S-400’lerin Türkiye’de etkinleştirilmesi ertelendi

S-400’lerin Türkiye’de etkinleştirilmesi ertelendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözcüsü ve dış politika başdanışmanı İbrahim Kalın, Rusya’dan alınan S-400 hava savunma sisteminin COVID-19 salgını nedeniyle etkinleştirilmesinin ötelendiğini ancak ileride planlandığı gibi aktive edileceğini açıkladı.

ABD Büyükelçisi David Satterfield ise S-400 konusundaki Amerikan pozisyonunu Ankara’ya en açık şekilde ilettiklerini kaydederken, Amerikan Kongresi’nde kabul edilen yaptırım yasalarına vurgu yaptı.

İbrahim Kalın, S-400’lerin etkinleştirilme sürecinin ertelendiğini, Washington merkezli Atlantic Council adlı düşünce kuruluşunun online düzenlediği İdlib konulu panelde açıkladı. Panele Kalın ve Satterfield’in yanı sıra, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de katıldı.

Kalın, Türk-Amerikan ilişkilerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, iki ülkenin daha derin işbirliği yapabilmeleri için bir alan bulunduğunun ancak bazı sorunların da olduğunun altını çizdi. ABD yönetiminin 2016 darbe girişiminin arkasında olduğu iddia edilen Fethullah Gülen’i iade etmemesi ve Suriye’de Türkiye’nin “terörist” olarak gördüğü YPG’ye desteğe devam etmesini bu sorunlar arasında sayan Kalın, “Bunların en üstünde ise S-400 konusu var” dedi.

Sorunu yakından takip eden herkesin Türkiye’nin ciddiyetle ABD’den Patriot hava savunma sistemi almaya çalıştığını ancak bu talebin geri çevrildiğini anımsayacağını kaydeden Kalın, “Sonra Cumhurbaşkanımız bir alternatif aramaya başlayıp da Rus S-400 sistemlerine yönelince herkes blöf yaptığını sandı. Hayır, o hiçbir zaman blöf yapmaz, burada da blöf yapmadı” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, “Koronavirüs nedeniyle bir erteleme oldu ama (süreç) planlandığı gibi ilerleyecek” diyerek S-400 savunma sisteminin nisan ayında aktive edilmeyeceğini kayda geçirmiş oldu. Ancak Kalın, bu ertelemenin ne kadarlık bir süre için düşünüldüğü konusunda ayrıntı vermedi ve ertelemenin ne kadarlık bir süreyi içereceği, bu kararın kalıcı bir duruma işaret edip etmeyeceği gibi merak edilen soruları yanıtsız bıraktı.

S-400’ler temmuzda gelmeye başladı

Türkiye, Nisan 2017’de Rusya ile 2,5 milyar dolar karşılığında S-400 hava savunma sistemi alma anlaşması yapmıştı. ABD, Ağustos 2017’de kısa adı CAATSA olan ABD’nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası’nı çıkarmış ve Türkiye’nin S-400 sistemini Rusya’dan satın alması durumunda uygulamaya koyacağını açıklamıştı. ABD, Türkiye’yi 2001’den bu yana ortağı olduğu F-35 savaş uçağı programından da çıkarmıştı.

Türkiye, yaptırım tehdidine karşın Rusya ile anlaşmanın gereklerini yerine getirmeye devam etmiş, sistemi kullanacak askerleri eğitim için Rusya’ya göndermiş ve S-400’leri Temmuz 2019’dan itibaren konuşlandırmaya başlamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan açıklamalara ve Rusya ile belirlenen yol haritasına göre sistemin nisan ayında aktive edilmesi gerekiyordu.

Kalın, S-400 almasına rağmen Türkiye’nin hava savunmasını daha da güçlendirmek için ABD’den Patriot sistemi almaya hazır olduğunu ancak bunun ön koşulsuz olarak konuşulması gerektiğini kaydetti. Sözcü, ilişkilerin önündeki engellerin kaldırılması durumunda Türk-Amerikan ortaklığının daha da gelişeceğini de vurguladı.

ABD Büyükelçisi Satterfield’den yaptırım uyarısı

ABD Büyükelçisi Satterfield da panelde yaptığı konuşmada, S-400 hava savunma sistemi konusundaki düşüncelerinin Ankara tarafından gayet iyi bilindiğini, bu kapsamda Rus sistemleriyle F-35 savaş uçaklarının birlikte kullanılmasının olanaklı olmadığı yönündeki pozisyonlarının net olduğunu söyledi.

“Biz pozisyonumuzu net bir şekilde ortaya koyduk” diyen Büyükelçi, sadece CAATSA değil diğer bazı yasaların da Rusya’dan savunma ekipmanı alınmasını cezalandırmayı amaçladığını kaydetti.

Türkiye’nin COVID-19 ile mücadele için ABD’ye yaptığı yardımlardan övgüyle söz eden Satterfield, “Gerçek hikaye şu: Zengin, komplike ve işbirliğini içeren bir ilişkimiz var. Farklılıklarımız var, S-400 gibi ilişkilerimizi geliştirmemiz için çözmemiz gereken konularımız da var” diye konuştu.

‘Swap anlaşması siyasi değil teknik’

Büyükelçi Satterfield, Türkiye ile ABD arasında bir süredir görüşülen swap hattı anlaşması konusundaki bir soruya da yanıt verirken, sürecin iki ülke merkez bankalarınca yürütüldüğünü doğruladı.

ABD Merkez Bankası’nın böyle bir anlaşmayı ancak belli koşullarda yapabileceğini belirten Satterfield, bu koşulların “finansal ve parasal” olduğununun, “siyasi” olmadığının altını çizdi.

Türkiye, COVID-19 sürecinin ekonomiye olan zararlarını karşılamak için başta ABD olmak üzere birçok ülkenin merkez bankalarıyla takas yöntemiyle kaynak bulmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile son yaptığı telefon görüşmesinde bu konuyu gündeme getirdiği kaydediliyor.

S-400’ler odakta kalmaya devam edecek

Ankara’da yapılan değerlendirmelerde, Türkiye’nin S-400 sistemlerini geciktirme kararının ardında son dönemde ABD ile ilişkilerde görülen yumuşama ve ilerleme ortamının zarar görmemesi düşüncesi olduğu vurgulanıyor.

Aynı değerlendirmelerde, koronavirüs salgının dünyada yerleşik düzeni değiştirebileceği, özellikle ABD-Çin arasında baş gösterebilecek uzun vadeli yeni bir soğuk savaşı tetikleyebileceği görüşü öne çıkıyor. Avrupa Birliği’nin her ne kadar büyük zarar görse de hızlı bir ekonomik toparlanma sürecine girebileceği yapılan değerlendirmeler arasında.

Bu yeni ortamda Türkiye’nin son dönemde erozyona uğrayan Batı ile ilişkilerini yeniden güçlendirme ve siyasi bir çerçeve oluşturma kararını alması durumunda, S-400 konusunu daha kalıcı bir şekilde erteleme yönünde adım atabileceği vurgulanıyor. Bundan sonraki süreçte Türkiye dış politikasının yönelimini belirlemede S-400 konusunda alınacak kararların daha belirleyici bir değer kazanacağı da öngörülüyor.