Globalizm tam bir çıkmaz içinde, ama çıkışsızlıktan çıkışı Trump tarzı bir subjektif liderlikle olmaz. Olmaz çünkü globalizm bir subjektif liderlik ya da tarzın sonucu olarak oluşmadı ki sübjektif müdahalelerle de tekrardan eski haline dönsün ve/veya döndürülsün. Globalizm iktisadın doğal yasalarının oluşturduğu sermaye haraketliliği ve emek gücünün gelişmiş kapitalist ülkelerle, geri kalmış ülkelerde farklı boyut kazanması ile çakışınca oluştu. Kapitalizm de zaten emekle sermayenin bir ürünü, bir sentezi olarak oluşmuştu. Sona ermesi de eşyanın doğası gereği, defalarca belirtmiş olduğum gibi: Üretim güçleri ile üretim ilişkilerinin yıkımı olan bir dünya devriminin gerçekleşmesi ile olacaktır. Globalizm, canlı emeğin nesnelleşmiş emeğe dönüşerek yerini nesnelleşmiş emeğe bırakıp üretim sürecinin bir seyircisi konumuna gelmesine dayalı olarak biçimlendi. Nesnelleşmiş emek, yani makine üretimi roket hızı ile yükseltti. Ulusal pazar kısa sürede mal ve metalarla doldu, doyuma ulaştı ve de taştı. Sermaye doğal ve zorunlu olarak ulusal pazar ötesinde yeni pazarlara gereksinim duydu. Bu bağlamda üç ana faktör çakıştı.
Tam olarak ne oldu? Bir: ABD ve AB gibi sanayi bakımından gelişmiş ülkelerin sermayesi ulus ötesine taşarak yeni pazarlar aradı. İki: Aynı süreçte gelişmiş kapitalist ülkelerin işçi sınıfı Sovyetlerin korkusu ile bir kısmını burjuvazinin verdiği, bir kısmını da İşçi sınıfının mücadele sonucu aldığı çok önemli sosyal ve ekonomik kazanımlara sahip olmuştu. Üç: Kapitalizmin sermeye ihracı döneminde yaratmış olduğu “eşitsiz gelişim yasası” gereği geri kalmış ülkelerde yoksulluk ve açlığın derinleşmesi sonucu söz konusu ülkelerde iş gücü dibe vurmuştu. Bu üç ana faktörün tarihsel ve toplumsal olarak aynı süreçte çakışmasının sentezi olarak da globalizm oluştu. Global kapitalizm kendine has üç nedenle global bir dünya oluşturdu. 1- Kendi eli ürünü olan ulusal pazarını doyuma ulaştırıp ona sığmayıp, ulus ötesi ya da üstü konuma gelen sermayenin ağır sanayini, sanayiye gereksinim duyan ve uygun konumda olan az gelişmiş ya da gelişmemiş ülke pazarlarına taşıması. 2- Anamalı ülkesinin işçi sınıfının iş gücünün yüksek olması. Diğeri ise geri kalmış ülkelerin iş gücünün çok ucuz olması. Global kapitalizm hiçbir subjektif faktörün dış müdahalesi olmaksızın iktisadın bu doğal yasalarının toplamının sentezinin ürünü olarak oluştu ve dünya egemeni bir sistem haline geldi.
Kapitalizm ulusal pazar, ulusal sermaye, ulusal para ile ulus kapitalizm olarak devlete dayanarak gelişti. Büyüyünce devleti kendi egemenliği altına aldı, kendine göre şekillendirdi. Daha da büyüyünce ulusal pazar, ulusal sermaye, ulus devlet üstü ve ötesi bir konum kazandı. Liberal kapitalizm, piyasa ekonomisi yöntemi ile devleti devre dışı bırakarak piyasanın bütün kurallarını kendisi belirlemiş ve giderek dünyayı bu bağlamda dizayn etme eğilimine girmiştir. Sermaye kendi iç dinamik, iç hareket ve devinimleri ile iktisadın doğal yasalarının muharrik gücünün itimine dayalı olarak kendi rotasını kendisi çizmiştir. Kapitalizmin bu gelişim sürecinin tarihine dikkatlice bakıldığı zaman: Kapitalizmin hem objektif, hem de subjektif faktörünün kendi iç dinamizminin bir dokusu olduğu kolayca görülür. Yani subjektivizmin kapitalizme değil kapitalizmin subjektivizme yön verdiği kolayca anlaşılır. Rekabetçi kapitalizmin demokratik burjuva devlete dayanarak devlet kapitalizmi olarak teşekkül etmesinden bu yana iktisadın doğal yasası gereği izlemiş olduğu gelişme seyrine ilk kez ABD’nin yeni seçilen devlet başkanı Trump karşı çıkıp, “tüpten çıkmış macunu” tekrardan yerine sokmayı deneyecek.
Ülkesinin ulus ötesi ve ulus üstü boyutuna taşmış, dünya pazarlarına girmiş, söz konusu pazar ilişkilerini kendine denk yöntemlerle dizayn etmiş sermayeyi yeniden kendi ulus pazarlarına sokmaya çalışıyor..! Bunu bir kocaman budaladan başkası bırakın yapmayı, girişmeyi aklından bile geçiremez. İktisadın: Üretim, üleşim, tüketim gibi doğal yasaları, sermayenin kendi iç hareketliliği ile oluşmuş ve kocaman bir toplumsal dünya sistemine büyümüş olan globalizmi yeniden ulusal çitler arasına sokmayı, söz konusu ulusal çitler arasında tutmayı ancak ve yalnız; henüz evrimleşme sürecini tamamlayamamış maymun iştahlı bir Trump düşünebilir ve de yapmaya kalkabilir. Globalizm artık bir dünya sistemidir. Onu hiçbir subjektif güç üretmedi ve bir dünya sistemi haline getirmedi. Getirmediği için de kendini her şeye kâdir sanan bir budalanın kanun, yasa, OHAL, KHK vb. gibi subjektif faktörlerle, oluşmuş olan bu dünya sistemini bozmayı, yerine keyfine göre bir sistem oluşturmayı başaramaz. Robinson’un: Buluşların anası gereksinmedir dediği gibi; kapitalizm de insan toplumunun üretim, tüketim, üleşimin gereksinimi olarak oluştu, yine insan toplumunun gereksiniminin ürünü olarak yaratılan devletle çakışıp, günümüze kadar geldi ve yine dünya insan toplumunun gereksiniminin ürünü olarak da bir dünya sistemine büyüdü. Bütün bu süreçte ve oluşan doku ve dengelerde herhangi bir ülke, devlet ya da diktatörlük heveslisi faşistin, keyfi bir müdahalesi yoktur.
Hiçbir ulus, ülke, devlet ve diktatör kişinin müdahil olmadan oluşmuş olan bu dünya sistemini herhangi bir ülke, devlet ya da diktatör bozuntusu ortadan kaldırıp gönlüne göre dizayn edemez. Bu hiç kimsenin, hiçbir gücün üstesinden gelemeyeceği bir doğa yasasıdır. Birincisi bu. İkincisi: Trump’ın ulus ötesi sermaye ile başa çıkma gücünün olmayışıdır. ABD anamalı çıkışlı ulus ötesi sermaye artık bir dünya sermayesi konumuna gelmiştir. Ulusal niteliğini dünya ulusu niteliğine büyütmüştür. “Sermayenin ulusu, vatanı olmaz” denen şey en çok da ABD kökenli sermaye için geçerlidir. ABD’nin ulus ötesi sermayesi dünyada güçlü olduğundan daha fazla ABD’de güçlüdür. Trump’ın ona meyden okuma, onu çıkmış olduğu ulusal pazarına yasa, kanun vb. gibi şeylerle yeniden döndürme şansı hiç yoktur. Böylesi zorlamalara girdiği takdirde Trump, ABD ve diğer dünya sermayesi karşısında bir marangoz hatası olarak yapılmış, tepelerine oturtulmuş bir ucube olarak görülmeye başlar. Bilvesile dünya sermayesi oluşmuş olan bu marangoz hatası Trump’ı törpüleme, olmazsa konmuş olan yanlış yerden söküp atmanın yollarını aramaya başlar.
Başlar çünkü bu durum bir an önce düzeltilmesi gereken bir tezat oluşturuyor. Ulus ötesi sermayenin önüne Trump gibi bir manianın çıkması dünya çapında çok önemli sorunların doğmasına neden olur. Dünyanın felaket boyutuna varmış olan bir çok sorununun çözülmesi olanaksız hale gelir. Kapitalizmin sadece kendisi globalleşmedi. Dünyanın herhangi bir köşesindeki lokal sorunların da globalleşmesini sağladı. Sermaye ulusal çitlerin ötesine geçip, ulus ötesi bir boyut kazanınca, Ortadoğu bölgesinde de görüldüğü gibi dünyanın başka bir bölgesinde oluşan bölgesel ya da ülkesel sorunun da ulusal ve/veya ülkesel çitler içinde çözümünü de olanaksızlaştırır. Ekonomik alt yapı, siyasal üst yapı, sosyolojik, psikolojik, toplumsal ilerleme ve geleceği örme gibi bütün faktörleri ile globalizm dünyamızı küresel bir köye dönüştürmüş durumda. Global kapitalizmin yaratmış olduğu küresel köy nedeniyle: Hiçbir ülkenin hiçbir sorunu global dünyanın dışında ele alınamıyor, ondan bağımsız bir şekilde çözüm üretilemiyor. Global kapitalizmin yaratmış olduğu dünya dokusu bununla da sınırlı değil. Bir dünya üst yapısı da yarattı.
Mevcut dünya konjonktürünün çok kutuplu yapısı da global kapitalizme denk bir şekilde oluşmuş ve ona denk bir seyir izliyor. Dünya sermayesini yeniden ulusal bir karaktere büründürmek, ulusal pazarın içine sıkıştırmaya çalışmak mevcut dünya konjonktürünün çok kutupluluğunu da önemli ölçüde etkiler. Dolayısı ile uluslararası konuma gelmiş olan sorunların çözümünü de olanaksızlaştırır. Oluşmuş olan her kutup, dünya sorunlarını kendi ulusunun bakış ve yaklaşımına göre çözmeye, diğer kutupları kâle almamaya, ya da dışlamaya kalkarsa, global bütün sorunlar çözümsüz hale gelir. Oluşmuş olan böylesine karmaşa bir dünya denkleminden Trump’ın subjektif bir takım girişimlerle yapmak istediği keyfi ve yeni düzenlemeler asla hayatta bir karşılık bulamayacaktır. Trump’ın ulus ötesi sermayenin onlarca yıldır yaratmış olduğu böylesine karmaşa, böylesine çetrefil bir dünya yapılanmasından dar bir ulus projesi çıkartması olanak dışı. Ama yaratmak istediği ya da geriye döndürmeye zorlamak istediği şey hem ulus ötesi sermayenin hem de Trump’ın projesinin beraber yanyana kalması ve beraber bir yaşam sürdürmesini olanaklı kılmıyor.
Trump mevcut dünya konjonktürü ve söz konusu konjonktürün alt yapısı global kapitalizme bu akıl dışı projesini dayatmaya devam ederse: Ya Trump, ya ulus ötesi sermaye ikilemi kendini dayatır. Böylesi bir ikilem iklimi doğarsa: O durumda bir marangoz hatası gibi duran Trump’ın tarihteki yerini alması kaçınılmaz olur.
Teslim TÖRE
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024