Türkiye, yüksek su stresi altında: Yanlış kullanım yüzde 50 etkili

TTKD bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, ’22 Mart Dünya Su Günü’ nedeniyle UNESCO ve BM’nin hazırladığı ‘Su Raporu’nda Türkiye’nin, yüksek su stresi altındaki ülkeler arasında yer aldığını söyledi. Dr. Kesici, su krizinde iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin yüzde 20, yanlış su kullanımının yüzde 80 etkili olduÄŸunu kaydetti.

Süleyman Demirel Ãœniversitesi (SDÃœ) Su Ãœrünleri Fakültesi emekli öğretim görevlisi ve Türkiye Tabiatını Koruma DerneÄŸi (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, su kıtlığı, tasarruf yöntemleri ve kuraklığa karşı alınabilecek tedbirler konusunda uyarılarda bulundu. Dr. Kesici, doÄŸal göllerin su üretmek yerine depo görevi yaptığını belirterek, “Sularımızı kurutmaya, kirletmeye hakkımız yok. Yağışlar ise fırsattır” dedi.

Dünyadaki su kalitesi, miktarı, tekrar kullanılması, tasarrufu gibi konular hakkında yeterince bilgi sahibi olunmadığına iÅŸaret eden Dr. Kesici, UNESCO’nun ‘Ä°nsanlar için Su, YaÅŸam için Su’ ve BM’nin ‘Dünya Su‘ raporlarına göre, yanlış kullanımların da etkisiyle su kaynaklarının kullanımı ve paylaşımının ‘küresel su krizi‘ olduÄŸunu söyledi.

KURAKLIÄžIN NEDENÄ°, YANLIÅž KULLANIM

Her geçen gün deÄŸiÅŸen iklim koÅŸullarının, kontrolsüz büyüyen endüstrilerin, sınırlı kaynaklarını maksimum verimlilikle kullanmayı gerektirdiÄŸini anlatan Dr. Kesici, “Kuraklığın temel nedeni; iklim krizi deÄŸil, suyun yanlış kullanımı ve mevsimsel koÅŸullara göre iyi yönetilememesi. Bilimsel ve ekonomik yatırımlara baÅŸlanılmaması nedeniyle, mevsim normallerinde devam eden yağışlara raÄŸmen, önümüzdeki yıllarda su krizinin giderek artacağı öngörülmektedir” dedi.

Suyun tüm doÄŸa açısından paha biçilemez deÄŸer olduÄŸunu vurgulayan Dr. Kesici, 22 Mart’ın da suyun önemini hatırlatmak ve gün geçtikçe daha da güç hale gelen suya eriÅŸim sorununa dikkat çekmek, toplumsal duyarlılığı artırmak ve küresel su kriziyle mücadele için önemli olduÄŸunu aktardı.

SU Ä°SRAFI VE VERÄ°MSÄ°Z KULLANIM

UNESCO ve BM’nin 2021 raporlarında, su israfı ve verimsiz kullanılışıyla su kıtlığının arttığının belirtildiÄŸini söyleyen Dr. Kesici, “Esas neden suyun deÄŸerinin anlaşılamaması. Raporlar, su kaynaklarının daha iyi kullanılması ve yönetiminin önemi, dünyanın birçok bölgesinde su kaynaklarına yeterince yatırım yapılmadığı ve siyasilerin ilgisini çekmediÄŸine iÅŸaret ediyor” dedi.

Sektör bazında küresel su tüketimi verilerini paylaÅŸan Dr. Kesici, “Yüzde 69’u gıda ve tarım, yüzde 19’u enerji ve endüstriyel sektörler, yüzde 12’si içme suyu ve evsel kullanımda harcanıyor. Yeryüzünde 1 milyar insan, her an suya ulaÅŸamıyor. Atık suların yüzde 80’i hiçbir ÅŸekilde arıtmaya girmiyor. 2 milyara yakın insan, arıtılmamış atık sular yüzünden kolera, dizanteri, tifo ve çocuk felci hastalıkları riski altında. Dünyada 2 milyar insan su stresi altında” diye konuÅŸtu.

3,6 milyar kiÅŸinin potansiyel su kıtlığı olan bölgelerde yaÅŸadığını kaydeden Kesici, “Bilimsel önlemler alınmazsa 4,8- 5,7 milyar kiÅŸiye ulaÅŸacağı öngörülüyor. Yeryüzünde 1 milyar insan, evlerimizde her an ulaÅŸabildiÄŸimiz su için, günde ortalama 6 saat su yolculuÄŸu yapıyor. BM verilerine göre, her 9 saniyede 1 çocuk kirli sudan dolayı yaÅŸamını yitiriyor. Temiz içme suyu kullanamayanların yarısından fazlası Afrika’da yaÅŸamakta. Su mültecilerinin sayısı önemli oranda artıyor” dedi.

YILDA 13,4 MİLYON ÖLÜM

2050’ye kadar her 4 kiÅŸiden en az 1’inin kronik veya tatlı su kıtlığından etkilenen ülkede yaÅŸayacağını belirten Dr. Kesici, “Harekete geçilmediÄŸi takdirde yoksul ve geliÅŸmekte olan ülkelerdeki 135 milyon insanın daha yaÅŸamı ciddi tehdit altında. Sabit olan su kaynakları giderek azalırken, suya olan talep katlanarak artıyor. Her yıl 13,4 milyon insanın, çevre kirliliÄŸi, yetersiz ve kirli su kaynakları nedeniyle öldüğü bildiriliyor” diye konuÅŸtu.

TÜRKİYE EN HASSAS BÖLGEDE

DoÄŸal göllerin neredeyse yüzde 80’den fazlasının ciddi kuruma tehdidi altında olduÄŸunu da açıklayan Dr. Kesici, raporlarda, Türkiye’nin de ‘su fakiri‘ sürecinde ve yüksek su stresi altındaki ülkeler arasında yer aldığını dile getirdi. Kesici, Türkiye’nin de içindeki Akdeniz Havzası’nın, Dünya Meteoroloji TeÅŸkilatı’nca iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine karşı yerkürenin en hassas bölgelerinden biri olarak tanımlandığını sözlerine ekledi.

Bu yılki yağışların önemli fırsat, suyun akılcı yönetimi ve kullanımı konusunda da uyarı olduğunu dile getiren Dr. Kesici, kuraklığa karşı şu önerileri sundu:

“Entegre su kaynakları yönetimi benimsenmeli. DoÄŸal su kaynaklarının, biyolojik, hidrolojik ve ekolojik bütünlüğü korunmalı. Kentleri, tarımı, iklimine göre düzenlemek gerekiyor. Verimli su kalitesi- tüketimi- yönetimini güvence altına almamız için daha çok yatırım gerekiyor. Ä°klim deÄŸiÅŸimiyle mücadelede, kuraklık ve sellere karşı erken uyarı sistemleri oluÅŸturulmalı. Suyun en çok kullanıldığı tarımda verimsiz su israfına son verilmeli, su kaynaklarının bütçesi ve kalitesi mutlak koÅŸulla korunmalı. Suyun doÄŸal döngüsünün korunması için en önemli adım, atık su altyapısı teknolojik olarak geliÅŸtirilmeli, tüm atık sular ileri kademede arıtılıp, tarımsal sulama ve kentsel kullanma suyu olarak kullanılmalı. Zirai ilaç ve benzeri kirleticilere karşı organik tarımı teÅŸvik eden politikalar ve sürdürülebilir bilimsel tarım uygulamaları tercih edilmeli. Bireysel su savurganlığı önlenmeli, eÄŸitim-öğretim son derece önemli. Belediyeler, su güvenliÄŸi planları uygulamalı ve su israfına son vermek için, öncelikle suyun koruma-kullanma ilkeleri konusuna ve kaçak-kayıpla mücadeleye öncelik vermeli.”