6 Eylül 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan bir Cumhurbaşkanı kararı, Antalya’nın doğal güzellikleri ve tarihi kıyı yapıları üzerinde büyük etkiler yaratan önemli değişiklikler içeriyor. Lara’dan Konyaaltı’na kadar uzanan ve milyonlarca yılda oluşmuş falezlerin yer aldığı bölgenin koruma sınırları daraltıldı.
Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından “korunması hassas alan” olarak belirlenen bu alanlar, hem ekosistem açısından hem de turistik açıdan büyük önem taşıyordu. Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aldığı bu kararla, falezlerin yarısı koruma kapsamından çıkarıldı.
Gazete Duvar’da Bahadır Özgür’ün kaleme aldığı köşe yazısına göre, bu karar sadece doğal yapıyı değil, aynı zamanda yargıda süren önemli davaları da etkileyebilir. Özellikle Antalya’nın Muratpaşa ilçesindeki falezler üzerinde genişleme çalışmaları yaparak çevreye zarar veren Talya, Ramada ve La Boutique otelleri hakkında yıkım kararları verilmişti. Bu oteller, falezlerin doğal yapısını bozarak genişleme girişimlerinde bulunmuş ve çevreyi tahrip etmişti. Özgür, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin bu davaları doğrudan etkileyeceğini, zira yeni karar ile bu otellerin bulunduğu bölgede koruma statüsünün belirsiz hale getirildiğini vurguluyor. Bu durum, kaçak yapılaşmaların meşrulaştırılabileceği endişesini doğuruyor.
Yine aynı kararnamede, Karayolları Bölge Müdürlüğü’ne ait oldukça değerli bir arazinin de koruma alanı dışına çıkarıldığı belirtiliyor. Bahadır Özgür’ün yazısına göre, bu arazi daha önce park ve otopark olarak kullanılmaktayken, artık herhangi bir koruma statüsü bulunmadığı için ticari veya turistik projelere açılmasının önü açıldı. Gazete Duvar’daki yazıda, kararın arka planında bu arazilerin gelecekte turizm yatırımları için değerlendirileceği ve kamu yararına olması gereken alanların özel sektöre devredileceği şüphesi dile getiriliyor.
Bu düzenleme, başkanlık rejiminin çevre koruma alanlarındaki yetkilerini nasıl kullandığını da gözler önüne seriyor. 2018 yılında çıkarılan 1 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne göre, orman rejimine tabi olmayan tüm koruma alanları Cumhurbaşkanı tarafından tescil ve ilan edilebiliyor. Bu da, yerel koruma kurullarının aldığı kararların, Cumhurbaşkanlığı kararları karşısında etkisiz kalabileceği anlamına geliyor. Yargıda devam eden davalarda hâkimlerin, bu karara dayanarak nasıl bir hüküm vereceği ise belirsiz.