“Twitter denen bir bela var”

Twitter Facebook’un yapmadığını yaptı, yapıyor. Belki basit bir algoritma, belki de bir yönetim kararıyla, önce ABD BaÅŸkanı Donald Trump’ın “Silahlar konuÅŸur” dediÄŸi Tweet’ini hassas içerik olarak belirledi ve bir uyarıyla gizledi. Ardından da bir süre önce yaptığı bot ya da troll hesap temizliÄŸine devam etti. Türkiye’den 7 bin 340 hesap, “devlet baÄŸlantılı bilgi yayma operasyonlarında” kullanıldıkları, yani AKP ve ErdoÄŸan’a çalıştıkları ve gündemi böyle iÅŸgal ettikleri ortaya çıkınca siliniverdi. Twitter’ın açıklaması adres olarak AKP’nin gençlik kollarına iÅŸaret ediyordu. Bazıları ele geçirilmiÅŸ hesaplardan, bu amaç doÄŸrultusunda aynı zamanlarda, benzer içerikte, aynı etiketlerle 37 milyon Tweet paylaşılmıştı! Bu buzdağının görünen kısmıydı, gerisini siz tahmin edin!

Bu tespit ve ifÅŸaat BeÅŸtepe’ye çok dokundu. Niye ÅŸaşırdılar, aslında onu da anlamak zor. EleÅŸtiride bulunan, en çok da kadınlara en cinsiyetçi küfürlerle saldıran sayısız hesabın tepesinde, profil resmi olarak ErdoÄŸan durmaktaydı, sonra o resimlere yeÅŸil toplar da eklendi. Takipçisi hiç olmayan ve hep aynı 20 küsür insanı takip eden hesapların hemen hemen hepsi ErdoÄŸan’a ölümüne bir baÄŸlılık da ifade ediyorlardı. Daha fazla takipçisi olan hesaplar da vardı, ama onlar da muhtemelen çalınmış ve adeta zombileÅŸmiÅŸti. Hal böyleyken “O hesapların iktidarımızla ilgisi yok” lafı hiç ikna edici deÄŸil tabii.

Twitter’a “Türkiye’yi dizayn etme” suçlaması

Profilinde Türkçe “T.C. CumhurbaÅŸkanlık İletiÅŸim BaÅŸkanı”, İngilizce ise “Türkiye Cumhuriyeti İletiÅŸim BaÅŸkanı” yazan Fahrettin Altun, Twitter’ı bir takım yaptırımlarla tehdit eden zehir zemberek bir açıklama yaptı. HaÅŸa, söz konusu hesapların ne ErdoÄŸan’la, ne AKP ile ilgisi vardı. Bir Twitter kalmıştı suçlamadıkları, Altun onu da PKK ve FETÖ propagandasına kol kanat germek ve Türkiye’de siyaseti dizayn etmeye çalışmakla itham etti. Böylece Twitter ErdoÄŸan için yine baÅŸ belası kategorisine yerleÅŸti.

ErdoÄŸan bu lafı Gezi’nin ilk günlerinde etmiÅŸti: “Twitter denen bir bela var.” Gerçi kendisi de kullanıyordu o zaman Twitter’ı, ama etkisi sınırlıydı iÅŸte. Hatırlayın, haber kanallarının penguen yürüttüğü o günlerde, sahada ne olup bittiÄŸini insanlar Twitter’dan ve sosyal medyadan takip ediyordu. YurttaÅŸ gazeteciliÄŸi de devredeydi. Türkiye’nin dört bir yanında olanlar anında Timeline’a düşüyordu. Toplu halde gaz yiyenlerden, Ethem Sarısülük’ün vuruluÅŸuna, yerlerde sürüklenen gazeteciden, meydanda müzik yapan piyaniste. Kalabalıklar birbirine böyle ekleniyordu. Birçok gazeteci de Twitter’da haber paylaşıyor, canlı yayın yapıyordu.

Troller ve bot hesaplar o zaman devreye girdi iÅŸte. ErdoÄŸan talimatı verip parkı boÅŸaltınca da iyice ÅŸaha kalktılar. Özellikle kadın gazeteciler bu hesapların hedefindeydi. Burada üstü kapalı bile yazılamayacak hakaret ve tehditlerle doldu Timeline’larımız. Bot hesapların 30 Haziran’da kadınlara yönelik ağır tehditler içeren saldırısını unutmuyorum. Sayısız bot hesap o gün zombiler gibi saldırıp durdular bize. Tweetler tamamen ağır cinsel ÅŸiddet içerikliydi. Zombilere inanmadığım için, onları da ciddiye almamayı baÅŸardım, retweet de etmedim tabii. Ama o saldırı aklıma 2012’de hedef alındığım baÅŸka bir nefret kampanyasını getirdi. O dönem, ve bence Gezi esnasında da, bu trol ve bot hesap iÅŸinin dümeni Melih Gökçek ve şürekasındaydı, sonra daha kurumsallaşıldı.

“MaaÅŸlı troll” itirafı

Hafıza Kollektifi 2015’te eski bir Aktrol’ün peÅŸine takılarak bir aÄŸ haritası oluÅŸturmuÅŸtu. Buna göre etkileÅŸimlerin merkezinde bugün Sanayi ve Teknoloji Bakanı olan, ErdoÄŸan’ın o dönemki danışmanlarından Mustafa Varank vardı. Bu takipler bizi sonra Pelikancılar’ın yalısına ve baÅŸka yerlere de götürdü.

Yeliz adıyla sahte hesap açıp paylaşımda bulunan AKP milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı da, partinin maaÅŸlı trolleri olduÄŸunu açık etti, AKP Kadın Kolları BaÅŸkanı Lütfiye Selva Çam’a, İçiÅŸleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifasından sonra yazdığı yorum nedeniyle saldıranların “maaÅŸlı troll” olduÄŸunu söyledi.

O troller ve bot hesapların saldırısına 2016’da, polislere “İnÅŸallah sizler de ÅŸehit olursunuz” diyen eski Çevre ve Åžehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’yi eleÅŸtirdiÄŸim için maruz kalmıştım. O saldırgan ve tehditkar Tweetler’i üşenmeyip elimden geldiÄŸince kayda geçirdim. Hiçbirini RT’lemeden, ekran görüntülerini aldım, tam tamına 200’ünü ÅŸikayet ettim. Twitter epey hızlı davranıp o hesaplardan kimini askıya aldı, kiminin de Tweet’ini engelledi.

Twitter’ın açıklamasının ardından bu yazıyı yazarken, gidip eski ekran görüntülerine baktım. Oradaki hesapları Twitter’da aradım. Tahmin ettiÄŸim gibi, hiçbirinin izi kalmamıştı. Bazıları da belki Twitter’ın iki yıl önceki troll ve bot temizliÄŸinde gitmiÅŸti.

Bunlardan daha çok olsa da, 7 bin 340’ının gitmesi bile Twitter’ın TT listesini biraz ferahlattı. Ta ki AKP’nin tanıtım ve medya sorumlusu Mahir Ünal CHP’ye dair bir iddia ortaya atana kadar. Ünal, CHP Üyesi Mücahit Avcı’nın parti içi yazışmalarda Fahrettin Altun’un Twitter’da hedef alınmasını istediÄŸini öne sürdü. Aynı akÅŸam #İtibarSuikasti etiketi TT oldu. BoÅŸuna bir telaÅŸtı, çünkü troller ve #WeLoveErdoÄŸan gibi kör göze parmak kampanyalar zaten itibardan eser bırakmamıştı.

Åžimdi Twitter nasıl daha çok denetlenebilir, buna kafa yoracak iktidar. ABD’den Rusya’ya, bu konuda yalnız kalmayabilirler.

Banu GÜVEN