İmamoğlu Silivri’den Gençliğe Seslendi: “Korku Duvarlarını Yıktınız, Bu Millet Sizin Yanınızda”

Türkiye’de anayasal haklarını kullandıkları için cezaevine konulan gençlerin sayısı her geçen gün artarken, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mektupla bu gençlere hem moral verdi hem de demokrasiye inancını yineledi. Mektubunda, “Seninle ve arkadaşlarınla gurur duyuyorum. Korku duvarlarını yıkarak koca bir millete umut oldunuz” ifadelerini kullanan İmamoğlu, içinde bulunulan hukuksuz süreci açıkça eleştirdi.

“Türkiye’nin Umudu Sevgili Genç Arkadaşım…”

İmamoğlu’nun mektubu yalnızca birkaç tutuklu gence yazılmış kişisel bir destek değil; aynı zamanda bir kuşağa yöneltilmiş kolektif bir çağrıdır. Mektubuna, “Türkiye’nin umudu sevgili genç arkadaşım” hitabıyla başlayan İmamoğlu, bu sözlerle cezaevinde tutulan gençlerin yalnız olmadığını, onların direnişinin çok daha geniş bir toplumsal yankı yarattığını vurguladı.

İmamoğlu, gençlerin sessiz kalmayarak anayasal haklarını kullandığını ve bu nedenle cezalandırıldığını şu sözlerle ifade etti:

“Sen, ülkemizde yaşanan haksızlık ve hukuksuzluklara karşı sessiz kalmadın. Milletin iradesine darbe vurulmasına, demokrasinin ve adaletin rafa kaldırılmasına, geleceğinin elinden alınmak istenmesine karşı anayasal haklarını kullandın. Demokrasiyi ve Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak için kimsenin canına, malına zarar vermeden itirazlarınızı dile getirdiniz.”

Bu ifadeler, mevcut yargı uygulamalarının siyasal baskı aracı olarak işlev gördüğüne dair kamuoyundaki eleştirileri destekler nitelikte. Çünkü tutuklanan gençlerin barışçıl eylemleri kriminalize edilerek ibretlik cezalara dönüştürülmüş durumda.

“Korku Duvarlarını Yıktınız, Umut Oldunuz”

İmamoğlu’nun mektubundaki en çarpıcı ifadelerden biri ise gençlerin korku iklimine karşı verdikleri mücadelenin anlamını ortaya koyuyor:

“Sen ve arkadaşların; korku duvarlarını yıkarak koca bir millete umut oldunuz.”

Bu sözler, baskı altında bir toplumda, gençlerin cesaretiyle yeniden canlanan direniş ruhunun bir yansımasıdır. İmamoğlu burada, yalnızca moral vermiyor; gençlerin tarihsel bir rol üstlendiğini de ilan ediyor. Tıpkı geçmişte Deniz Gezmiş’ten cezaevindeki akademisyenlere kadar süregelen siyasal tutukluluk tarihlerinde olduğu gibi, bugünkü gençler de bir hakikat hatırlatıcısı olarak konumlanıyor.

“Bu Millet Sizin Yanınızda”

Mektubun devamında İmamoğlu, gençlere yalnız olmadıklarını hatırlatarak dayanışma duygusunu pekiştiriyor:

“Yalnız değilsiniz, bu millet yanınızdadır. En kısa sürede önce sevdiklerinize, sonra hayalini kurduğumuz Türkiye’ye kavuşacağız.”

Bu cümle, cezaevindeki gençler kadar dışarıdaki milyonlara da verilmiş bir sözdür. Umudu diri tutmanın ve birlikte yürümenin çağrısıdır bu. İmamoğlu, bireysel değil toplumsal bir mücadelenin parçası olarak gençliği selamlıyor.

“Birlikte Başaracağız”

Mektubun sonu, yalnızca bir temenni değil, bir siyasal irade beyanıdır:

“Daha adil, eşit, umutlu ve güzel bir geleceğe beraber yürüyeceğiz. Birlikte başaracağız.”

İmamoğlu’nun bu mesajı, bugünkü baskı rejimine karşı demokratik bir Türkiye inşa etme iradesini dile getirirken, gençliğe duyulan güveni ve umudu da pekiştiriyor. Silivri duvarlarının ardından gelen bu sözler, sadece demir parmaklıklar ardındaki gençlere değil, Türkiye’nin dört bir yanında özgürlük isteyen her bireye ulaşmayı hedefliyor.