Özgür Özel’i Bekleyen Tehlike: CHP’nin “Quisling”leri

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’i ve partisinin siyasal geleceğini tehdit eden tehlikeler üzerine dikkat çeken bir değerlendirme, BirGün gazetesinde Özay Göztepe tarafından kaleme alındı. Göztepe, CHP içindeki kimi isimleri, 2. Dünya Savaşı’nda Nazi işgali sırasında Norveç’te işbirliği yapan Başbakan Vidkun Quisling’e atıfla değerlendirerek, “CHP’nin Quisling’leri” ifadesini kullandı.

Quisling kavramı ve Türkiye’ye uyarlanışı

Yazıda önce kavramın tarihsel kökenine değiniliyor. Quisling, Almanya işgali altındaki Norveç’te Nazi destekli darbe ile başbakanlık koltuğuna oturan Vidkun Quisling’in soyadı. Zamanla bu ad, işgal kuvvetleriyle işbirliği yapan siyasetçiler için kullanılan bir metafora dönüştü.

Göztepe, Nazi Almanyası ile ilişkiler kuran bazı Türk faşist çevreleri hatırlatarak, 1940’ların başında Türkiye’deki ırkçı/Turancı grupların Almanya’nın Sovyetler’e karşı savaşında nasıl konumlandığını aktarıyor. Bu çerçevede “işgal ordularıyla işbirliği” metaforunun bugünkü Türkiye’de AKP’nin ülkeyi yağmalayan bir güç gibi hareket etmesi ve buna ortak olan CHP’liler için kullanılabileceğini savunuyor.

CHP’de iki farklı “Quisling” tipi

Yazıya göre CHP içindeki bu “işbirlikçiler” iki grupta toplanıyor:

  • İktidarını kaybedenler: Lütfü Savaş örneğinde olduğu gibi, halkın güvenini yitirmesine rağmen yeniden aday yapılmaları tartışma konusu olanlar.

  • Vurguncu itirafçılar: Aziz İhsan Aktaş örneğinde olduğu gibi, yolsuzluk ve çıkar ilişkileriyle gündeme gelen isimler.

Göztepe, bu örneklerin aslında “ekstrem” görünebileceğini, fakat CHP’nin birçok belediyesinde benzer risklerin bulunduğunu iddia ediyor.

CHP yönetimine eleştiri

Özay Göztepe, 30 Mart 2024 seçimlerinde büyük bir başarı kazanarak yaklaşık 50 yıl sonra iktidara yürüyen CHP’nin, AKP’nin saldırılarını öngörüp buna göre hazırlık yapması gerektiğini belirtiyor.

CHP’nin geçmişte sağcı isimleri aday yaparak “iktidar karşıtı” bir siyasal kimlik oluşturabileceklerini sanmasının yanlış olduğunu vurgulayan Göztepe, Hatay’daki Lütfü Savaş örneğini bunun sembolü olarak gösteriyor.

Ayrıca Aziz İhsan Aktaş gibi isimlerle CHP’li belediyelerin iş yapmaya devam etmesini, “bumerang etkisi” yaratacak hatalar olarak niteliyor.

Özgür Özel’in adımları

Yazıda, Özel’in genel başkan seçildikten kısa süre sonra Yılmaz Büyükerşen başkanlığında bir denetim mekanizması kuracağına dair açıklamasına da atıf yapılıyor. Ancak bu sistemin henüz devreye sokulmadığı, bu nedenle belediyelerdeki bazı sorunların büyüyerek iktidarın saldırılarına malzeme verdiği belirtiliyor.

Öte yandan Özel’in son günlerde belediye meclis üyelerinden belediye iştiraklerindeki görevlerinden istifa etmelerini istemesi, “tehlikenin farkında olduğunu gösteren” bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak Göztepe, bunun yalnızca bireysel bir tutum değil, tüm örgütü saran kolektif bir mücadeleye dönüşmesi gerektiğinin altını çiziyor.

“Önder, önde giden değil, peşinden gidilendir”

Yazı, Özgür Özel’in 19 Mart 2024 sonrası kesintisiz yürüttüğü mücadele programının toplumsallaşmaması halinde ilerlemenin mümkün olmayacağı uyarısıyla bitiyor. Göztepe’ye göre, CHP örgütleri bu sürece sahip çıkmazsa Özel’in mücadelesi kişisel bir çaba olarak kalabilir.