Adli Tıp, Ağır Hastalık İtirazını Reddetti: Seçilmiş Başkan Çalık Cezaevinde Kalacak

Lenfoma şüphesiyle ameliyat edilen, geçmişte lösemi tedavisi gören ve tutukluluk sürecinde ciddi kilo kaybı yaşadığı belirtilen Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık için yapılan sağlık itirazı, Adli Tıp İkinci Üst Kurulu tarafından oy birliğiyle reddedildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturmalar kapsamında tutuklanan Beylikdüzü Belediyesi’nin seçilmiş Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın sağlık durumu gerekçesiyle tahliyesi talebi, Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu’nun kararıyla geri çevrildi. Kurul, mevcut tıbbi belgeler ve incelemeler doğrultusunda Çalık’ın cezaevi koşullarında kalabileceğine hükmetti.

Sağlık İtirazı Üst Kuruldan Döndü

23 Mart’ta tutuklanarak İzmir Buca F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edilen Çalık hakkında, Adli Tıp Kurumu’nun 13 Ağustos tarihli “cezaevinde kalabilir” raporuna karşı avukatları yeniden başvuruda bulundu. Dosya bu kez Adli Tıp İkinci Üst Kurulu tarafından ele alındı.

Kurul, lenfoma şüphesiyle ameliyat edilen ve tutukluluk süresince ciddi kilo kaybı yaşadığı belirtilen Çalık’ın sağlık durumunun düzenli poliklinik kontrolleriyle takip edildiğini belirtti. Yapılan değerlendirme sonucunda, cezaevi koşullarının sağlık açısından engel oluşturmadığı kanaatine varıldığı açıklandı.

Avukatlar: Bilimsel Dayanak Yok

Çalık’ın avukatları, itiraz dilekçelerinde müvekkillerinin cezaevinde bulunduğu süre boyunca yaklaşık 25 kilo verdiğini, 1999 yılında “akut miyeloid lösemi M4” tanısı aldığını ve hastalığın ilerlediğine dair doktor raporlarının dosyada yer aldığını vurguladı. 13 Ağustos tarihli Adli Tıp raporunun bilimsel gerekçelerden yoksun olduğu savunuldu.

Ancak Adli Tıp İkinci Üst Kurulu, sunulan tüm tıbbi belge ve tetkikleri incelediğini, Çalık’ın sağlık durumunun cezaevinde kalmasına engel teşkil etmediğini belirterek oy birliğiyle itirazı reddetti.

Tartışma Büyüyor

Karar, seçilmiş bir belediye başkanının ağır hastalık geçmişine rağmen tutukluluğunun sürdürülmesi nedeniyle hukuk ve insan hakları çevrelerinde tartışma yarattı. Adli Tıp raporlarının siyasi davalarda belirleyici rolü ve tutukluluk koşullarının sağlık üzerindeki etkisi bir kez daha gündeme geldi.