İran’da 9 ayda 1700 kişi tutuklandı

İran rejimi, 2023 yılında binlerce insanı keyfi olarak tutukladı. Bu tutuklamaların çoğu, Kürt ve Beluç yurttaşlara yönelik sistematik bir baskı ve sindirme politikasının parçası.
Hengaw İnsan Hakları Örgütü, bu yılın başından beri İran rejimi tarafından bin 700 kişinin tutuklandığını açıkladı. Bu tutuklananların 902’si Kürt, 302’si ise Beluç yurttaşı. Bu rakamlar, İran’da yaşanan insan hakları krizinin boyutunu gösteriyor.
İran rejimi, Kürt ve Beluç yurttaşlarının temel hak ve özgürlüklerini ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda onları şiddetle bastırıyor. Birkaç ay önce Birleşmiş Milletler İran İnsan Hakları Özel Temsilcisi, Mahsa (Jina) Amini’nin katledilmesiyle başlayan protestoların ardından İran’da yaşanan insan hakları ihlallerine ilişkin bir rapor yayınladı.
Raporda, protestolara katılan veya destek veren binlerce kişinin tutuklandığı, işkence gördüğü, idam edildiği veya kaybolduğu belirtildi. Rapora göre, insan hakları ihlallerine maruz kalanların yarısından fazlası Kürt ve Beluç yurttaşlardan oluşuyor. Özellikle batı Azerbaycan’ın güneyindeki ve Doğu Kürdistan kentlerinde baskının arttığı vurgulandı. Raporda ayrıca 13’ü çocuk, 8’i kadın en az 125 Kürt protestocunun, güvenlik güçleri tarafından katledildiği ifade edildi.
İran rejimi, Kürt ve Beluç yurttaşlarının sesini kesmeye çalışsa da, uluslararası toplum bu sesleri duymalı ve harekete geçmeli. İran’da yaşanan insan hakları ihlalleri, sadece İran’ın iç meselesi değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel bir sorundur.
Kürt ve Beluç yurttaşlarının haklı talepleri karşısında sessiz kalmak veya görmezden gelmek, İran rejiminin zulmünü meşrulaştırmak anlamına gelir. Bu nedenle, uluslararası toplumun İran rejimine baskı yapması, insan hakları ihlallerini durdurması ve sorumlularını hesaba çekmesi gerekiyor. Kürt ve Beluç yurttaşlarına destek vermek, sadece insani bir görev değil, aynı zamanda demokrasi ve barış için bir zorunluluktur.