İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik ikinci dalga operasyonlarda gözaltına alınan İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa’nın ifadesi, operasyonun arka planında çarpıcı bir çelişkiyi gün yüzüne çıkardı. Başa, geçmişte tehditleri nedeniyle hakkında koruma kararı verilen bir şahsın şikayeti üzerine gözaltına alındığını açıkladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü, “suç örgütü kurmak”, “rüşvet”, “ihaleye fesat karıştırmak” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlamalarını kapsayan kapsamlı soruşturma kapsamında İBB’ye yönelik yapılan operasyonlarda gözaltına alınan Şafak Başa’nın Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde verdiği ifade kamuoyuna sızdı.
Operasyonun Çıkış Noktası: Tehdit Edilen Müdür, Şikayet Edilen Müdür Oldu
Başa’nın ifadesine göre, gözaltı gerekçesi, İSKİ’ye yönelik tehditleri nedeniyle hakkında güvenlik birimlerince tutanak tutulan ve Başa’ya koruma tahsis edilmesine neden olan İdris Özcelep’in şikayeti. Özcelep, Pendik Kurnaköy’deki bir rehabilitasyon projesi için İSKİ Su Havzaları Koruma Daire Başkanlığı’ndan olumlu görüş alamayınca Şafak Başa da dahil olmak üzere birçok İBB yetkilisini rüşvet istemekle suçladı.
Oysa Şafak Başa, ifadesinde, Özcelep’in su havzalarıyla ilgili mevzuat çerçevesinde olumlu görüş verilemeyeceğinin kendisine defalarca bildirildiğini ve bu durumun belgelerle sabit olduğunu belirtti. Özcelep’in İSKİ çalışanlarına tacizde bulunduğunu, WhatsApp mesajlarıyla tehdit ettiğini ve bizzat kendisinin bu tehditler nedeniyle koruma talebinde bulunmak zorunda kaldığını da ekledi.
Başa, yaşananları şu sözlerle anlattı:
“İSKİ çalışanlarını tehdit ettiği için güvenlik birimlerince tutanak tutuldu. Valilikten koruma talebinde bulundum ve bu talebim onaylandı. Şimdi ise aynı şahıs, suistimal edemediği süreç yüzünden bana iftira atıyor.”
Başa: “32 Yıllık Kariyerimde Böyle Bir İftira Görmedim”
Şafak Başa, 32 yıllık kamu kariyerinde ve 6 yıllık İSKİ Genel Müdürlüğü sürecinde hiçbir zaman hukuka aykırı bir işlem yapmadığını vurgulayarak, Özcelep’in tüm iddialarını reddetti.
Başa ayrıca, İSKİ Genel Müdürü olarak en öncelikli görevlerinden birinin İstanbul’un su havzalarını korumak olduğunu ve göreve geldiği günden bu yana imara aykırı yapılaşmaya karşı en çok işlem yapan isimlerden biri olduğunu hatırlattı.
Şafak Başa, ifadelerinde şu vurguyu yaptı:
“Hiçbir şekilde hukuka aykırı karar veya görüş vermedim. İdari işlemler yargı denetimine tabidir. Haklı olduğunu düşünen biri yargı yoluna gidebilirdi; iftira atmayı tercih etti.”
Soruşturmanın siyasi boyutu: İkinci dalga operasyonlar ne anlama geliyor?
İBB’ye yönelik yürütülen soruşturmalar, yerel seçimler sonrası merkezi iktidar ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasındaki gerilimin bir yansıması olarak görülüyor. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının, İstanbul’u yeniden kazanmak amacıyla yerel yönetimleri çeşitli adli soruşturmalarla baskı altına aldığı yönünde çok sayıda yorum yapılıyor.
İkinci dalga operasyonun zamanlaması ve gözaltına alınan isimlerin ağırlıklı olarak bürokrat kökenli olması da operasyonların teknik bir adli süreçten öte, siyasi bir hamle olduğu iddialarını güçlendiriyor.
Öte yandan, Şafak Başa’nın dosyasında rüşvet talebi olduğu iddia edilen kişiyle yüz yüze dahi gelmediğini, tüm sürecin yazılı işlemlerle yürütüldüğünü belirtmesi, iddiaların dayanaklarını daha da tartışmalı hale getiriyor.
