Son 5 yılda 580 kadın işçi hayatını kaybetti!

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG)Meclisi’nin verilerine göre, son 5 yılda (2013-2017) en az 580 kadın işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 2017 yılında hayatını kaybeden 2 bin 6 işçiden 116’sı kadın işçiydi. Kadınlar tarlaya çalışmaya giderek istiflendikleri kazalarda geçirdikleri trafik kazalarında, ev işçisi olarak çalıştığı evin camını silerken düşerek, bir aracın altında ezilerek ya da işyerini basan bir erkek tarafından vurularak can verdi.

Tarım ilk sırada
Kadınların 2017 yılında en çok öldüğü işkolu, kayıt dışı çalışmanın en yüksek olduğu tarım/orman oldu. Tarım, güvencesiz çalışma koşullarıyla dikkat çeken bir sektör. En çok ölümün bu işkolunda yaşanması, kadınların ne denli kötü çalışma koşullarına sahip olduğunu gösteriyor. Her türlü haktan yoksun biçimde çalışan tarım işçisi kadınlar, her gün ölümle yüz yüze geliyor. Uzun çalışma saatleri ve kayıt dışı çalışma oranlarının yüksek olduğu konaklama-eğlence işkolu da, en fazla kadın iş cinayetinin yaşandığı ikinci işkolu oldu.

Çoğu sendikasız
İSİG Meclisi’nin raporunda yer alan en çarpıcı verilerden biri de şu: İş cinayetlerinde hayatını kaybeden kadın işçilerin yüzde 90’ından fazlası sendikasız, yüzde 75’i ise kayıt dışı çalışıyordu. Raporda, kadınların fazla çalışmasının iş kazalarına ve iş cinayetlerine davetiye çıkardığına dikkat çekildi. Buna göre, kadın işçilerin üçte biri, yasal sınır olan haftada 45 saatin üzerinde çalışıyor.

En çok ölüm trafikte
Rapora göre, 2017’de gerçekleşen kadın iş cinayetlerinin yarısından fazlası trafik kazaları sebebiyle yaşandı. Trafik kazalarında hayatını kaybeden kadın işçilerin büyük bölümü, kamyon kasalarında tarlalarda çalışmak üzere götürülen kadın işçilerdi. Hayatını kaybeden kadın işçilerden 7’si ise işyerinde erkekler tarafından katledildi.

Güvencesizlik öldürüyor
Raporda şu değerlendirmeler de yer aldı: “Güvencesizlik susmaya, susmak ölüme götürüyor! İş kazaları ve meslek hastalıkları rakamlarının yüksekliğinin en önemli sebebi, kadın istihdamının genel olarak ucuz, geçici ve niteliksiz işlerde yoğunlaşmasıdır. Kadınların işgücüne katılımlarının neredeyse yarısının kayıt dışı olması ise iş kazalarını ve meslek hastalıklarını doğrudan artıran sebeplerin başında geliyor.”

Emek örgütleri veri toplamalı

İSİG Meclisi’nin raporunda, sendikaların kadın işçilerin sağlığına ve güvenliğine ilişkin politika üretmediğine de vurgu yapılarak şu taleplere yer verildi:

»Toplumsal cinsiyetçi iş bölümüne son verilmelidir.

»Kadın işlerinin tehlikesiz olduğu önyargısı yıkılmalıdır.

»Yeniden üretim atölyelerine dönüşen evler ve işyerleri sağlık ve güvenlik risklerine karşı güvenli hale getirilmelidir.

»Gerek devlet tarafından gerekse emek ve meslek örgütleri tarafından oluşturulan işçi sağlığı ve güvenliği politikaları, toplumsal cinsiyet açısından düzenlenmelidir.

»Çalışma Bakanlığı tarafından işyerlerinde ve evlerde kadınların ağırlıklı olarak çalıştığı işlerin riskleri ve kadınlarda rastlanan sağlık sorunları rapor edilmeli ve kamuoyuyla düzenli paylaşılmalıdır.

»Emek ve meslek örgütleri kadın işçi sağlığı konusunda sektörlerine göre veri toplamalı ve raporlandırmalıdır.

»Tüm çalışma alanlarında kadınların örgütlenmesi ve birleşik mücadelesi gereklidir.