Rizgari hareketi olarak katıldığımız İstanbul 1978 1 Mayıs mitinginde DİSK’li sendikacıların ağırlıkta olduğu Tertip Komitesi KÜRTÇE PANKART açmamıza izin vermemişti.
Biz de bu kararı protesto etmek için ağzımıza beyaz bantlar takıp BOŞ PANKARTLAR’la alana girmiştik.
Alana girişimiz “beyaz pankartlarla devletin yasağını protesto eden grup” diye kürsüden anons edilmişti. Oysa biz kendilerinin sansürünü protesto etmekteydik.
Ayrıntıları Abit Gürses arkadaşım aşağıda daha net anlatmış.
“Sunucu yanılmıyorsam Genco Erkal idi.
Aklımda kaldığı kadar ASDKDER’in alana girişini şöyle anons etmişti;
” Evet, anti-sömürgeci kültür derneği yürüyor!
Çelik adımlarla boş beyaz pankartlarla yürüyorlar!
Bir pankart boş, iki pankart boş, pankartlar boş, ağızlar bantlı çünkü dile yasak konulmuştur bu nemlekette!..”
42 sene sonra aklımda böyle kalmış.
O zanan arkadaşlar tertip komitesi Kürtçe slogana mûsaade etmedigini söylemişlerdi.
Genco Erkal’da topu devlete atmiş oldu..”
Ayşe Topal arkadaşım da hatırladıklarını yazmış:
“Miting tertip komitesi ile yapılan toplantılarda Kürdçe slogan ve pankartlara izin verlmemesi nedeni ile 1978 yılındaki törenlere boş pankartlar ve ağzı bantlı olarak Rızgari korteji olarak girmiştik. Genco Erkal’ın mikrofonda gurubumuzu anans ederkenki ajitesini bugün bile tüylerim diken diken hatırlarım”
[1976 Diye kalmış aklımda ama arkadaşların uyarısı üzerine düzelttim. Doğrusu 1978 olmalı. Çünkü ASDK-DER’ler 1977’de kurulmuşlardı. Üstelik “1977 1 Mayıs’ındaki provokasyon tekrarlanacak, yeniden katliam olacak!” tehdit ve korkutmalarına karşı İNADINA kitlesel olarak katılmıştık bu 1 Mayıs’a…]
Seher Erol arkadaşım da 1977 1 Mayıs’ında da aynı sorunun yaşandığını, Tertip Komitesi’nin sloganlarımıza sansür koyunca, Kurtuluş grubunun yanında Gümüşsuyu’ndan alana girdiklerini belirtiyor.
“Biz Ankara gençliği olarak gittik. Derviş Akbulak , Hüseyin Yeşildağ, Yusuf Andiç, Tuzluçayır’dan bir çok kişi… Bayağı otobüs tutarak ve örgütlü olarak katıldık. Beşiktaş meydanında çok bekledik. Nice sonra çok koşarak Gümüşsuyu’ndan alana girdik. Pankartın bir sopası bendeydi. Kemal Türkler konuşuyordu kürsüde… Daha nefesimizi toplamadan tarama başladı. Ben kazancı yokuşuna sürüklenenlerdendim. Hepimiz üstüsteydik nefessizlikten çoğu ölmüştü. Ben de kötüydüm. Kortejden beni tanıyan bir rojhelatlı öğrenci çok çırpındı ellerimden çekti ama çıkaramadı. Sonra ne oldu anlayamadım; yığılma biraz gevşedi ama benim ayak bileklerimi etleri parçalanmıştı. Ben yerdeyken kaçanlar üzerime basıp geçti. Ferit Gündoğdu arkadaşımız beni tanımış, döndü beni sırtladı, bir apartman boşluğuna taşıdı.. Orada karısının adı Gül olan arkadaşla karşılaştık [ Cetin Dayi.] Sonra Derviş’le, Hüseyin bizi gördüler;Hüseyin beni halasına götürdü ve bileklerimi sardılar. ardından Bitlis yurduna geldik… Gece otobüslerle Ankara’ya döndük… Ölenlerin arasında resmim varmış ve annem bir umut yolda bekliyordu. Lise birdeydim. Rapor aldım biraz. Emniyete alındım.. Okuldan atıldım falan. ”
Nice dile gelmemiş öyküler var böyle, öykü içinde.
Bu da 1 Mayıs 1977’den bir tanıklık…
Unutulmasın diye not edeyim buraya…
#BijiYekGulan #Yasasın1Mayı
- Ağrı Kesiciler ve Uyuşturular - 12 Mart 2023
- Yardım Ekipleri Ayrılırken - 14 Şubat 2023
- Ukrayna işgali, Tarihin Aynası - 26 Şubat 2022