Dolmen de Menga, İspanya’nın güneyinde yer alan, Neolitik Çağ’da inşa edilmiş anıtsal bir yapıdır. Bu görkemli taş yapının dikkatli bir şekilde incelenmesi, Neolitik toplulukların bilimsel bilgi seviyesini anlamamıza büyük ölçüde katkı sağlamaktadır. Science Advances dergisinde yayımlanan son araştırma, bu devasa taş yapının inşa süreci ve kullanılan teknikler üzerine derinlemesine bir analiz sunmaktadır. Araştırma, Dolmen de Menga’nın yapımında kullanılan taş bloklarının kaynağı, taşların taşınması ve yerleştirilmesi gibi ayrıntıları ele alarak, Neolitik dönemdeki mühendislik bilgisi ve bilimsel prensiplere olan hâkimiyet üzerinde durmaktadır.
Yapının kendisi, tarih öncesi toplumların ileri düzeyde fizik ve geometri bilgisine sahip olduğunu göstermektedir. Büyük taşların bir araya getirilmesiyle oluşturulan bu yapı, ağırlık merkezlerinin ve denge noktalarının ustalıkla hesaplandığını gözler önüne sermektedir. Ayrıca, bu devasa taş blokların taşınması ve yerleştirilmesi işlemleri sırasında kullanılan teknikler, modern mühendislik prensiplerine benzerlik göstermektedir. Araştırmaya göre, jeolojik bilgiye sahip olan Neolitik insanlar, yapının inşasında kullanılacak taşların türünü ve özelliklerini belirleyebilmiş ve bu taşların uygun noktadan teminini sağlamışlardır.
Geometrinin yanı sıra, Dolmen de Menga’nın yapımında kullanılan planlama ve organizasyon becerileri de dikkat çekicidir. Bu, yapı içerisindeki taşların düzenli bir şekilde dizilimi ve belirli bir amaca yönelik olarak yerleştirilmesiyle kendini göstermektedir. Yapının iç kısmında belirli açılarla yerleştirilen taşlar, güneşin belirli dönemlerinde içeriye ışık girmesini sağlar şekilde dizayn edilmiştir. Bu detaylar, Neolitik toplulukların astronomi bilgisine de sahip olduğunu ve bu bilgiyi yapısal tasarımda kullanabildiklerini kanıtlamaktadır.
Dolmen de Menga, Neolitik Çağ’da yaşamış insanların bilimsel bilgi ve becerilerinin geniş kapsamlı bir göstergesidir. Fizik, geometri, jeoloji ve mimarlık alanlarındaki bu bilgi birikimi, o dönemdeki toplulukların ileri düzeyde düşünsel yetkinliklere sahip olduğunu ortaya koymaktadır.
Araştırma Yöntemleri ve Kazı İncelemesi
Araştırmacılar, Dolmen de Menga sit alanının incelenmesinde yenilikçi yöntemler ve teknolojiler kullanarak dikkat çekici bulgulara ulaşmışlardır. Öncelikle, yüksek çözünürlüklü lazer tarama teknolojisi, yapının detaylı bir haritasını çıkararak dolmenin geometrik özelliklerini en ince ayrıntısına kadar gözler önüne sermiştir. Lazer tarama yöntemi, dolmenin her bir taş bloğunun boyutlarını, konumlarını ve açılarını hassas bir şekilde belirlemiş ve bu şekilde yapının inşası sırasında kullanılan teknikler hakkında bilgi edinilmiştir.
Bunun yanı sıra, önceki kazılardan elde edilen ancak yayınlanmamış fotoğraflar ve diyagramlar, araştırmacılara inşa sürecini oldukça detaylı bir şekilde analiz etme imkanı sunmuştur. Bu arşiv materyalleri, çeşitli arkeolojik katmanların ve inşaat evrelerinin belirlenmesinde kritik bir rol oynamıştır. Diyagramlar ve fotoğraflar, dolmenin yapımında kullanılan taşların orijinal yerlerini ve birleştirilme biçimlerini göstermiştir. Bu bilgilerin ışığında, yapının sadece bir mezar yapısı olmanın ötesinde, dönemin mühendislik ve mimari bilgisine dair güçlü ipuçları taşıdığı anlaşılmıştır.
Toplanan verilerin analizi, multidisipliner bir yaklaşımla gerçekleştirilmiştir. Arkeologlar, mühendisler ve jeologlar, elde edilen verileri yorumlayarak inşaat süreci ve tarihsel bağlam hakkında daha geniş bir perspektif elde etmişlerdir. Bu analizler sadece dolmenin inşa süreci hakkında değil, aynı zamanda Neolitik dönemde yaşayan insanların sosyal ve kültürel yapıları hakkında da önemli bilgiler sunmuştur. Bu detaylı araştırma yöntemleri, arkeolojik sahaların daha derin ve kapsamlı bir şekilde incelenmesine olanak tanımış ve Dolmen de Menga’nın tarihsel değeri konusunda yeni anlayışlara kapı aralamıştır.
