İSİG Koordinatörü Çakır: Örgütsüz bırakılan işçiler ölüme sürükleniyor

AKP’nin 20 yıllık iktidarından bu yana her yıl ortalama 500 işçinin hayatını kaybettiğini kaydeden İSİG Meclisi Genel Koordinatörü Murat Çakır, AKP iktidarıyla işçilerin tüm haklarının elinden alındığını ve örgütsüz bırakıldığını belirtti.

AKP iktidarının 20 yılı aşkın süredir yürüttüğü sermaye odaklı neoliberal politikaları, Türkiye ve Kurdistan’da ağır çalışma koşulları altında ezilen ve güvencesiz bir şekilde üretim halinde olan işçileri ölüme sürüklemeye devam ediyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’ne (İSİG) göre, yılda ortalama bin 800 ila 2 bin arasında işçinin, çalışma koşullarından, ağır iş yükünden ve güvencesiz koşullarından dolayı hayatını kaybediyor. İSİG, bu ölümlerin yüzde 23’ünün trafik kazası, yüzde 19’unun ezilme ve göçük, yüzde 16’sının ise düşmeye bağlı olduğunu hazırladığı raporlarla her yıl kamuoyuna duyuruyor.

İSİG Meclisi Genel Koordinatörü Murat Çakır, AKP iktidarının 20 yıllık dönemiyle beraber işçi cinayetlerinde yaşanan artışı anlattı.

Özelleştirme ve güvensizleştirme

İSİG Meclisi Genel Koordinatörü Murat Çakır, ülkede özel sektörün önünü açan, işçilerin haklarını kısıtlayan ve neoliberal politikalarının başlangıç tarihi olarak kabul edilen 1980 askeri darbesi öncesi çıkarılan “24 Ocak Kararları”ndan sonra işçilerin her geçen gün ölümüne neden olduğunu belirtti. Çakır, özellikle AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana işçilerin, gün geçtikçe tüm haklarının elinden alındığını, çalışma yaşamındaki bütün önleyici kurulların yok sayıldığını ve ardından büyük bir belirsizlik içerisine girdiğini aktardı. AKP iktidarı sonrası neoliberal politikaların yansımasını aktaran Çakır, “1980 öncesinde çalışanların yarısı sendikalıyken, bugün yüzde 14 civarında. Yaklaşık 20 grev son 20 yılda yasaklandı. İşçilerin çalışma saatleri arttırıldı. Bugün işçiler haftada yaklaşık 60 saat çalışıyor. Bu da haftanın 6 gününe tekabül ediyor. Kuralsızlıklar var. Ayrıca o günden bugüne yoğun bir baskı var” ifadelerini kullandı.

İnşaat sektöründeki artış

AKP iktidarının işçiyi her dönem kendi politikaları için kullandığını ifade eden Çakır, özellikle de seçim dönemlerinde bu durumun net bir şekilde görüldüğünü aktardı. AKP’nin 20 yıllık süreçte özellikle de inşaat sektöründe adeta “lokomotif” gibi bir politika yürüttüğünü vurgulayan Çakır, bu sektörde çokça işçi cinayetlerinin yaşandığına dikkat çekti. Çakır, “AKP iktidarının en temel şeyi bu; 20 yıllık süreçte 15 seçim oldu. 15 seçimde de bunları gördük. AKP döneminden bu yana her yıl ortalama 500 işçi hayatını kaybediyor. Son olarak biliyorsunuz; 3’üncü Havalimanı çok daha uzun sürebilirdi. Ama inşaatı yetiştirmek için uğraştılar. Esasında bu belki bir sene sonra bitecekken, ‘seçime kadar bitirin ki biz onu propaganda malzemesi haline getirelim’ diyorlardı. Bundan dolayı da işçiler hayatını kaybediyorlardı“ ifadelerine kullandı.

Veriler uyuşmuyor

Yaşanan işçi cinayetlerinin kayıtlarının net olarak tutulmadığının altını çizen Çakır, İSİG meclisi olarak bu kayıtları 12 yıldır tuttuklarını dile getirdi. Çakır, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) yıllardır işçi ölümlerine dair açıkladığı sayısal verilerin ise gerçeği yansıtmadığını belirtti.

“OHAL’de işçi cinayetleri sıçradı”

2016 Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde de işçi cinayetlerinin arttığını ifade eden Çakır, o dönem işçilerin oluşturduğu yoğun örgütlülüğün de dağıtıldığının altını çizdi. Çakır, “Darbe girişimi denildi ama bütün muhalif kesimler Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ile sindirildi. Örneğin üniversitedeki bütün demokrat akademisyenlerin neredeyse tamamı üniversitelerle ilişikleri kesildi. Bir de o dönemde yoğun grev yasakları, grev yasaklarının üzerine sendikal etkinlikler de yasaklandı. Yine ilan edilen OHAL ile işçi cinayetlerinde yaşanan ölümler 2 binli sayılara ulaştı” dedi.

Ölüm sektörleri

En büyük işçi cinayetlerinin örgütsüz alanlarda olduğunu vurgu yapan Çakır, bu alanların inşaat, tarım ve taşımacılık olduğunun altını çizdi. Tarım alanlarında çoğunlukla kadınların ve çocukların emeği olduğunu belirten Çakır, tarım alanlarındaki işçilerin sigortasız olduklarını da dile getirdi. Çakır, inşaat sektöründe çalışma koşullarındaki güvencesizlikten kaynaklı, “Yılda ortalama 250 işçi sadece yüksekten düşerek hayatını kaybediyor” dedi. Çakır, tarım ve taşımacılık işlerinin de güvencesiz olduğuna aktararak burada yaşanan ölümlerin ise daha çok kayıtlara trafik şeklinde kaydedildiğini belirtti.

“Kadın işçi ölümleri kayda geçmedi”

Türkiye’de 14 yaşın altında çocukların çalışmasının yasak olduğunu hatırlatan Çakır, bu yasağa uyulmadığını ve yılda 60 ila 70 çocuğun hayatını kaybettiğini kaydetti. 15 ve 18 yaş arası çocuklara da değinen Çakır, bu çocukların ise tarım alanlarında, inşaatlarda ve sanayilerde çalıştığını dile getirdi. Meclis olarak kayıt altına aldıkları kadın işçilerin ölümlerine dair hazırladıkları sayısal verilerle SGK’nın açıkladığı veriler arasında uçurum olduğunu da ifade eden Çakır, kadın işçi ölümlerinin daha çok kayıtlara geçmediğini söyledi.

Çözüm örgütlülükte

İşçi ölümlerinin son bulması için denetimlerin yapılması ve sendikal örgütlülüğün önemine dikkat çeken Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Grev yasakları, iş yerlerinde işçiler üzerinde baskının oluşturulmaması, iş yerlerinde gerekli işçi sağlığı güvenliği kurullarının oluşturulması gerekir. İşçi sağlığı güvenli önlemleri maliyet olarak görülemez. Bu anlamda kar uğruna işçilerin burunlarının kanasına izin verilemez. Devletin denetimleri yapıp gerekli cezai işlemin yapılması gerekiyor.” (MA)