İstanbul’da bebek ölümleri ve haksız kazanç iddialarıyla yargılanan “Yenidoğan Çetesi” davasında mahkeme, biri doktor ikisi hemşire üç sanığı adli kontrolle tahliye ederken, dava kamuoyunda yargının caydırıcılığı ve cezasızlık eleştirilerini yeniden gündeme taşıdı.
Bebek Ölümleri İddiasıyla Yargılama
İstanbul’da bebek acil hastalarının önceden anlaşılan özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine yönlendirilerek ölümlerine neden olunduğu ve bu yolla haksız kazanç sağlandığı iddiasıyla açılan davanın yedinci duruşması Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Aralarında örgüt lideri olmakla suçlanan doktor Fırat Sarı’nın da bulunduğu 63 sanığın yargılandığı dosyada, duruşma yüksek güvenlik önlemleri altında yapıldı.
Mahkeme heyeti, yargılamanın bu aşamasında doktor Mehmet Gürül ile hemşireler Sümeyye Nur Taşçı ve Cansu Akyıldırım’ın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Tahliye edilen sanıklar hakkında yurt dışı çıkış yasağı ve düzenli imza yükümlülüğü getirildi. Heyet, diğer 10 tutuklu sanığın ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.
Adalet ve Caydırıcılık Tartışması
Bebek ölümleri gibi ağır suçlamaların merkezinde yer alan bir davada verilen tahliye kararları, yargı pratiğine ilişkin eleştirileri beraberinde getirdi. Kamuoyunda, özellikle sağlık alanındaki organize suç iddialarında adli kontrol uygulamalarının yeterli olup olmadığı ve mağdur ailelerin adalet beklentilerinin nasıl karşılanacağı soruları yeniden gündeme geldi.
Mahkeme, bazı tutuksuz sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına da karar vererek duruşmayı 24 Mart 2026 tarihine erteledi. Uzayan yargılama süreci, hem mağdur yakınları hem de kamuoyu açısından davanın etkinliği ve sonuçları konusunda belirsizliği artırıyor.
- Medya–İktidar İlişkilerinde “İğne” Tartışması Derinleşiyor - 30 Aralık 2025
- Tunç Soyer’den “Adalet” Vurgulu Açık Mektup - 30 Aralık 2025
- Geniş Tanımlı İşsizlik Rekora Yaklaştı: 11,9 Milyon Kişi İşgücü Dışında Ya Da Eksik İstihdamda - 30 Aralık 2025
















