Son on yılda Türkiye ekonomisi çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. İktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez’in analizine göre, bu zorluklar arasında artan işsizlik, yatırımların azalması ve enflasyonun kontrol altına alınamaması gibi temel sorunlar yer almaktadır. Türkiye’nin ekonomik durumunu etkileyen bu unsurlar, yanlış ekonomik politikalar ve kararlarla daha da derinleşmiştir.
Eğilmez, Türkiye’de uygulanan “faiz sebep enflasyon sonuçtur” yaklaşımının ekonomiye olumsuz etkilerini vurgulamaktadır. Bu yaklaşım, genel ekonomik teorilerin aksine, faiz oranlarının düşürülmesinin enflasyonu artıracağı yerine, enflasyonu düşüreceği varsayımına dayanmaktadır. Ancak, bu politika enflasyonun daha da yükselmesine neden olmuş ve ekonomik istikrarı bozmuştur. Enflasyonun kontrol altına alınamaması, halkın alım gücünü zayıflatmış ve yaşam maliyetlerini artırmıştır.
Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulaması da Türkiye ekonomisinde olumsuz etkiler yaratmıştır. KKM, döviz kurlarındaki dalgalanmalara karşı mevduat sahiplerini korumayı amaçlasa da, uzun vadede döviz rezervlerinin azalmasına ve ekonomik belirsizliklerin artmasına yol açmıştır. Bu durum, ekonominin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmış ve döviz kurlarındaki istikrarsızlığı artırmıştır.
Eğilmez, yabancılara gayrimenkul karşılığında vatandaşlık verilmesi politikasının da olumsuz sonuçlar doğurduğunu belirtmektedir. Bu politika, kısa vadede döviz girişini artırmış olabilir ancak gayrimenkul piyasasında spekülasyonlara ve fiyat artışlarına neden olmuştur. Bu durum, yerel halkın konut edinme imkanlarını zorlaştırmış ve sosyal dengesizlikleri artırmıştır.
Özelleştirme politikaları da Türkiye ekonomisinde beklenen verimlilik artışını sağlamamıştır. Eğilmez, özelleştirme politikalarının amacının kamu kesiminin kaynak ayıramadığı üretim tesislerini özel kesime devrederek yeni yatırımlarla, yeni teknolojiyle verimlilik artışı sağlanması olduğunu ancak Türkiye’de yapılan özelleştirmelerin bu amaca hizmet etmediğini ifade etmektedir. Özelleştirilen kuruluşların yeterince yatırım yapmaması ve verimlilik artışı sağlayamaması, ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkiler yaratmıştır.
Dış borçlanma konusunda da Türkiye’nin ciddi sorunlar yaşadığını vurgulayan Eğilmez, 21. yüzyıla girerken 103 milyar dolar olan dış borç stokunun 2023 yılı sonu itibarıyla 500 milyar dolara ulaştığını belirtmektedir. Bu borçlar, Türkiye ekonomisi üzerinde büyük bir yük oluşturmuş ve ekonomik istikrarı tehdit etmiştir. Dış borçların artması, ekonominin kırılganlığını artırmış ve finansal istikrarı zayıflatmıştır.
Eğilmez’in analizine göre, Türkiye ekonomisinin karşılaştığı bu zorluklar, gelecekte ciddi endişeler yaratmaktadır. Ekonomik istikrarın sağlanması ve bu zorlukların üstesinden gelinmesi için doğru politikaların uygulanması gerekmektedir. Eğilmez, Türkiye’nin ekonomik politikalarında yapılan hataları ve bu hataların sonuçlarını detaylı bir şekilde ortaya koyarak, gelecekte benzer hatalardan kaçınmak için bir rehber sunmaktadır.
Türkiye ekonomisinin karşılaştığı zorlukları aşmak ve daha parlak bir geleceğe doğru ilerlemek için kapsamlı analizlerin ve doğru politikaların önemi büyüktür. Eğilmez’in değerlendirmeleri, Türkiye’nin ekonomik geleceği için önemli bir rehber niteliğindedir ve ekonomik istikrarın sağlanması için atılması gereken adımları göstermektedir.
- Türkiye’de Borç Yükü: Tüketici Kredileri ve Takipteki Alacakların Artışı - 29 Mayıs 2025
- Türkiye’nin Kayıp Kuşağı: Üniversiteli İşsizler, “Ev Gençleri” ve Sessiz Çöküş - 25 Mayıs 2025
- CHP’li Gürer: “Cumhurbaşkanlığı Sistemi Sorunları Derinleştirdi, Çözüm Erken Seçim ve Parlamenter Demokrasi” - 20 Mayıs 2025