Türkiye’nin Sansür Karnesi: 953 Bin Erişim Engeli ve Devam Eden Kısıtlamalar

Internet LED signage beside building near buildings

Türkiye’de internet ve sosyal medya üzerindeki sansür uygulamaları, son yıllarda ciddi boyutlara ulaştı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) Instagram’a Türkiye’den erişim engeli getirmesi, bu durumu yeniden gündeme taşıdı. BTK, bu kararı 5651 sayılı İnternet Kanunu’nun 8’inci maddesine dayanarak aldığını belirtse de, bu madde Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından iptal edilmişti. Ancak iptal kararının yürürlüğe girmesi Eylül 2024’ü bulacağı için BTK’nın erişim engelleme yetkisi şu anda hala geçerli.

Anayasa Mahkemesi ve BTK Arasındaki Gerilim

AYM, 8’inci maddeyi iptal ederken, ceza kanunlarında suç olarak düzenlenen eylemlerin, kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmaksızın idari bir makamın tespitiyle erişim engelleme veya içerik çıkarma kararları vermesinin masumiyet karinesini ihlal ettiği görüşünü dile getirmişti. Ancak, BTK ve sulh ceza hakimlikleri bu tür yetkileri kullanmaya devam ediyor, bu da sansür uygulamalarının keyfi olduğuna dair eleştirileri artırıyor.

DW’den Alican Uludağ’ın haberine göre, Türkiye’de sansür sadece sosyal medya platformlarıyla sınırlı değil. Son yıllarda Deutsche Welle (DW), Amerika’nın Sesi (Voice of America), Independent Türkçe, Mezopotamya Ajansı ve JinNews gibi pek çok haber sitesine erişim engeli getirildi. Ayrıca, LGBTQI+ bireyler için bir sosyal ağ olan Hornet’e de 2020 yılında erişim engeli uygulanmıştı. Bu tür engellemeler, ulusal ve uluslararası basın özgürlüğü kuruluşları tarafından eleştiriliyor.

Prof. Dr. Yaman Akdeniz’in paylaştığı verilere göre, 2023 sonu itibarıyla Türkiye’den erişimi engellenen web sitelerinin ve alan adlarının toplam sayısı 953 bin 415’e ulaştı. Bu erişim engelleri, 833 farklı kurum ve hakimlik tarafından verilen 821 bin 285 farklı kararla gerçekleştirilmiş durumda.

Eleştiriler ve Tepkiler

İfade özgürlüğü savunucuları, AYM’nin sansür kararlarına yönelik iptallerinin uygulanmadığına dikkat çekiyor. Prof. Dr. Yaman Akdeniz, BTK gibi idari kurumların ve sulh ceza hakimliklerinin, AYM’nin kararlarını dikkate almadan sansür uygulamalarını sürdürdüğünü belirtiyor. Akdeniz, bu durumu “tamamen keyfiyete izin veren ve istenildiği zaman kullanılabilen bir sansür modeli” olarak nitelendiriyor.

Türkiye’de internet üzerindeki erişim engelleri ve sansür, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü konularında ciddi endişelere yol açıyor. AYM’nin iptal kararının Eylül 2024’te yürürlüğe girmesiyle birlikte, BTK’nın yetkilerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekecek. Ancak bu süreçte, erişim engellerinin devam etmesi ve internet üzerindeki sansürün artarak sürmesi bekleniyor.

Bu durum, hem ulusal hem de uluslararası arenada Türkiye’nin ifade özgürlüğü karnesine olumsuz bir not olarak yansımakta. İfade özgürlüğü savunucuları ve hukukçular, Türkiye’nin bu alandaki performansının iyileştirilmesi için hukuki reformlar yapılması gerektiğini savunuyor.