Farz edin ki gidiyoruz. Evet afişin sloganı bu. En yetkili ağızdan doktorlara hitaben söylendi biliyorsunuz “gidin, gidebilirsiniz, size ihtiyacımız yok” diye. Geride kalanlarla, yeni yetişenlerle idare edeceklermiş. Ancak bu bütün ülkeyi ilgilendiren bir sorun. Hem de her vatandaşı. Yani birinin, ki bu en yetkili biri bile olsa, hadi bakayım siz doktorlar, tecrübeli doktorlar pılınızı pıtınızı toplayıp gidebilirsiniz, demesi yetmez. Bunu referandum yapıp halka sormalı. Bakalım halk ne diyecek? Gitmemizi isteyecek mi? İstemeyecek mi? Evet mi, hayır mı?
Şimdi ben bu tabip odalarının sloganını temel alarak bir şeyler söyleyeyim: Farz edin ki 14-15-16 Mart ‘ta gittik. Bu gitmeye dair hem halkımız için hem de biz doktorlar için küçük bir prova. Şimdi bu prova aslında yine kısmen burada olduğumuzu da içeriyor. Yani tamamıyla gitmeyeceğiz. Gidemeyiz. Çünkü bu üç gün içinde acil hastalara bakılacak, yataklı tedaviler devam edecek. Buna her şeyden önce mesleğimizin etik kuralları gereği ve insanlık adına mecburuz.
Şimdi farz edin ki bizlere gidin diyen zihniyete biz de tamam diyoruz ve üç gün değil sadece 1 saatliğine ancak kesinlikle ve tamamen gideceğiz diye teklif ediyoruz. Tekrar ediyorum sadece bir saatliğine. Aslında böyle bir şeyi denemek değil düşünmek bile imkânsız. Hekimler ve yardımcı sağlık personeli sadece bir saat için acilleri kapatsa kapılarda kim bilir kaç kişi ölür, kaç kişinin kalbi hemen müdahale edilmediği için durur, kaç kişinin apandisiti patlar, kaç kişinin beyin kanaması anlaşılamaz ve durdurulamaz? Acil doğumlar… vb. Saymakla bitmez. Acil servis ölüm ve kalım arasındaki o ince çizgidir ve o ince çizgide mutlaka hekimler ve yardımcı sağlık personeli nöbet tutmak zorundadır. Bu sadece acil. Ayrıca yine acil kapsamına giren tedavisinin aksamaması gereken yatan hastalar var. Kanser tedavileri var. Hey yavrum hey! Nasıl bırakıp gitsinler bu doktorlar? Dediğim gibi sadece bir saat her şeyi bıraksalar ülke birbirine girer. Ben şahsen düşünmek bile istemiyorum. Öyle bırakıp gitsinler demek kolay ama…
Bir de gidenler gitsin yerine yenileri var nasıl olsa, söylemi var. Valla bu söyleme bir kere başından ciddi bir hastalık geçmiş bir kişi bile destek vermez. Hekimlik usta ve çırak işidir. Uzun yılarda zahmetle ve ne bedeller ödenerek öğrenilir.
Bu işin nasıl zor olduğunu ve ne aşamalardan geçildiğini ancak ve ancak bu işin içinde olanlar bilir. Yıllarca okursun yıllarca mecburi hizmet yaparsın hem pratisyen hekim olarak hem uzman hekim olarak hatta yan dal yaparsın yine mecburi hizmete gidersin. Binlerce hasta. Uykusuz geceler. Sonra bakarsın bir ömür tükenmiş ve 65 yaşında emekli olmuşsun. Sonra elindeki avcundakine bakarsın. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi 9.000 TL aylık.
Söylenecek o kadar çok şey var ki?
Şimdi farz edin ki biz gittik? Ne diyorsunuz bu işe? Halka sormak gerek bence: Gidelim mi? Gitmeyelim mi?
14 /15 /16 Mart’ta şimdilik acil ve tedavisi devam eden hastalar dışında grevde olacağız.
Daha güzel daha sağlıklı günler için herkesin desteğini bekliyoruz. Çünkü sağlık herkes içindir.
- Failler Güçlü Olunca… - 11 Eylül 2024
- SMA’lı Çocuklar ve Arkasındaki Trajedi - 22 Mayıs 2024
- Ben fesat mıyım? - 13 Mayıs 2024