesinde “elindeki araçları bağımsız şekilde kullanan ve karar alan itibarlı ve etkili bir kurum” olmasının önemine vurgu yapıldı.

Merkez Bankası’na fiyat ve finansal istikrar dışında sorumluluk yüklenmeyeceği, üst düzey yönetici atamalarına ilişkin yasa değişikliklerinin TBMM’den nitelikli çoğunluk oyu koşuluna bağlanacağı, başkan ve üst düzey yönetimin atanma süreçlerinin de şeffaflık ilkesi doğrultusunda yapılacağı ifade edildi.

Bu konudaki bazı ilkeler şöyle sıralandı:

“Başkan, Başkan Yardımcıları ve Para Politikası Kurulu (PPK) üyeleri 5 yıllık süre için atanacak. Başkan atanmadan önce Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kamuoyuna açık bir değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Başkan ve PPK üyeleri en fazla iki defa atanabilecek. Merkez Bankası Kanunu’nda süre tamamlanmadan görevden almaya izin veren haller açıkça belirlenerek, Başkan, Başkan Yardımcısı ve Kurul üyelerinin TCMB Kanunu dışındaki bir düzenlemeye dayalı olarak görevden alınamaması temin edilecektir. Banka Meclisi belirlenirken üyelerin; finans, sanayi, ticaret ve tarım sektörlerinin dinamiklerin hakimiyetleri arasında denge gözetilecektir.

‘128 milyar dolar’ vurgusu

Raporda, Merkez Bankası rezervleri ile ilgili de şeffaflık vurgusu yapılarak, “Kamuoyunda 128 Milyar Dolar olarak bilinen ve halen sürdürülen Merkez Bankası rezervlerinin şeffaf olmayan bir biçimde dolambaçlı yollarla satışına ilişkin işlemler idari ve hukuki denetime tabi tutulacak, tespit edilen hata, usulsüzlük, yolsuzluk ve kamu zararının sonuna kadar takibi sağlanacaktır” denildi.