Times: ErdoÄŸan’ın milliyetçilerle anlaÅŸmasının bedelini Kürtler ödüyor

Gazetenin Türkiye Muhabiri Hannah Lucinda Smith’in imzasını taşıyan haberde Diyarbakırlı Abdülselam Tanrıkulu’nun geçmiÅŸte ErdoÄŸan’da destek verdiÄŸi, ancak artık böyle düşünmediÄŸi belirtiliyor.

“ErdoÄŸan’ı severdim, Allah için, Ä°slam için” diyen Tanrıkulu “Åžimdi Türkiye’yi terk etme ÅŸansım olsa, Ä°ngiltere’ye, Ä°srail’e herhangi bir yere giderim. Burada adalet, hukuk, hiçbir ÅŸey yok” diyor.

Diyarbakır’da bu tür duyguların her yerde yankılandığını belirten Times Türk güvenlik güçleri ve PKK militanları arasındaki çatışmaların, kentin tarihi merkezindeki çok sayıda evi yok ettiÄŸini, geriye kalanların da yeniden inÅŸa edilmek üzere yıkıldığını yazıyor.

Tanrıkulu’nun komÅŸusu Aysan Dün de “Evim bir saat içinde yıkıldı. İçinde hala eÅŸyalarım vardı. Åžimdi evin daha önce durduÄŸu yere bakıyorum, göremiyorum” diyor.

Times’ın haberi şöyle devam ediyor;

“Türkiye’deki 14 milyon Kürt, Kuzey Irak’taki komÅŸularının devlet olmaya doÄŸru uzanmasını izlerken, kendi bölgelerinin onyıllarca geriye gittiÄŸini görüyorlar. Åžiddet azalıp, büyük ölçüde kırsal kesimdeki çatışmalar olarak kalsa da geride ekonomik ve kültürel bir çoraklık bıraktı. Üç bin yıllık surların içindeki antik sokakların yıkılması Diyarbakır’ın trajedisinin fiziksel tarafı. Bu arada, hükümetin kurumları kapatıp, devlet memurlarını görevden almasına izin veren olaÄŸanüstü hal kararnameleri, kentin bir zamanlar canlanan kültürel yaÅŸamını da kırıp geçirdi.”

‘Aldatılmış hissediyorlar’

Diyarbakır Åžehir Tiyatrosu’nun bir zamanlar yüzlerce kiÅŸiye haftada üç oyun oynadığını yazan Times, 2010’dan sonra sadece Kürtçe oyun oynandığını hatırlatıyor ve bunu “ErdoÄŸan’ın AKP hükümeti döneminde bir zamanlar geliÅŸen azınlık haklarının bir göstergesi” olarak tanımlıyor.

Oyuncu Rükneddin Gün ise “90’larda hükümet muhafazakâr, dinci ve kültüre karşıydı. Åžimdi AKP bütün bunların hepsi ve üzerine milliyetçi de, özellikle de mesele Kürt dili olduÄŸunda” diyor.

Times’ın haberi ÅŸu satırlarla sona eriyor;

“AKP parlamentoda Kasım 2019’da yürürlüğe girecek yeni anayasaya yönelik çalışmalar için milliyetçi MHP’nin oylarına bağımlı. Çok sayıda Kürt, bunun bedelini ödediklerine inanıyor. Kürt diline ve kültürüne baskı, doÄŸudaki milliyetçi politikanın alamet-i farikalarıydı, ancak hiç AKP’nin daha önceki stratejisinin bir parçası olmadı. Partinin iktidardaki ilk yıllarında, ErdoÄŸan’ın Kürt hakları ve 30 yıllık çatışmayı çözme hevesi, kendisine doÄŸuda çok sayıda destekçi kazandırmıştı. Åžimdiyse, buradaki çok kiÅŸi aldatılmış hissediyor.”