İşsizlik Fonu giderinin yüzde 19’u işçiye, yüzde 67’si patrona: İşverenlere destek daha da artacak

Türkiye İşsizlik Sigortası Fonu, işsiz kalan çalışanlara belirli bir süre işsizlik ödeneği vermek amacıyla 1999 yılında kuruldu. Ancak fonun gelir ve gider dengesi, son yıllarda ciddi bir şekilde bozuldu. Fonun gelirleri, sigorta primleri, faiz ve diğer gelirlerden oluşuyor. Fonun giderleri ise işsizlik ödeneği, aktif işgücü programları, idari giderler ve işverenlere verilen desteklerden oluşuyor. Bu destekler arasında asgari ücret desteği, istihdam teşviki, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin desteği gibi kalemler var.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen 2024 yılı bütçesine göre, fonun gelirleri 1 trilyon 200 milyar lira, giderleri ise 1 trilyon 100 milyar lira olarak öngörülüyor. Fonun gelirlerinin 1 trilyon 100 milyar lirası sigorta primi geliri, 100 milyar lirası ise faiz ve diğer gelirlerden oluşacak. Fonun giderlerinin ise 740 milyar lirası işverenlere verilecek destekler, 210 milyar lirası işsizlik ödeneği, 150 milyar lirası da aktif işgücü programları, idari giderler ve diğer harcamalar için ayrıldı.

Bu rakamlara göre, fonun giderlerinin yüzde 67’si işverenlere, yüzde 19’u ise işsizlik ödeneği alan işçilere gidecek. Yani fonun asıl amacı olan işsiz kalan çalışanlara geçici bir gelir sağlamak yerine, işverenlere çeşitli destekler sağlamak için kullanılacak. Bu durum, hem fonun sürdürülebilirliğini hem de sosyal adaleti tehlikeye sokuyor.

Fonun işverenlere verilen desteklerin büyük bir bölümü, pandemi döneminde başlatılan veya artırılan uygulamalardan kaynaklanıyor. Örneğin kısa çalışma ödeneği, pandemi nedeniyle çalışma saatleri azalan veya tamamen duran işçilere verilen bir destektir. Ancak bu destek aslında işverenleri de rahatlatmaktadır. Çünkü bu sayede işverenler, işçilerin ücretinin bir kısmını devletten alabilmekte ve böylece maliyetlerini azaltabilmektedir.

Benzer şekilde ücretsiz izin desteği de pandemi döneminde başlatılan bir uygulamadır. Bu uygulama sayesinde işverenler, çalıştırmadıkları işçileri ücretsiz izne çıkartabilmekte ve onlara sadece asgari ücretin yüzde 40’ını ödemektedir. Geri kalan kısım ise devlet tarafından karşılanmaktadır.

Asgari ücret desteği ve istihdam teşviki ise daha önce de var olan ancak pandemi döneminde artırılan desteklerdir. Asgari ücret desteği, asgari ücretli çalışanların sigorta primlerinin bir kısmının devlet tarafından karşılanması anlamına gelmektedir. İstihdam teşviki ise yeni istihdam edilen veya mevcut istihdamın korunması için sigorta primi indirimleri sağlamaktadır.

Bu desteklerin amacı, ekonomideki daralmayı hafifletmek ve istihdam kaybını önlemek olarak gösterilmektedir. Ancak bu desteklerin ne kadar etkili olduğu, hangi sektör ve işletmelere gittiği, nasıl denetlendiği ve ne kadar istihdam yarattığı konusunda yeterli bilgi ve şeffaflık bulunmamaktadır. Ayrıca bu desteklerin işsizlik fonundan karşılanması, fonun asıl amacından uzaklaşması ve işsiz kalan çalışanlara yeterli destek sağlanamaması anlamına gelmektedir.

Örneğin işsizlik ödeneği alan işçilerin sayısı, 2024 yılında 1 milyon 800 bin kişi olarak öngörülmektedir. Bu sayı, Türkiye’deki toplam işsiz sayısının yaklaşık yüzde 20’sine denk gelmektedir. Yani işsiz kalan her 5 kişiden sadece 1’i işsizlik ödeneği alabilmektedir. Bunun nedeni, işsizlik ödeneği alabilmek için belirlenen şartların çok sıkı olmasıdır. İşsizlik ödeneği alabilmek için, son 3 yıl içinde en az 600 gün sigortalı çalışmış olmak ve son 120 gün içinde kendi isteği dışında işten ayrılmış olmak gerekmektedir. Bu şartları sağlayamayan veya kayıt dışı çalışan milyonlarca işsiz, işsizlik fonundan yararlanamamaktadır.

İşsizlik ödeneği alanların da durumu pek parlak değildir. İşsizlik ödeneği miktarı, son 4 aylık brüt ücretin yüzde 40’ı ile asgari ücretin brüt tutarı arasında değişmektedir. Ancak bu miktar, asgari geçim tutarının altındadır. Ayrıca işsizlik ödeneği süresi de çok kısadır. İşsizlik ödeneği süresi, son 3 yıl içinde sigortalı çalışma süresine göre belirlenmektedir. Buna göre, son 3 yıl içinde 600-899 gün sigortalı çalışanlar 180 gün, 900-1079 gün sigortalı çalışanlar 240 gün, 1080 gün ve üzeri sigortalı çalışanlar ise 300 gün işsizlik ödeneği alabilmektedir. Bu süreler, uzun süreli işsizlik yaşayanlar için yetersiz kalmaktadır.

İşsizlik Sigortası Fonu’nun geleceği, hem ekonomik hem de sosyal açıdan önemli bir konudur. Fonun nasıl kullanılacağı, kimlere ne kadar destek sağlayacağı ve bunların etkileri konusunda daha fazla araştırma ve tartışmaya ihtiyaç vardır. Fonun asıl amacına uygun olarak yönetilmesi ve işsiz kalan çalışanlara daha fazla destek sağlanması gerekmektedir.

NHY/ Euronews