Türkiye’de yaşanan kamplaşma barışçı duygularımızı öldürmeye devam ediyor. Özellikle kadınlar arasındaki barışçı ve kızkardeş duygusunu neredeyse tamamen yok etti. Fanatik görüşlü kadınlarımız sürekli birbirlerinin ulusal, inançsal kökeninden söz ederek kardeşlik duygusunu görmezden geliyor. İnsani ilişkiler öyle karmaşık hale geldi ki kimse kimseyi dinlemiyor. Ölsen üzerine basıp geçiyorlar. Yaşadığımız çağ duyguların tamamen köreltildiği bir çağ dersem abartmamış olurum.
Popüler deyimle kadınlar fenomendir.
Bu kesin yargıya nereden vardığıma gelince, yaptıkları pek çok şeye hayret ediyorum. Sözgelimi birkaç şeyi paylaşmak istiyorum. İstisnasız her kentimizde bir türbe vardır. İstanbul- Bakırköy’de Zuhurat baba diye bir türbe vardı. Her Perşembe ve Cuma günleri yüzlerce değil, binlerce kadının istilasına uğrardı. Kadınlar salya sümük ağlarken dua eder o taş yığınına içlerini dökerler, istekte bulunurdu. Tarihçesine girmeyeceğim, isteyen araştırabilir. Anlatmak istediğim kadınların çoğunluğunun bu kadar gerçekten uzak yaşamasıdır.
Geçen gün yürüyüş yapıyorum bir kadın yanındaki adamla muhtemelen kocasıydı önümde yürürken birden kaldırımdaki uyuyan kediyi kucaklayıp öperken kendince sevgi sözcükleri mırıldanmıyor herkesin duyacağı şekilde adeta bağırıyor sevgisini görmemizi istiyordu.
”Yavrum, aşkım, bir taneeem. Oy seni yirim ben yiriiim”
Eğer kucağındaki kediyi görmeseydim bir çocuğu seviyor derdim. Yanındaki adam ise şaşkın ve utangaç bakışlarla kadının sevgi gösterilerinin bitmesini bekliyordu. Sonra ne mi oldu? Ne olduğuna ben de şaşırdım açıkçası. Bunca sevgi gösterisinden sonra kediyi hızla yere bırakıp sahildeki takı standlarına daldı.
Kadının davranışlarını anlamaya çalışırken başka bir kadın çıktı karşıma. Zincirinden tuttuğu köpeğe sesleniyordu. “Lütfen aşkıım, hadi ama. Yapma böyle mikrop kapacaksın, sana bin defa öğrettim halen bildiğini okuyorsun.”
Köpekse orayı burayı koklamakla meşguldü tabii. Eğer konuşabilseydi, zincirinden ve o kadından kurtulmak istediğini söylerdi.
Sonra facede bir fotoğraf; torunlarını gezdiriyorlar parkta. Görüntü muhteşem. Babaanne ve dedenin arasında kelebekler gibi nereye konacağını bilemiyor apartman çocukları ya! Parkın keyfini çıkarıyorlar. Paylaşımın altındaki yazı; “ Yerim ben bu dünya tatlılarımı, kuzumun kuzuları.” Kuzu! İşte burada dibe vurdum yine! Çocuklara hayvan gibi, hayvanlara ise insan gibi yaklaşmak neyin nesi anlamakta zorlanıyorum. Kesin bende bir problem var. Kendimi gözden geçirmeliyim, anlamaya çalışmalıyım hemcinslerimi.
Yine iki kadın arkadaşımla kahve molasındayız. Arkadaşım kocasından nasıl para tırtıkladığını anlatıyor heyecanla. “Napiim yani, dünyaya bir kere geliyoruz. İstediğimi alamayacaksam niye evlendim ki? Ben de ne yapıyorum biliyor musun? Pazardan, manavdan, kasaptan yaptığım alış verişlerde para arttırıyorum. Sabah eşimi işe yollarken yanağına bir öpücük konduruyorum. 100tl cepte. Günlerden aldığım paralarla altın alıyorum 20 adet çeyreğim var. Dar günler için saklıyorum. Haaa ihtiyacın olunca söyle veririm, sen bana ödersin.” Gülüyor tabii.
Diğer kadın arkadaşım; “ Ben tutumlu olmasaydım biz yazlık ev alamazdık. Kocamın verdiği harçlıkları çar- çur etseydim şu an perişan haldeydik. Benim gibi kadını dünyada bulamaz.”
Bizimse her zaman gelirimiz ve giderimiz belliydi. İhtiyaçlarımı gelirimize göre yapmayı çocukluğumdan öğrenmiştim. Para tırtıklamayı, gün yapmayı, bir türlü tutumlu olmayı bilemeyen bir kadındım. Şimdi ben ne anlatacaktım? Ben ne anlatacaktım bu kahve molasında? Bir yazar hem de kurgu yazarı ben donup kalmıştım.
“Hadi hadi sen de uydur bir şeyler.” Dedim ama kafam onlar gibi çalışmıyordu. Ne kedileri, köpekleri onlar gibi sevip okşayabiliyordum ne çocukları, ne de onlar gibi para tırtıklayıp çeyrek altınlar biriktirebiliyordum.
Ben de Adem ve Havva’dan Lilith’den söz ettim ama onları açmadı bu konu. Yani lafı uzatmayayım kadınlar gerçekten fenomen. Adem’e bile yasak meyveyi yedirtmedik mi? Lilith Adem’e baş kaldırmadı mı? Araştırmak parayla değil ya! Adem akıllı olsaydı yemeseydi canım, karşı gelmeseydi Tanrıya, ya da aklını kullansaydı değil mi? Kısacası kadınlar gerçekten fenomen, inanmıyorsanız araştırın.
[metadata element=”date” ]
- Yazar Takdir bekler mi? - 14 Ağustos 2024
- Kör İnanç ve Terör - 4 Ekim 2023
- Z Kuşağı ve Deprem! - 9 Şubat 2023