İktidara yakın medya organlarında sıkça gündeme gelen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik karalama kampanyalarına bir yenisi daha eklendi. Bu kez hedefte, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) vardı. Bazı televizyon programlarında 2019 yılı Temmuz ayında İSKİ’nin banka hesaplarında bulunduğu iddia edilen “2-3 milyar TL’lik kayıp mevduat” gündeme taşındı. Ancak İBB, bu iddiaları “asılsız” ve “kamuoyunu yanıltmaya yönelik” diyerek sert bir açıklamayla yalanladı. Belediyenin açıklaması, artık klasikleşen “Yalanlar ve Gerçekler” başlığı altında yayımlandı.
“Ne Para Kayboldu, Ne Mevcut Oldu”
İBB, yaptığı açıklamada, 2019 yılı Haziran ayı ve sonrasını kapsayan 6 aylık dönemde İSKİ’nin banka hesaplarında iddia edildiği gibi 2-3 milyar TL’lik bir mevduat bulunmadığını net biçimde ortaya koydu. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“İSKİ’nin banka hesaplarında 2 ila 3 milyar TL arasında bir bakiye hiç bulunmamıştır. Mevcut olmayan bir paranın çekilmesi veya başka bir hesaba aktarılması teknik ve yasal olarak mümkün değildir.”
Sayıştay Denetiminde, Tüm İşlemler Kayıt Altında
İBB’nin açıklamasında İSKİ’nin 2560 sayılı kuruluş kanununa ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na tabi olduğu hatırlatıldı. Buna göre, tüm banka işlemleri “Kamu Haznedarlığı Yönetmeliği” kapsamında yürütülüyor ve Sayıştay denetimine açık bir şekilde kayıt altında tutuluyor. Belediye yetkilileri, bu boyutta bir paranın herhangi bir iz bırakmadan aktarılmasının hukuken ve mali açıdan imkânsız olduğuna dikkat çekti.
“Gerçekleri Saptıranlara Karşı Hukuki Süreç Başlatıldı”
İBB, söz konusu iddiaları dile getiren televizyon yayınlarına karşı yasal sürecin başlatıldığını da duyurdu. Açıklamada, bu tür yayınların açıkça kamuoyunu yanıltma amacı taşıdığı ve İBB yönetimini karalamaya yönelik siyasi bir kampanyanın parçası olduğu vurgulandı.
“Bir Kaybın Değil, Bir Algı Operasyonunun Peşindeyiz”
Açıklamanın sonunda İBB, kamuoyuna şu net mesajı verdi:
“Ortada ne kayıp bir para vardır ne de akıbeti belirsiz bir işlem. Bu asılsız iddialar, kamuoyunu yanıltmaya yöneliktir. İBB olarak halkı doğru bilgilendirmek ve gerçekle yalanı ayırmak için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.”
Bu açıklama, özellikle seçim atmosferinin giderek ısındığı bir dönemde İBB’ye yönelik yürütülen sistematik dezenformasyonun bir başka halkası olarak okunmalı. İktidar yanlısı medyanın, gerçekliği belgelerle çürütülebilecek iddiaları kamuoyuna sunarak güven sarsmaya çalışması, demokratik süreçler açısından endişe verici. İBB’nin “Yalanlar ve Gerçekler” başlığıyla yaptığı düzenli bilgilendirmeler, bu tür dezenformasyon karşısında kamu kurumlarının nasıl şeffaflıkla hareket etmesi gerektiğini gösteren önemli bir örnek.
İstanbul’da neyin kaybolduğundan bahsedileceği varsa, o da siyasal etik olabilir. Paranın değil, hakikatin izini sürmek gerekiyor.
Devam eden bu yalan furyası karşısında, kamuoyunun sağduyusu ve basın özgürlüğü her zamankinden daha büyük önem taşıyor.
- Evren Neden Var? Madde ve Antimadde Üzerine Yeni Araştırmalar - 24 Mayıs 2025
- Furkan Karabay’ın Tutukluluğuna Yapılan İtiraz Reddedildi - 24 Mayıs 2025
- Cumartesi Anneleri 1052. Hafta Eyleminde Örhan Ailesi İçin Adalet Talep Etti - 24 Mayıs 2025