Malatya’da Cadı Avı

Malatya’da Alevilerin evleri kırmızı renkli çarpılarla işaretlenmiş…

İşaretleme geleneği bayağı eskilere dayanıyor aslında. Mesela, Eski Ahit’in ikinci kitabında yer alan ‘Exodus’ yani ‘Göç’ anlatısı, tanrı’nın Mısırlıların üzerine saldığı 10 beladan bahseder. Özetle, bu 10 belanın sonuncusu her evde ilk doğan çocuğun ölmesidir. Fakat İsraillilerin çocuklarının korunabilmesi için, tanrı onlardan evlerini kuzu kanıyla işaretlemelerini ister. Böylece tanrının gazabı köyleri vurduğunda, kapısında kırmızı işaret olan evlerdeki ilk doğanlara bir şey olmayacak ve İsrailliler kölelikten kurtulacaklardır; nitekim de sonuç öyle olmuştur.

Orta Çağ’da ise işaretleme geleneği başka türlü ortaya çıkar; meşhur cadı avlarını ve Salem cadı mahkemelerini hatırlayın; bilge ve şifacı kadınlardan korkan aşırı muhafazakâr ve cahil halk, bu kadınların yaşadıkları evleri kırmızı boyayla işaretler, sonra evdekileri yakalayıp ateşte yakarlarmış. O dönemler sadece kapıları değil insanları da kırmızı harflerle işaretlemişler. Bu cadı avını ve işaretleme geleneğini başlatanlar da bağnaz Püritenlerdir.

16’ıncı yüzyılda KatolikliÄŸe karşı çıkan Püritenler, Adem ile Havva’nın cennetten kovulmalarından dolayı tüm insanlığın mahvolduÄŸuna ve herkesin de günahkar olduÄŸuna inanırlardı. Bu sebeple bir takım ‘kutsal’ misyonlar geliÅŸtirmiÅŸlerdi. O misyonların büyük bir kısmı günah iÅŸleyen insanları yakalamak ve tanrı adına cezalandırmaktı hatta öldürmekti. Bu cezalardan biri de zina yapan günahkâr kadınların boynuna kırmızı haç veya harf asmaktı. Böylece kadın adım attığı her yerde dışlanacak ve aÅŸağılanacaktı. Eminim, bu konuyu anlatan Demi Moore’un oynadığı ‘Kırmızı Leke’ filmini hatırlamayan yoktur.

Eee? Bu kapılar neden işaretlendi peki?
Orada yaşayanların Alevi olduğunu belirtmek için mi? Onları bir felaketten korumak için mi? Katliamın geleceğini haber vermek için mi? Kan dökmek için mi? Cadı avlamak için mi? Yoksa yeni olmayan bir gündem yaratmak için mi?

Ãœstelik gelenek kendilerine bile ait deÄŸil!