İmamoğlu’na Yakın Tutuklular Gece Yarısı Başka Cezaevlerine Nakledildi: “Ne Kadar Dağıtırsan O Kadar İyi” Talimatı mı?

Savunma Hakkı Tehlikede, Hukukçular Uyarıyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan bazı isimlerin, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nden gece yarısı operasyonuyla farklı illerdeki cezaevlerine sevk edilmeye başlandığı ortaya çıktı. Nakledilenler arasında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yakınlığıyla bilinen çok sayıda danışman, yönetici ve kamuoyunda tanınmış isim bulunuyor.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada sevk işlemlerinin planlı ve merkezi bir talimatla gerçekleştiğini ima ederek, “Ne kadar dağıtırsan o kadar iyi” anlayışının devrede olduğunu belirtti. Günaydın’ın verdiği bilgiye göre:

  • Murat Ongun ve Hüseyin Köksal: Çorlu Cezaevi’ne
  • Murat Kapki, Nihat Sütlaş, Adem Soytekin ve Tuncay Yılmaz: Tekirdağ Cezaevi’n
  • Fatih Keleş, Necati Özkan ve Serdal Taşkın: Kocaeli Cezaevi’ne gönderildi.

Gece Yarısı Sevkiyatı ve Sağlık Kontrolü

Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın avukatı Hüseyin Ersöz de gelişmeleri doğrulayan bir açıklama yaptı. Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, Adalet Bakanlığı’ndan gönderilen bir yazıyla sevk işlemlerinin resmileştiğini, tutukluların saat 21.00’de sağlık kontrolünden geçirilip sabaha karşı eşyalarını toplamalarının istendiğini aktardı. Bu gelişmenin, önümüzdeki günlerde başka isimlerin de benzer biçimde farklı illere sevk edilebileceğine işaret ettiğini belirtti.

Ersöz, özellikle adil yargılanma ve savunma hakkı bağlamında ciddi endişeleri gündeme getirerek şu ifadeleri kullandı:

“Tutukluların, yargılamaların yapılacağı illerden uzak şehirlerdeki cezaevlerine sevk edilmelerinin savunma hakkı ihlali olduğu konusu, hukukçular arasında mutabık kalınan bir görüş.”

Yargılamaya Uzaklık: Hukuk Devletinde Yeri Yok

Sevk kararlarının, tutukluların İstanbul’da yürütülecek yargı süreçlerinden fiilen koparılmasına neden olabileceği belirtiliyor. Gerek avukat görüşmelerinin gerekse duruşmalara katılımın lojistik olarak zorlaşacağı, bunun da savunma sürecini olumsuz etkileyebileceği değerlendiriliyor.

Özellikle seçim sonrasında İmamoğlu’na yönelik artan yargı ve idari baskılar çerçevesinde bu tür sevklerin bir tür dağıtma ve yalnızlaştırma stratejisi olabileceği yorumları yapılıyor. CHP cephesinden yapılan açıklamalar, bu gelişmenin yalnızca bir güvenlik önlemi olmadığını, aynı zamanda siyasi bir mesaj taşıdığına işaret ediyor.

İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Açısından Endişe Verici

İnsan hakları savunucuları ve hukukçular, bu tür uygulamaların yalnızca bireysel özgürlükleri değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğü ve yargının tarafsızlığı ilkelerini de tehdit ettiğini vurguluyor. Zira tutukluların farklı illere dağılması, sadece bireyler üzerinde değil, aynı zamanda kamuoyunda da caydırıcı bir baskı yaratma aracı olarak değerlendiriliyor.

Türkiye siyasi tarihinde, muhalif aktörlerin cezaevlerinde yalnızlaştırılması ve savunma haklarının dolaylı yollarla kısıtlanması yeni bir yöntem değil. Ancak bu defa, doğrudan İstanbul seçimlerini kazanan bir büyükşehir belediye başkanının ekibine dönük yürütülen sistematik operasyonlar, adalet sisteminin araçsallaştırıldığı yönündeki eleştirileri güçlendiriyor. Nakil operasyonunun gece yarısı yapılması ise sürecin sadece hukuki değil, aynı zamanda psikolojik bir yönü olduğunu da düşündürüyor.

Kaynak:
ANKA Haber Ajansı, Gökhan Günaydın ve Hüseyin Ersöz’ün sosyal medya paylaşımları.