Alman hükümetinin insan hakları raporunda Türkiye eleştirisi

Alman hükümetinin 15’inci İnsan Hakları Politikaları Raporu kabinede kabul edildi. Raporun Türkiye bölümünde özgürlüklere yönelik kısıtlamalar ve yargı bağımsızlığındaki eksikliklere yönelik eleÅŸtiriler öne çıktı.

Alman hükümetinin 15’inci İnsan HaklarıPolitikaları Raporunda Türkiye’de insan hakları durumunun pek çok alanda sorunlu olmayı sürdürdüğü belirtildi. 2020 yılı Ekim ayı ile bu yıl Ekim ayına kadarki dönemi kapsayan ve Alman hükümetinin önümüzdeki dönemde izleyeceÄŸi politikaların çerçevesini çizen rapor kabinede kabul edildi.

Raporda Türkiye’ye ayrılan bölümde özgürlükler ve yargı bağımsızlığı konusunda eleÅŸtiriler öne çıktı. Metinde Türkiye’de basın özgürlüğü ve düşünce özgürlüğünün anayasal güvence altında olduÄŸu, ancak terörle mücadele ve ceza kanunlarının yorumlanma ÅŸeklinin bu özgürlükleri güçlü bir ÅŸekilde kısıtladığı kaydedildi.

Siyasi davalar ve basın özgürlüğü

Raporda, siyasi davalardaki soruÅŸturma ve yargılama süreçlerinin yargı bağımsızlığının sınırlarını gözler önüne serdiÄŸi, sivil toplumun geniÅŸ kesimlerinde caydırıcı etki yarattığı kaydedildi. SoruÅŸturma makamlarının eleÅŸtirel seslere ve dijital ortamdaki “kışkırtıcı” olduÄŸu belirtilen içeriklere karşı sert müdahale için hukuki araçlara sahip olduÄŸu belirtilen raporda, Türkiye’nin Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün 2022 yılı Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke arasında 149’uncu sırada yer aldığına iÅŸaret edildi.

Raporda aÅŸamalı olarak Ekim 2019’dan itibaren yürürlüğe konulan yargı reformu ile Mart 2021’de sunulan İnsan Hakları Eylem Planının ÅŸimdiye kadar temel sorunların giderilmesine katkı saÄŸlamadığı da kaydedildi.

Osman Kavala eleÅŸtirisi

Alman hükümetinin raporunda Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulamadaki eksikliklerinin yıllardır eleÅŸtirilere neden olduÄŸu belirtilerek, AİHM’in Osman Kavala’nın serbest bırakılmasıyla ilgili kararını uygulamayan Türkiye’ye karşı Avrupa Konseyi’nde Aralık 2021’de ihlal süreci baÅŸlatıldığı hatırlatıldı.

Kadın hakları ve LGBTİ

Raporda Türkiye’nin 1 Temmuz 2021’de İstanbul SözleÅŸmesinden “eÅŸcinselliÄŸi normalleÅŸtirdiÄŸi” gerekçesiyle çekildiÄŸi belirtilerek sözleÅŸmenin feshinin kadınların hukuki korunma seviyesinde henüz bir deÄŸiÅŸikliÄŸe yol açmadığı, ancak kadın örgütlerinin yasaların yeterince uygulanmaması ve cezasızlık nedeniyle ev içi ÅŸiddeti teÅŸvik eden bir toplumsal ortam yaratıldığı ÅŸikayetinde bulundukları kaydedildi.

Raporda Türkiye’de cinsel yönelim ve cinsel kimliÄŸin açık ve özgür bir ÅŸekilde yaÅŸanması konusunda hukukî yasaklamalar bulunmadığı, ancak ayrımcılığa karşı hukuki bir koruma da bulunmadığı kaydedildi. Belgede eÅŸcinsellik karşıtı söylemin medya ve siyasette çok yaygın olduÄŸuna, gösterilerin yasaklandığına da dikkat çekildi.

Sığınmacılar konusunda övgü

Raporda Türkiye’nin dört milyondan fazla sığınmacı ve göçmeni kabul ederek takdire ÅŸayan bir baÅŸarı gösterdiÄŸi, ancak koruma statüsüne eriÅŸimin artırılmasına devam edilmesi gerektiÄŸi kaydedildi.

Raporda Alman hükümetinin dünya çapında insan hakları alanındaki önceliklerine de yer verildi. Önümüzdeki iki yıllık dönem için belirlenen öncelikli alanlar; cinsiyet eşitliği, çeşitlilik, cinsel yönelim ve cinsel kimlik nedeniyle uğranılan ayrımcılık, ırkçılık, antisemitizm, Müslümanlara karşı düşmanlık, Antiziganizm (Çingene karşıtlığı) ile gruplara yönelik diğer insan hakları düşmanlığı formları olarak sıralandı. Hükümetin hedefleri arasında din özgürlüğü ve çocukların daha iyi korunması için çalışmalar yürütülmesi de yer aldı. (DW)