Y kuşağı, 1980-1995 yılları arasında doğan ve şu anda 26-41 yaş aralığında olan nesil olarak tanımlanıyor. Bu nesil, teknolojinin hızlı gelişimi, küresel krizler, sosyal medyanın yaygınlaşması, işsizlik, rekabet ve belirsizlik gibi pek çok faktörle karşı karşıya. Bu faktörlerin etkisiyle Y kuşağı, ruh sağlığı açısından diğer nesillere göre daha fazla sorun yaşıyor.
Birleşmiş Milletler’in (BM) 2019 yılında yayımladığı bir rapora göre, Y kuşağı depresyon ve anksiyete bozukluklarına en yatkın nesil. Rapora göre, Y kuşağının yüzde 9.7’si depresyon, yüzde 10.9’u anksiyete bozukluğu tanısı almış durumda. Bu oranlar, X kuşağı (1965-1979 doğumlular) için yüzde 7.2 ve yüzde 6.8, Baby Boomer kuşağı (1946-1964 doğumlular) için ise yüzde 4.7 ve yüzde 4.1 olarak belirlenmiş.
Y kuşağının ruh sağlığını etkileyen başlıca nedenlerden biri de sosyal medya kullanımı. Sosyal medya platformları, Y kuşağının hem iletişim hem de bilgi edinme aracı olarak sıkça kullandığı mecralar. Ancak sosyal medya kullanımı, aynı zamanda Y kuşağının kendini diğerleriyle kıyaslamasına, beklenti ve baskı altında hissetmesine, gerçeklik algısının bozulmasına ve dolayısıyla ruh sağlığının olumsuz etkilenmesine yol açabiliyor.
Y kuşağının ruh sağlığına dikkat çekmek ve destek olmak amacıyla pek çok kurum ve kuruluş çeşitli çalışmalar yürütüyor. Örneğin BM, Y kuşağı için “Gençlik 2030” adlı bir strateji belgesi hazırladı. Bu belgeye göre, BM gençlerin ruh sağlığına öncelik vererek, onların katılımını ve liderliğini desteklemeyi, eğitim ve istihdam fırsatlarını arttırmayı, ayrımcılık ve şiddetle mücadele etmeyi hedefliyor.