Åžeytan’ı çağıran ‘lanet tableti’nde neler yazıyor?

Almanya’nın kuzeyindeki Rostock kentindeki bir inÅŸaat alanındaki tuvaletin dibinde, ilk bakışta göze çarpmayan bir metal parçası bulan kiÅŸiler, bunun aslında 17. yüzyıldan kalma bir ‘lanet tableti’ olduÄŸunu öğrendiler. Tablet, üzerinde Latince yazılmış bir büyü metni ve ÅŸeytanın sembolü olan pentagram içeren bir bakır plakadan oluÅŸuyor. Peki, bu tablet kim tarafından ve neden yazıldı? Tablet üzerindeki büyü metni ne anlama geliyor? Bu yazıda, bu soruların yanıtlarını arayacağız.

Lanet tabletinin bulunduÄŸu yer, Rostock Ãœniversitesi’nin yakınında bulunan eski bir manastırın kalıntıları. Manastır, 16. yüzyılın sonunda Reform hareketi nedeniyle kapatılmış ve daha sonra bir okul, bir hastane ve bir hapishane olarak kullanılmış. Tablet, 2018 yılında manastırın tuvaletinin altında yapılan kazılarda ortaya çıkarıldı. Tabletin tuvalete nasıl düştüğü ise bilinmiyor. Belki de tabletin sahibi, büyünün iÅŸe yaramadığını görünce ondan kurtulmak istemiÅŸ olabilir.

Tablet üzerindeki metin, Latince yazılmış ve büyük harflerle yazılmış. Metnin tamamını okumak zor, çünkü tabletin bazı kısımları hasar görmüş veya silinmiÅŸ. Ancak arkeologlar, metnin büyük bir bölümünü çözmeyi baÅŸardılar. Metne göre, tabletin sahibi bir kadın ve ismi Anna adewaerdt (veya adewaert). Kadın, kendisine kötülük yapan veya yapacak olan kiÅŸileri lanetlemek için bu tableti yazmış. Metinde, lanetlenen kiÅŸilerin isimleri de yer alıyor. Bunlar arasında Anna’nın kocası ya da sevgilisi olabilecek olan Jacobus adlı bir erkek, Anna’nın akrabası olabilecek olan Margaretha adlı bir kadın ve Anna’nın rakibi olabilecek olan Catharina adlı baÅŸka bir kadın var.

Metnin ilginç bir kısmı da, Anna’nın lanetlenen kiÅŸileri ÅŸeytana teslim etmesi. Metinde şöyle yazıyor: “Åžeytan’a teslim ediyorum seni Jacobus … Åžeytan’a teslim ediyorum seni Margaretha … Åžeytan’a teslim ediyorum seni Catharina …”. Ayrıca metinde, lanetlenen kiÅŸilerin vücutlarının parçalanması ve ruhlarının cehenneme gitmesi için de dua ediliyor. Metnin sonunda ise, ÅŸeytanın sembolü olan pentagram yer alıyor.

Bu tablet, 17. yüzyıl Almanya’sında yaÅŸanan büyü ve cadılık korkusunun bir örneÄŸi olarak görülebilir. O dönemde, pek çok insan büyü yapmakla veya cadılıkla suçlanmış ve iÅŸkence görmüş veya öldürülmüştür. Bu tabletin sahibi olan Anna da büyü yapmakla suçlanmış olabilir veya kendisine zarar veren kiÅŸilerden intikam almak için büyü yapmaya baÅŸvurmuÅŸ olabilir. Tablet üzerindeki metin, Anna’nın yaÅŸadığı acı, öfke ve umutsuzluÄŸu yansıtıyor.

Bu tablet, arkeoloji tarihinin en ilginç buluntularından biri olarak kabul ediliyor. Tablet, ÅŸimdi Rostock Ãœniversitesi’nde sergileniyor ve üzerindeki metnin daha fazla çözülmesi için çalışmalar devam ediyor. Tablet, bize 17. yüzyıl Almanya’sının sosyal, kültürel ve tarihsel yönlerini anlatıyor. Aynı zamanda, bize insan doÄŸasının karanlık ve gizemli yönlerini de gösteriyor.

NHY/ Cumhuriyet