Bursa’da yaşanan trajik olay, aile içi şiddetin bir kez daha ölümcül sonuçlar doğurduğunu gözler önüne seriyor. Turgay Kındaç, boşanma aşamasındaki eşi Seher Kındaç’ı önce merdaneyle başına vurarak ardından boğarak öldürmekle suçlanıyor. İlk ifadesinde suçunu itiraf eden Kındaç, duruşmada suçlamaları reddederek, “Eşimi öldürmedim, ona hep ‘Ömrüm’ derdim” diyerek kendini savundu.
Cinayet Öncesi Kıskançlık ve Şiddet İddiaları
Sanık, cinayeti “kıskançlık” gerekçesiyle işlediğini belirttiği ilk ifadesinde, eşinin bir iş arkadaşıyla sosyal medyada paylaştığı fotoğrafın tartışmaları tetiklediğini söyledi. Turgay Kındaç’ın, cinayet öncesi Google’da “İple insan boğmak ne kadar sürede gerçekleşir?” araması yaptığı ortaya çıktı. Olay sonrası eşinin telefonunu ve kredi kartını alarak para çeken sanık, bu eylemleri nedeniyle “Nitelikli yağma” suçundan da yargılanıyor.
İlk duruşmada eşini sevdiğini, ancak tartışmalar sırasında onu öldürdüğünü itiraf eden Kındaç, ikinci duruşmada suçlamaları reddetti. Savunmasında, “Cezaevinde kendimi sorguladım, eşimi öldürmek gibi bir niyetim yoktu” dedi. Bu ifadeler, olayın planlı bir cinayet olup olmadığına dair şüpheleri artırdı.
Adalet Arayışı ve Toplumsal Sorgulama
Bu cinayet, kadına yönelik şiddetin Türkiye’deki derin toplumsal sorunlarından biri olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Davanın sonucunda Kındaç’ın, “Tasarlayarak eşe karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması bekleniyor. Ancak bu tür vakalar, yalnızca cezai yaptırımlarla değil, önleyici sosyal politikalarla da ele alınmayı gerektiriyor.