Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaştırıldığı ve kamu kaynaklarının özel sektöre aktarıldığı bir sistem haline geldi. Son dönemde yapılan operasyonlarda, MESEM’ler üzerinden 3 milyar liralık yolsuzluk ortaya çıktı. Eğitim Sen, bu uygulamaların eğitimi ticarileştirdiğini ve çocuk emeğini sömürdüğünü belirterek, sistemin acilen denetlenmesi gerektiğini vurguladı.
MESEM’lerde Yolsuzluk ve Usulsüzlükler
Kocaeli merkezli yürütülen operasyonlarda, İstanbul, Diyarbakır, Hatay, Bingöl, Manisa ve Samsun’daki MESEM’lerde yapılan usulsüzlükler sonucunda kamunun 3 milyar lira zarara uğradığı tespit edildi. Operasyon kapsamında en az 48 kişi gözaltına alındı. MESEM’lerin sürekli yolsuzluklarla gündeme gelmesi, bu sistemin asıl amacının mesleki eğitim değil, kamu kaynaklarının özel sektöre aktarılması olduğu izlenimini güçlendiriyor.
MESEM’lerde, öğrencilerin bir gün okula gidip diğer günler staj adı altında işletmelerde çalıştırıldığı bir sistem işliyor. Çocuklara asgari ücretin üçte biri oranında ücret ödenirken, bu ücretin üçte ikisi kamu kaynaklarından karşılanıyor. Bu durum, çocuk emeğinin patronlara adeta altın tepside sunulduğu anlamına geliyor.
Çocuk Emeği Sömürüsü ve Eğitimin Ticarileşmesi
MESEM uygulaması, çocukların ucuz iş gücü olarak kullanılmasının yanı sıra eğitimin ticarileştirilmesine de hizmet ediyor. Öğrenciler, staj adı altında angarya işlerde çalıştırılırken, birçok işletmede sigortaları eksik yatırılıyor veya maaşları ödenmiyor. Denetimsiz bir sistem olan MESEM’lerde, sahte kayıtlarla devlet teşvikleri alınması da yaygın bir uygulama haline geldi.
Eğitim Sen, bu durumun sadece eğitimin piyasalaştırılması değil, aynı zamanda yolsuzluk mekanizmalarının devlet eliyle yürütülmesi anlamına geldiğini belirtti. Eğitim sisteminin asli işlevinin bilimsel, kamusal ve laik bir eğitimle nitelikli bireyler yetiştirmek olduğunu vurgulayan Eğitim Sen, MESEM gibi projelerin bu işlevi tersine çevirdiğini ifade etti.
Eğitim Sisteminde Ciddi Kriz: Denetim Şart
MESEM’lerde ortaya çıkan yolsuzluklar ve usulsüzlükler, eğitim sisteminin ciddi bir kriz içinde olduğunu gösteriyor. Eğitim Sen, bu durumun kamusal, bilimsel ve laik bir eğitim anlayışından uzaklaşılmasının kaçınılmaz bir sonucu olduğunu belirterek, yolsuzluklara karşı aktif bir mücadele çağrısında bulundu.
Eğitim Sen, MESEM ve benzeri uygulamalar üzerinde denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, siyasi bağlantıların yolsuzlukları örtbas etmesinin engellenmesi ve çocuk işçiliğini teşvik eden uygulamalara son verilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, eğitim sisteminin ticarileştirilmesine karşı çıkılması ve kamusal eğitimin korunması çağrısı yapıldı.
Eğitim Sistemi Patronların Çıkarına Hizmet Ediyor
MESEM’lerde yaşanan yolsuzluklar ve çocuk emeği sömürüsü, eğitim sisteminin patronların çıkarına hizmet eden bir yapıya dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Eğitim Sen, bu durumun acilen ele alınması ve eğitimin kamusal, bilimsel ve laik bir temelde yeniden yapılandırılması gerektiğini belirtti. Çocukların emeğinin sömürülmesine ve kamu kaynaklarının özel sektöre aktarılmasına karşı mücadele edilmesi, eğitim sisteminin geleceği için büyük önem taşıyor.
