Turgut Kazan’dan soruşturma tepkisi: Korku imparatorluğu yaşıyoruz

Hukukçu Turgut Kazan, 104 emekli amiralin yayınladığı bildiri sonrası açılan soruşturmalara tepki gösterdi. “Böyle bir hukuk devleti olamaz. Katılmadığınız görüşleri TCK 316 saymaya kalkmak asla kabul edilemez” dedi.

Turgut Kazan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili sözleri sonrası başlayan tartışmalara ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın “takke ve cübbe” giydiği bir fotoğrafının basına yansımasına ilişkin ortak bir bildiri yayımlayan 104 emekli amiral hakkında soruşturma başlatılmasına tepki gösterdi.

“Katılmadığınız görüşleri TCK 316 saymaya kalkmak asla kabul edilemez” diyen Kazan, “Çünkü, bu maddenin atıf yaptığı suçlar, ancak cebir / şiddet yoluyla işlenebilir. Ve 316. madde “ELVERİŞLİ VASITA” koşulu aradığına göre, toplu düşünce açıklaması suç sayılamaz” ifadelerini kullandı.

Hukukçu Turgut Kazan’ın Twitter hesabından yaptığı açıklama şöyle:

Tam bir korku imparatorluğu yaşıyoruz. Anayasa 26 “Herkes, düşünce ve kanaatini tek başına veya toplu olarak açıklama hakkına sahiptir” diyor. Ama, düşünce açıklayanlar adeta linç ediliyor. Politikacılar, medya derken Tapu Sicil müdürlükleri ve benzer kurumlar sıraya girdi.

Suçlamalar birbirini izliyor. Ve Yargıtay da dayanamayıp toplu düşünce açıklamasını, anayasal düzene karşı muhtıra / müdahale sayarak, BAĞIMSIZ yargımızın gereğini takdir ve ifa edeceğini açıkladı.

Lütfen yapmayın, böyle bir hukuk devleti olamaz. 104 emekli amiral Montrö konusunda görüş açıklıyor. Eğer, öne sürülen görüşleri yanlış buluyorsanız, size göre doğru olanı söylersiniz, olur biter. Demokrasi ancak bunu gerektirir.

Katılmadığınız görüşleri TCK 316 saymaya kalkmak asla kabul edilemez. Çünkü, bu maddenin atıf yaptığı suçlar, ancak cebir / şiddet yoluyla işlenebilir. Ve 316. madde “ELVERİŞLİ VASITA” koşulu aradığına göre, toplu düşünce açıklaması suç sayılamaz.

Açıklamada yer alan tarikat evindeki amiralle ilgili bölüm ise, bir uyarıdan ibarettir. Üstelik açıklamayı yapanlar o tarikatı belki tanımıyorlar. Ama bazı köşe yazılarında adı verilen bu tarikatın Fetöcülerle ortak hareket ettiğini, CİHANER’e kumpas davasında biz gördük, yaşadık.

Buca Cezaevinden, Erzurum Cezaevi’ndeki CİHANER’e gönderilen bir mektupta hepsi anlatılıyordu. Şikayetçi olduk. Bize haber verilmeden, o kişi Erzurum’a getirilmiş, iftiradan mahkum edilmiş. Şikayet dilekçesini verdiğimiz savcı da, iftiradan cezalandıran yargıç da Fetö’cü çıktı.

Dolayısıyla, Erzurum soruşturmasında bu tarikatın Fetö’cülerle kol kola yürüdüğü apaçık anlaşıldı. Eğer, Ankara C.Başsavcılığı tarikat evindeki amiral hakkında soruşturma açar ve bizden bu belgeleri isterse takdimi görev sayarız.