Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan işsizlik ve sanayi üretimi verileri, Temmuz 2024’te ekonominin çelişkili bir görünüm çizdiğini ortaya koyuyor. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Temmuz’da düşerken, sanayi üretimi daralmaya devam etti. Özellikle imalat sanayindeki daralma dikkat çekerken, bu iki veri arasındaki tutarsızlık ekonomideki soğuma sinyallerini güçlendirdi.
BirGün Gazetesi’nde Hayri Kozanoğlu’nun kaleme aldığı köşe yazısına göre, işsizlik düşse bile sanayideki bu gerileme ekonomik kalkınmanın önünde büyük engeller oluşturuyor.
Kozanoğlu yazısında, işsizlik oranındaki düşüşün yanıltıcı olabileceğini belirterek, işgücü verilerindeki yapısal sorunlara dikkat çekiyor. Türkiye’de 15 yaş üstü nüfusun işgücüne katılım oranı yüzde 54,4 iken, istihdam oranı yüzde 49,6 seviyesinde kaldı. Bu durum, çalışma yaşındaki her iki kişiden birinin üretim sürecine dahil edilemediğini ve bunun kalkınma için büyük bir handikap oluşturduğunu gösteriyor. Ayrıca, kadınların işgücüne katılım oranı erkeklere kıyasla oldukça düşük. Temmuz verilerine göre kadınlarda işsizlik oranı yüzde 12,4 iken, erkeklerde bu oran yüzde 7. Kadınlar ve erkekler arasındaki işsizlik farkı giderek büyüyor.
Sanayi Üretimindeki Gerileme Sürüyor
Sanayi üretiminde ise yıllık bazda yüzde 3,9’luk bir daralma gözlemleniyor. İmalat sanayiinde yüzde 5,1 oranında bir gerileme kaydedilirken, madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 3,3 azalma yaşandı. Elektrik, gaz ve buhar üretiminde ise yüzde 8,2’lik bir artış gözlense de, imalat sanayindeki gerileme genel tabloyu olumsuz etkiliyor. Yüksek teknolojili üretimde yaşanan yıllık yüzde 20,2’lik daralma ise ekonominin en önemli sinyallerinden biri olarak öne çıkıyor. Bu düşüş, Türkiye’nin sanayi üretiminde yüksek teknolojili ürünlere yöneliminin zayıfladığını ve sanayinin katma değerli üretimden uzaklaştığını gösteriyor.
Yapısal İşsizlik Sorunu ve Uzun Süreli İşsizlik
Kozanoğlu’na göre, Türkiye ekonomisinin en büyük sorunlarından biri yapısal işsizlik. 2012’de kaydedilen yüzde 8,3’lük en düşük işsizlik oranı dahi, ekonomik kalkınma için yeterli değil. Türkiye’de uzun süreli işsizlik de büyük bir sorun olarak öne çıkıyor. İkinci çeyrekte bir yıl ve daha uzun süredir işsiz olanların sayısı 603 bine ulaşarak toplam işsizlerin yüzde 20,2’sini oluşturdu. Bu, işsizliğin geçici bir sorun olmaktan çıkarak kalıcı hale geldiğinin ve ekonomide yapısal sorunların derinleştiğinin bir göstergesi.
“Soğuma” ve Güvencesiz Esneklik Tehlikesi
Kozanoğlu, ekonomideki tüm sinyallerin “soğuma” yönünde olduğunu ve işsizlik oranlarında önümüzdeki aylarda belirgin artışlar gözlenebileceğini öne sürüyor. Orta Vadeli Program’da (OVP) 2024 yılı için öngörülen yüzde 9,3’lük işsizlik tahmini, Kozanoğlu’na göre gerçekçi değil. Ayrıca OVP’de yer alan “güvenceli esneklik” ifadesinin, aslında güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırma amacı taşıdığını belirtiyor. Bu durum, geçici işçilik, uzaktan çalışma ve platform işçiliği gibi esnek çalışma biçimlerinin güvencesiz hale getirilmesinin önünü açabilir.
Ekonomideki yapısal sorunlar, işsizlikteki çelişkili veriler ve sanayi üretimindeki daralma, Türkiye’nin kalkınma hedeflerini zorlaştırıyor. Hayri Kozanoğlu’nun bu tespitleri, ekonomideki mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını ve daha gerçekçi bir politikaya ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor.