“Kaymakam Mahkemeden Ret Beklediğini Açıkladı, Gece Yarısı Ağaçlar Kesildi” – Avukat Irmak: “Telafisi mümkün olmayan zararlara yol açıldı”
Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Mağaracık Mahallesi’nde beş ay önce Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından başlatılan kamulaştırma süreci, hukuki mücadele devam ederken fiili bir oldubittiye dönüştü. Mahalle sakinlerinin izni ve haberi olmadan, mahkemeye yalnızca günler kala kepçelerle girilerek yüzlerce ağaç kesildi. Mahallelilerin itiraz ettiği uygulamaya jandarma eşliğinde devam edilirken, çıkan arbedede bir kişi hastaneye kaldırıldı, bir kişinin kolu kırıldı.
Mahalleli direniyor, yetkililer yargıyı beklemiyor
Mağaracık halkı, arazilerinin kamulaştırılmasına karşı çıktıkları süreci beş aydır hem fiili eylemlerle hem de yargı yoluyla sürdürüyor. Ancak 21 Nisan’da görülecek olan davaya sayılı günler kala, yetkililerin yargı kararını beklemeden iş makineleriyle bölgeye girerek ağaç kesimine başlaması, sürecin hukuk dışı bir oldubittiye çevrildiği eleştirilerini beraberinde getirdi.
Mağaracıklılar adına açıklama yapan Avukat Cuma Irmak, Samandağ Kaymakamı ile yaptığı görüşmelerde, Kaymakam’ın açıkça mahkemeden “ret kararı çıkacağını” öngördüğünü ve bu yüzden süreci hızlandırdıklarını söylediğini ifade etti. Irmak, “Şayet mahkeme mahalle lehine karar verirse, kesilen ağaçlar nasıl geri getirilecek? Bu açıkça hukuki süreci boşa düşürmeye yönelik, telafisi mümkün olmayan bir uygulamadır” dedi.
Jandarma müdahalesi: Bir kişi hastanede, bir kişinin kolu kırıldı
Gece saatlerinde başlatılan ağaç kesiminin sabah da sürmesi üzerine mahalle halkı traktörler ve araçlarla bölgeye giderek müdahale etmeye çalıştı. Ancak jandarma, iş makinelerinin çalışmasını engellemek isteyen yurttaşlara biber gazı ve fiziksel müdahaleyle karşılık verdi. Cuma Irmak’ın açıklamasına göre, yakın zamanda kalp ameliyatı geçiren bir yurttaş fenalaşarak hastaneye kaldırıldı, bilinci kapalı. Ayrıca bir mahallelinin kolu kırıldı.
Vakıflı Köyü de projeden çıkarılmadı: “Tapular devlete geçti”
TOKİ projesi kapsamında kamulaştırma tehdidi altındaki dört mahalleden biri de Türkiye’nin son Ermeni köyü olan Vakıflı. Ocak ayında kamuoyunda oluşan tepkiyle birlikte yetkililer Vakıflı’nın projeden çıkarıldığını duyurmuştu. Ancak Avukat Irmak, bu açıklamaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, “Vakıflı sözde projeden çıkarıldı, fakat tapular hâlâ devlete geçmiş durumda. Resmiyette köy projeden çıkarılmış değil. Bu da kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğini gösteriyor” dedi.
“Mahkemeden döneceğini biliyorlar, bu yüzden alelacele fiili işgal başlattılar”
Süreçteki çelişkili tutumlar, idarenin mahkemeden beklenen karardan haberdar olduğunu ve bu karar çıkmadan önce arazilerin boşaltılması için acele edildiğini düşündürüyor. Avukat Irmak’ın aktardığına göre, Kaymakamın açıkça “mahkemeden red kararı çıkacak” demesi, yargı süreci tamamlanmadan fiili durum yaratılmasının bilinçli bir tercih olduğunu ortaya koyuyor.
Bu durum, kamulaştırma kararının hukuki zemini olmadığına dair iddiaları kuvvetlendirirken, devletin yargı sürecine olan güveni zedeleyecek bir uygulama olarak değerlendiriliyor.
“21 Nisan’da herkesi duruşmamıza bekliyoruz”
Mağaracık halkı, süreci durdurmak için kamuoyuna çağrıda bulunuyor. Mahalle sakinlerinden Çağla Cemali, yaşadıklarını şu sözlerle özetliyor:
“Tapulu arazilerimizdeki ağaçlarımız zorla yerinden söküldü. Jandarma bize müdahale etti. Kolu kırılan arkadaşlarımız, fenalaşan yurttaşlarımız var. Biz direnmeye devam ediyoruz. 21 Nisan’daki duruşmamıza kadar süreci durdurmayı başardık. Ancak mücadelemiz bitmedi. Tüm çevre ve hukuk örgütlerini, duyarlı yurttaşları o gün duruşmamıza destek vermeye çağırıyoruz.”
Bir yandan ağaçlar, bir yandan hukuk kesiliyor
Samandağ’daki bu olay yalnızca bir kamulaştırma krizi değil, aynı zamanda çevre hakkı, mülkiyet hakkı ve hukuk devleti ilkeleri açısından da alarm verici bir örnek teşkil ediyor. Mahkeme kararı beklenmeden, köylülerin izni olmadan başlatılan ağaç kesimleri ve yapılan jandarma müdahalesi, yargı süreci devam ederken vatandaşın mülkiyet hakkının nasıl hiçe sayıldığını gözler önüne seriyor.
Hukuk sürecinin sonucunun önceden kestirilip vatandaşın topraklarının fiilen işgal edilmesi, yurttaşların devlete olan güvenini sarsarken, bu sürecin yalnızca Samandağ değil, Türkiye genelinde yürütülen benzer kamulaştırma projeleri için de tehlikeli bir emsal oluşturabileceği belirtiliyor.
21 Nisan Pazartesi günü Hatay’da görülecek duruşma, yalnızca Mağaracık halkının değil, Türkiye’de hak arayışında olan tüm yurttaşların yakından takip etmesi gereken bir hukuk mücadelesi haline gelmiş durumda.
Kaynak: Anka